Bölüm 24 - İNTİKAM ATEŞİ

629 110 253
                                    

Yaşanan bu kötü hadiseden sonra gece vakti, tüm konsey toplandı.

Deniz kızları, krallığın katıldığı hiçbir savaşa katılmamışlardı. Çünkü "Biz savaşmayız!" diyorlardı her seferinde. Lakin Elvis'i kurtarmak pahasına tüm krallığa savaş ilan etmişlerdi. Bu durum Hayalet Kral Gost'u çok sinirlendirmişti.

Garlok, konseydeki tüm bağrışmaların ardından:

"Susun!" diye bağırdı.

Ardından Garlok, Hemus'un Deniz'in Kraliçesi Sodille'ye yerleştirdiği takip çiçeğini konsey ile paylaştı.

Yaşanan onca kötü olaydan sonra, konseyde yeniden yüzler gülmeye başlamıştı çünkü gönüllerde intikam ateşi yanmaya başlamıştı.

Vampir Kral Sebastian hiddetle ayağa kalktı ve:

"İntikam istiyoruz!" dedi.

Bunun üzerine, vampirlerle yüzyıllardır kavgalı Kurt Sürüsü'nün Lideri Ed, ayağa kalktı ve:

''Hep birlikte intikam istiyoruz! Yarın, hiç beklemedikleri bir anda saldıralım!" dedi.

Sonrasında Miya Kraliçesi Sefrenya ayağa kalktı ve:

"Kralımız Dorthak'ın intikamı, dün ve bugünün intikamı için hep birlikte savaşalım!" dedi.

Konseyde uzun zaman sonra bir birliktelik ortaya çıkmıştı.

Garlok, normalde ani alınan kararlardan hoşlanmasa da, o da artık geciktirilmeden karşı saldırıya geçilmesinin taraftarıydı.

Hayalet Kral Gost:

"Bugün tüm birliklerinize haber salın! Yarın erkenden Kuzey'e gidiyoruz!" dedi.

Garlok ise:

"Sen ve hayaletlerin burada kalmalı dostum. Hiç beklenmedik bir anda onlarda saldırıya geçebilir, krallık boş kalmamalı. Ayrıca Sonsuzluk Kristali'ne sahip olduğun için, sen bizim için en değerlisin. Seni ve krallığı riske atamayız." dedi.

Hayalet Kral Gost daha fazla ısrar etmedi, çünkü Garlok her zamanki gibi haklıydı.

Konsey artık salonu yavaş yavaş terk etmeye başladı. Bu sırada Silverya, dışarı çıktı ve yıldızlara baktı. Dışarıda zifiri karanlık vardı ve ölümlerin getirdiği sessizlik...

Hemus da dışarı çıktı. Silverya'yı görünce yanına gitti.

Silverya Hemus'a baktı ve:

"Sen de mi gideceksin Kuzey'e?" diye sordu.

Hemus doğrudan cevap verdi.

"Tabii ki ben de gideceğim. Ordumu yüz üstü bırakamam."

Silverya yüzünü eğdi ve:

"Yani bir başkasını yüz üstü bırakacaksın..." dedi.

Hemus gülümsedi ve:

"O bir başkası, kalbimin en derinindedir. İstesem de bırakamam. O başkası, aşkların en güzelidir, istesem de ondan kopamam." dedi.

Silverya'nın gözleri dolmuştu. Sonrasında:

"Yarın savaştan önce Meydan'ın tepesinde buluşalım. Sana diyeceklerim var!" dedi ve koşarak Büyük Kale'nin içine girdi.

Hemus aşırı derecede heyecanlanmıştı. İçinden:

"Acaba biraz abarttım da onu korkuttum mu ?" diye geçirdi.

Ardından o da Büyük Kale'nin içine girdi ve Kurt odasına doğru ilerledi.

Yarın sabah olduğunda Hemus'un gözleri şişmişti. Doğrusu bu uykusuzluktandı. Hem yarın ki savaşın ömrü boyunca katıldığı en büyük savaş olacağını düşünüyordu. Hem de yola çıkmadan bir saat önce Meydan'ın tepesinde Silverya ile buluşacaktı.

SONSUZLUK KRİSTALİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin