Taç Krallığı'nda güneş, yepyeni bir güne daha ışığını yansıtmıştı.
Kraliyetin dört bir tarafında çocuklar sokağa dökülmüş, tüm kraliyet halkları ortak mekan, Taç Krallığı'nın bünyesi altına girmişlerdi.
Dışarıdaki manzaraya baktığınızda, aileleri ile buluşan gençleri görmemek olanaksızdı.
Bunun beraberinde Vampir Kral Sebastian ve arkasından gelen kocaman ordu, Taç Krallığı'na giriş yapmıştı.
Hemus yatağından doğruldu. Penceresinden dışarıya baktı ve kendi kendine:
"Yine ne oluyor ya?" dedi.
Sonra odasından çıktı ve Konsey Salonu'na doğru ilerlemeye başladı. Kapıyı birkaç kez tıklattı, hiçbir ses duyamadı. Daha sonra kapıyı açtı ve tam içeri gireceği sırada Garlok ona baktı ve:
"Şimdi sırası değil Genç Kurt! Hemen dışarı çık!" diye bağırdı.
Hemus daha neler olup bittiğini anlayamadan azarı işitmişti bile.
Hemus'u bu halde gören Silverya gülmeye başladı, ardından:
"Sana da günaydın Hemus! Senden hemen önce aynı azarı ben de işittim. Babam krallığa geri döndü ama ben ona doyasıya sarılamadım bile." dedi.
Hemus, Silverya'nın yanına gitti ve:
"Ortada bir sorun var Silvi. İçeriye girdiğimde Hayalet Kral Gost'u göremedim. Bu yetmezmiş gibi bir de Miya Kraliçesi Sefrenya'yı ağlarken gördüm. Bizi içeriye almadıklarına göre olan biteni kendimiz öğrenmemiz gerekiyor. Meydan'a gidiyorum, benimle geliyor musun?" dedi.
Silverya gülümsedi ve:
"Cevabı biliyorsun Hemus, hadi ortalıkta neler dönüyor biraz araştırma yapalım." dedi.
*
Bir saat öncesi, Taç Krallığı...
Vampir Kral Sebastian ve arkasındaki ordu Taç Krallığı'na giriş yaptı.
Garlok ve beraberindeki heyet onları karşılamak için bir şenlik hazırlamıştı ama Sebastian'ın diyecekleri, şenlik ve eğlencenin çok ötesindeydi...
Garlok, Sebastian'a baktı ve:
"H-Hayalet Kral Gost nerede? Bu kadar yolu onsuz mu geldiniz? Ne yaptığınızın farkında mısınız?" dedi agresif bir tavırla.
Sebastian başını eğdi, ardından:
"Artık Gost diye birisi yok Garlok... Acilen konseyi toplamalıyız. Çünkü Kuzey'de bize doğru gelen bir ordu var. Yaklaşık beş günlük mesafe var aramızda. Yalnız sorun şu ki, e-ejderhalar geri döndü ve beraberindeki büyük düşman... Diyar'ın kalkanı yok oluyor Garlok..." dedi.
Konsey Salonun'da tüm krallık büyükleri toplandığında Garlok kısaca durumu özetledi, ardından:
"Sebastian'dan aldığımız bilgiler doğrultusunda, Hayalet Kral Gost diyardaki yaşamını yitirdi. Bu yüzden hakimiyeti ben devralıyorum. Dostlarım, şimdi yas tutmanın sırası değil, düşman peşimizde." dedi.
Miya Kraliçesi Sefrenya tereddüt ederek ayağa kalktı ve:
"Ne kadar zamanımız var? Eğer kristali aldılarsa, diyarın kalkanı ne kadar dayanabilir?" diye sordu.
Garlok bu soru karşısında önce başını kaşıdı ve sonrasında:
"Düşman ile aramızda beş günlük mesafe var. Tahminimce Karanlıklar Efendisi Slador diyara giriş yapmadan bize saldırmayacaklardır. Acilen birliklerimizi bilinçlendirmeli ve savaşa hazır hâle gelmeliyiz. Ümit ederim ki diyarın kalkanının yok olması epey zaman alır. Bu zaman zarfı içerisinde karşı saldırıda bulunursak, kazanmak için bir şansımız olabilir. Hemen harekete geçmeliyiz. Sebastian! Sen Güney'deki yabanilere haber ulaştır, ben Kupera'nın yanına gideceğim. Bu savaşta ne kadar müttefik bulursak, o kadar kazanma olasılığımız artar." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONSUZLUK KRİSTALİ
Fantasíaİçerisinde 6 çeşit ırkın bulunduğu Güç Krallığı çeşitli süreçler geçiriyordu. Bu ırkları sırasıyla;Vampirler, Cadılar, Hayaletler, Miyalar, Deniz Kızları ve Kurt Adamlar oluşturuyordu. Irklar zamanın en kötü büyücüsü olan Slador tarafından çok eski...