Taç Krallığı'nda gün erken başlamıştı. Meydan'da kocaman bir panayır kurulmuştu. Ve bu panayırda birbirinden farklı, rengarenk meyveler satılıyordu.
Tabii ki panayır fikrini Garlok düşünmüştü. Çünkü Cadı Kral, krallığın birbirinden güzel meyvelerini çok severdi. Garlok, Numenha'yı son yolculuğuna uğurlarken böyle bir jest düşünmüştü. Fakat Numenha, hiçbir şey söylemeden öylesine panayırdan geçip gitti.
Cadı ve deniz kızları için kurulan bu panayır, krallığın sokaklara dökülmesine sebebiyet vermişti.
En sonunda Cadı Kral, krallıktan ayrılmak için iznini aldı ve beraberindeki deniz kızları ve cadı ordusuyla birlikte Taç Krallığı'nı terk ettiler.
Garlok, Hayalet Kral'a baktı ve:
"Belki de bu, Numenha'yı son görüşümüz oldu..." dedi.
Hayalet Kral, fazla duygusal kişiliğe sahip birisi değildi. Onun için yaşayanların, ölüme kavuşması bir anlam ifade etmiyordu. Hayalet Kral için önemli olan daima var olmasıydı.
Bunun üzerine Hayalet Kral Gost:
"Galir ile özel olarak konuştum. Kralının ölüm işleriyle ilgilendikten sonra zaman kaybetmeksizin Taç Krallığı'na geri dönecekler. Biliyorsun, yaklaşmakta olan bir savaş bizi bekliyor. İskeletler lidersiz kalsa bile, hâlâ Kuzey'de istedikleri gibi dolaşabiliyorlar." dedi.
Garlok ise:
"Evet, yakında büyük bir savaş bizi bekliyor. Umuyorum ki bu savaş, kraliyet tarihindeki son savaş olarak tarihe adını yazdırır. Bundan böyle savaş yüzü görmek istemiyorum." dedi.
Ardından Garlok devam etti:
"Numenha'nın ölmesinin ardından, Cadı Kral'ı Galir olacak. Galiba kraliyet tarihindeki en genç Kral olarak tarihe geçecek. Umuyorum ki kral olacak bilgi ve birikime sahiptir." dedi.
Deniz kızları ve cadılar Taç Krallığı'nı terk ettikten sonra onları uğurlamaya gelen krallık halkı evlerine geri dönmediler, aksine herkes panayırda gezinmeye devam etti. Vakit bulanlar Kraliyet Çarşısı'na gitti.
Genç Vampir Silverya da Ella ile arkadaşlığının bozulmasını istemiyordu. O yüzden onunla beraber Kraliyet Çarşı'sında oturacakları bir yer bulup, konuşmak istedi.
İyi bir yer buldukları vakit Ella, arkadaşı Silverya'nın yüzüne bakamıyordu. Silverya'da söze nasıl başlayacağını bilemediği için hiçbir şey demedi. Bir süre sessiz geçen bakışmalar ardından Ella:
"Niye daha önce söylemedin?" dedi.
Silverya ise arkadaşının gözlerinin içine baktı ve:
"Ella...Hemus ile aramızda geçen bir ilişki var ama adını koyamıyoruz. Sadece birkaç kez birlikte oturduk, konuştuk. Ama birbirimizi uzun zamandır hiç görmemiş olsak dahi, Hemus sanki hep benim yanımdaymış gibi geliyor. Bana mutluluk veriyor." dedi.
Ella ise:
"Bu içinden çıkılmayacak kadar karmaşık bir durum değil canım arkadaşım. Zaten benim hissettiğim aşk değildi. Bir anlık heves etmişim belli ki. Bu sebepten dolayı aramızın açılmasını hiç istemiyorum." dedi.
Silverya'nın gözleri dolmuştu, iki arkadaşta ayağa kalktı ve birbirlerine sımsıkı sarıldılar.
Ardından Ella:
"Aramızdaki bu kısa süreli soğukluk yüzünden sana söyleceklerimi söyleyemedim. Senle tam burada ayrıldığımız vakit, çarşıda gezmeye başladım. Hatta bir ara o kadar uzaklaştım ki çarşının sonuna kadar gittim. Daha sonra kalabalık benı sıktı ve krallığa ilk geldiğim gün beni götürdüğün ormana doğru ilerledim. Ormana gittikçe hiç kimseler etrafta gözükmemeye başladı. Tam aradığım huzuru buldum derken iki kişinin karşılıklı konuştuğunu gördüm." dedi ve sustu.
![](https://img.wattpad.com/cover/229397177-288-k890573.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SONSUZLUK KRİSTALİ
Fantasiİçerisinde 6 çeşit ırkın bulunduğu Güç Krallığı çeşitli süreçler geçiriyordu. Bu ırkları sırasıyla;Vampirler, Cadılar, Hayaletler, Miyalar, Deniz Kızları ve Kurt Adamlar oluşturuyordu. Irklar zamanın en kötü büyücüsü olan Slador tarafından çok eski...