Bölüm 9 - KUZEY YOLDAŞLIĞI (2)

1K 294 332
                                    

Yolculuklarına devam eden Kuzey Yoldaşlığı'nın ilk hedefi uzaktan gördükleri yapıta gitmekti.

Kar bu zamanlarda etkisini daha yoğun gösteriyordu. Öyle ki Hemus'un siyah ve uzun saçları artık bembeyazdı. Onun bu halini gören Cadı Andrew bir anda gülmeye başladı. Hemus ise içinden cadıya karşı öfke nöbeti tutuyordu.

Bu sıralarda Vampir Kral Sebastian atından indi. Zeminlerinde bulunan buzun sağlamlığını ölçmek için bir buza bastı ve buzun bir anda kırılmasıyla Vampir Kral kendini soğuk suyun içinde buldu.

"Yardım edin!" diye bir çığlık attıktan sonra Hemus onu koluyla yakaladı ve sudan çıkardı. Bu sırada cadı Andrew ve Vollie gülme krizine girmişti. Vampir Kral, o ikiliye hiçbir şey demedi çünkü oğlunu bulmak için canlarını tehlikeye atmıştı her ikiside. Fakat içinden ne geçirdiğini herkes biliyordu.

"Kuzey'de ne soğukmuş Garlok! Bir kurt olduğum halde ben bile böyle üşüyorken sizi düşünemiyorum." dedi Hemus.

Garlok ise pür dikkat yola vermişti kendisini. Cadı Andrew:

"Galiba küçük kurdumuz biraz acıktı, donması bu sebeptendir!" dedi.

Hemus ise yüzünü hiç bozmadan Andrew'e baktı ve:

"Küçük kurtlar acıktıkları vakit, yavru cadıları yer" dedi.

Bu sefer gülen Vampir Kral Sebastian oldu.

Yola devam ettikleri vakit Garlok'u rahatsız eden bir şeyler vardı. Vampir Kral Sebastian, Garlok'a:

"Neden düşünceli gözüküyorsun kadim büyücü dostum. Şuana kadar hiçbir tehtitle karşılaşmadık. Etrafa bir baksana, hiçbir ses bile yok. Biraz rahatlamalısın." dedi.

"İşte sıkıntı da burada dostum.Etrafta hiç ses yok..." diye karşılık verdi Garlok.

Yapıta artık git gide yaklaşıyorlardı. Büyücü Garlok herhangi bir tehlike var mı diye etrafa bakıyorlardı. Bu sırada cadı Andrew hâla yol boyunca Hemus'a bulaşıyordu. Hemus ise içinden "keşke Cadı Kral Numenha'dan yardım için birlik göndermesini istemeseydik" diye sayıklıyordu. Hemus en sonunda Cadı Andrew'e:

"Neden yolculuk boyunca, bana sataşıyorsun acaba?" diye sordu.

Andrew ise:

"Elvis'in geldiğine de, seni yakaladığına da inanmıyorum. Bunların hepsi senin babanın kurduğu bir oyunun parçası. İstediğiniz şey ise Güç Krallığın'da ki taht. Kuzey'e de sadece Vampir Kral'ın ölmüş oğlunu bulmak için geldik." dedi.

Hemus son derece şaşırmışa benziyordu, lakin cevabı gecikmedi:

"O zaman burada işin ne! Madem bize inanmıyordun ne diye canını tehlikeye attın bizimle gelip?"

"Sizinle gelmemi Kralım Numenha emretti." dedi Andrew

Hemus artık bu cevaplara dayanamıyordu. Sinirine yenik düştü ve atından indiği gibi Andrew'in üzerine atladı. Andrew ise "Mospalyo sendroyyo!" diye bağırarak bir büyü yaptı. Hemus yere düşmüştü. Fakat Andrew'in yaptığı büyü oldukça ses getirmişti. Öyle bir ses çıktı ki, ses açık havada yankılandı âdeta. Garlok öfkeyle:

"Ne yaptığınızı sanıyorsunuz! Şimdi tüm yerimizi belli ettiniz ahmaklar. Çok az kalmıştı yapıta gelmemize. Şimdi tüm tehlikeyi üzerimize çektiniz."

Hemus ve Andrew son derece üzgün görünüyorlardı. İkisi de Garlok'tan özür diledi.

Hemus bir koku alıyordu.

"Buralar da çok kötü bir koku var" dedi. Ekip atlarını durdurdu çünkü bir kurdun çok iyi koku alabileceğini herkes çok iyi biliyordu. Aniden yüksek bir ses duyuldu ve Garlok:

"Bu bir karst! Herkes yapıta koşsun!" diye bağırdı.

Hemus ilk defa bir karst görüyordu ve ilk görüşü hiçte hoş olmamıştı. Karstlar, Kuzey'de yaşayan çok yırtıcı hayvanlardı. Uzun pençelere, güçlü çenelerere ve korkunç dişlere sahipti bu vahşi hayvanlar.

Karst,cadı Vollie'yi yakalamıştı. Yakaladığı
gibi kafasını tuttu ve kopardı. Andrew kısa süreli bir şok geçirdi. Atını durdurdu ve öylesine kalakaldı. Neyseki Hemus onu atından çekti ve kendi atına bindirdi.

Ekip sonunda yapıta ulaşmıştı ve hemen yapıtın içine girdiler. Görünüşe göre kastı atlatmışlardı ama bir kurban vermişlerdi.

Yapıt bir ev gibiydi. Hatta üst katı bile vardı. Andrew köşeye geçti ve ağlamaya başladı. Hemus, Andrew'in bu halini görünce, içinde beslediği kini solmuştu artık. Yanına oturdu, sırtını sıvazladı. Büyücü Garlok, peşinden gelen bu cesur cadının ölmesiyle beraber gözyaşlarına hakim olamadı. Bu sırada Vampir Kral Sebastian yukarıdan sesler duyuyordu.

"Yasınızı sonraya saklayın! Bir ses duyuyorum." dedi Vampir Kral.

Ardından yukarıya çıktı. Yukarıya çıkmasıyla birlikte gördü ki karşısında oğlu Dayvos var.

"Oğlum!" diye bağırdı Vampir Kral.

Bununla birlikte tüm ekip yukarı çıktı. Ve herkes Dayvos'la karşılaştı. Vampir Kral Sebastian hemen oğlunun bağlı olduğu ipleri çözdü ama Dayvos bir şey anlatmaya çalışıyordu. Dayvos'un ağzını çözdüklerinde:

"Bu bir tuzak! Hemen kaçın buradan!" dedi Dayvos.

Cadı Andrew hemen dışarı çıktı ve gördü ki etrafları Elvis ve onun ordusuyla sarılmış durumda.

"Hepsi gerçekmiş!" dedi Andrew.

~~~~~~~~~~~~~~

Yorumlarınızda verdiğiniz tavsiyelere çok dikkat etmeye çalışıyorum. Eğer bölümü beğendiyseniz yorum atmayı ve oylamayı unutmazsanız çok mutlu olurum. Yeni bölümde görüşmek üzereeee...

SONSUZLUK KRİSTALİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin