Kate
Pembe saçlarımı bir kez daha düzeltip, kız kardeşlerimin yanına doğru ilerledim. Okul serüveni can sıkıcı bir hal almaya başlamıştı. İnsanlarla iç içe olmak giderek zor bir hal alıyordu benim için. Düşmanlarımızı avlamak için buradaydık, inlerine sızmak için bunun gerekli olduğunu defalarca kez tekrar etmiş Bay Charles. Yine de insanlarla yakın olmak, denizden uzak olmak beni asabileştiriyordu.
"Demek buradasınız kızlar." dedim, yanlarına yaklaştığımda.
"Evet, başka nerede olmamızı bekliyordun? İnsanlarla bir arada olmak beni yeterince geriyor zaten salak salak sorular sormayın birde lütfen." diyen Jalin'in, çatık kaşlarına ve öfkeyle etrafı süzen yeşil gözleri ilk gününün pekte iyi geçmediğini gösterir gibiydi.
"Belki bir yakışıklıyı koynuna almışsın diye düşündüm Jalin." dediğimde, bana cevap verme gereği duymadı. Bu dediğime Miriam güldüğünde, Jalin'in zehirli yeşilleri ona döndü.
"Tam da Jalin'e yakışır bir hareket olurdu tabi avı ona pas verseydi." diyerek gülmeye devam etti Miriam. Jalin'in gerginliğinin nedenini anladığımda, gülmeye başladım.
"Seni var ya..." diyerek saçlarının arasından çıkardığı sarı kuyruklu akrebi Miriam'a doğrulttuğunda, Miriam korkudan geriye sıçradı.
"Seni rededecek kadar aptal olan kim?" diye sorduğumda, Jalin avucundaki akrebin yönünü bana döndürdü.
"Bu konu bir daha açılırsa elimden çekerseniz..." Jalin'in tehdidiyle Miriam ve ben birbirimize bakarak gülmeye başladık. Öfkeli gözlerini yumup, kimseye çaktırmamaya çalışarak akrebi yeniden saçlarının içine koydu.
Valencia kolyesini sıkıca avucunun içinde tutuyor ve gözlerini bir noktaya dikmiş, bir şeylere anlam vermeye çalışıyor gibi boşluğu izliyordu. Koyu yeşil gözleri dalgındı. Bir şeylerin yolunda gitmediği belliydi.
"Val, baktığın nokta boş olmasa yeni avını keşfettiğini düşünürdüm ama orası boş."
"Dalmışım." demekle yetinip, çantasından kitaplarını çıkarmaya başladı.
"Nathan yüzünden değil mi?" diye sordu merakla Miriam.
"Nathan kim? Keşke bu sınıfta olsaydım olayları kaçırmışım."
"Dedikoducu insanlar gibi davranma Kate."
"Eğer ben dedikodu yaparsam sen bir daha konuşamayabilirsin Valencia."
"Gücünü benim üzerimde mi kullanacaksın Kate?"
Bir an da ikimiz arasında sesler yükselmişti. Büyülü sözcükleri asla kardeşlerim üzerinde kullanmamıştım. Babamız buna çok kızardı ama her kardeş kavga ederdi. Eğer biz kavga edersek belki de avcılara gerek kalmazdı.
"Siz delirdiniz mi? Sakin olun, sesinizi yükseltmeyin özellikle sen Kate."
Miriam aramızdaki bu gerilime baya şaşırmış ve korkmuştu. Sadece fısıltım ile insanlara istediğimi yaptırabilirdim, bağırmam onu korkmuştu.
"Bir dahakine fısıldarım. Neyse buranın havası pek hoşuma gitmedi."
Kızların olduğu sınıftan hışımla çıktım. İnsanların kokuları burnuma daha keskin geliyordu. Öfkelendiğimde kendimi daha güçlü hissediyordum. Aslında okulda yakışıklı sayısı oldukça iyiydi. Belki okulu daha eğlenceli hale getirirlerdi.
"Kate bekle."
"Neden peşimden geldin Val?"
Valencia aslında kavgalarımızı önleyen kişi olurdu. Muhtemelen dayanamamıştı benim söylediklerime.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ters 8
FantasyHalka oluşturan sekiz kız şarkı mırıldanarak ateşin etrafında dönüyordu. Sis etraflarını sararken dolunay ve ateş etrafı aydınlatıyordu. Kızların üzerindeki beyaz elbise, her birine ilahi bir hava katıyordu. Başlarına taktıklarını papatyadan taç, ma...