Bölüm 17 - GENÇ LİDERLER

671 179 276
                                    

Yarın sabah olduğunda, yine her ırkın soylu aileleri konsey salonunda bir araya geldiler.

Hayalet Kral Gost onları karşıladı, belli ki sabaha kadar bir plan hazırlamıştı. Bu yüzden artık tüm yetki ona aitti ve tüm sorumluluğu kendisi üstleniyordu.

Hayalet Kral söze başladı:

"Bu sabah itibariyle, krallıkta güveneceğimiz kişi sayısı en aza düşmüştür. Artık sadece biz varız! Bugün erkenden, sizlerden ve kendisine kefil olduğunuz birliklerinizden, tüm krallığı didik didik aramasını istiyorum. Herkesin kollarına bakılmalı ve daire şeklinde damarlara sahip her birey, anında ölüme mahkum edilmelidir. Aksi takdirde olası bir iç savaşla karşı karşıya kalacağız."

Tüm konseye mensup ailelerden bir ses dahi çıkmadı. Dün ki kayıplar zaten kimseyi rahat rahat uyutmamıştı. O yüzden konseydeki herkes, bu sorunun bir an önce hallolması için uğraşmaya hazır görünüyorlardı.

Cadı Kral Numenha bu sıralarda:

"Ne yani, biz krallar olarakta mı halkı arayacağız? Tutalım en güvendiğimiz adamları, herkes aransın işte." diye çıkıştı.

Bu söze tüm kral ve kraliçeler hak veriyordu. Hayalet Kral Gost ise:

"Artık her birliğe güvenemeyiz, içlerinde Elvis'in casusları barınıyor olabilir. Birliklere eşlik edecek kişiler mutlaka olmalı." dedi.

Bunun üzerine Garlok, bu soruna bir çözüm bulmuşcasına ayağa kalktı ve:

"O vakit, üç ırkın en gençleri tüm birliklere önderlik etsin. Krallığı arasınlar. Hem onlara böyle bir sorumluluk yüklersek, gelecekte bize çok iyi şekilde geri dönerler. Şimdiden liderlik etmeyi öğrenmeleri gerek. Madem siz soylular böylesine bir görev için kılınızı kıpırdatmıyorsunuz. Bırakın da bu sefer gençler halletsin." dedi.

İşte bu fikir tüm konseyin içine sinmişti.

Vampir Kral, kızı için biraz endişelense dahi, kızının yanında oğlu Dayvos'ta olacağı için bir nebze de olsa rahatlamıştı.

Hemus, Dayvos, Galir ve Silverya gençler olarak bir takım oldular.

Onların arkalarında ise diğer birlikler her yeri arıyorlardı.

Dayvos sanki bir kralmışcasına ne yapılması gerektiğini teker teker tüm birliklere söylüyordu. Aslında komuta dört gence birden verilmişti ama Dayvos ortaya çoktan liderliğini koymuştu.

Ardından Dayvos:

"Şimdi alan paylaşımı yapacağız. Hepimiz aynı yere gidersek çok zaman kaybederiz, şafak vakti meydanda buluşuruz." dedi ve genç liderlere, birlikleriyle beraber gitmeleri gereken yerleri söyledi.

Hemus'a ayrılan yer, en sevdiği mekanlardan birisi olan Meydan ve Meydan'ın çevresiydi.

Meydan'da halk için sıradan bir gün değildi. Sabah saatlerinde ölülerini uğurladıkları için, daha yeni yollara koyulmuşlardı.

Meydan'ın tepesindeki Büyük Ağaç'a herkes ip bağlamıştı. Bu ip bağlama geleneği çok eskilere dayanmaktaydı. Öyle ki her bir ip, bir ölüyü temsil ediyordu.

Hemus, Büyük Ağaç'a baktığında oldukça etkilenmişti. Renkli ipler sayesinde, ağaç rengarenk gözüküyordu. Ardından yanındaki birliklere:

"Haydi işe koyulalım, neyi arayacağınızı çok iyi biliyorsunuz." dedi.

Genç liderler ve beraberindeki birliklerler saatlerdir krallıkta arama yapmaktaydı. Fakat beklenilenin üstüne hiçbir iskelet bulamadılar. En sonda da şafak vaktinde Meydan'da buluştular.

SONSUZLUK KRİSTALİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin