"Özel Bölüm"

89 17 145
                                    

Kurgu akışından bağımsız bir bölümdür.

Cennet ve cehennem arasında, gökyüzünün zifiri karanlık olduğu bir gecede saf kötülüğün temsilcileri infaz emirleri için toplanmıştı. Şeytana biat etmeyi reddeden elfler, vampirler ve karabasanlardan oluşan bir grubun infazını ağızlarının suyu aka aka izliyorlardı. Büyük bir alana çizilen pentagramın ortasına sırayla içlerinden biri gönderiliyordu. Çektikleri acı çığlıklarıyla dışa yansıyor, yeryüzünde küçük afetlere neden oluyordu. Fakat asıl dikkat çeken, bu korkunç manzarayı büyük bir dikkatle izleyen 10 küçük çocuktu. Karabasan soyunun en tehlikeli 10 küçük varlığı...

Charles, ateşin kokusunu teninde taşıyan saf kötülükten var olan Şeytan ile beraber çocuklarının tepkilerini dikkatlice izliyordu.

Zeita, gözlerinde tuhaf bir ifadeyle katledilen her yaratığı korkusuzca izliyor, bundan zevk alıyordu. Charles, Şeytan'ın Zeita için söylediklerini anımsadığında gülümsedi. Hiç bilmese ve asla kabul etmese bile aslında onunla gurur duyuyordu. Kendi kızını ölüme terk etmeyi istemişti, zaten öleceğini bildiği için bu süreci daha katlanılabilir hâle getirmek istemişti. Ancak o an geldiğinde Şeytan onu durdurup bu kızın değerli olduğunu belirtmiş, eğitimiyle bizzat ilgilenecek avcıları ayarlamıştı. Şimdi sabrının meyvelerini topluyordu Charles. Dudağındaki minik yarası, sol gözünde toplanan kan küçük ve beyaz saçlı kızının bulunduğu yere, Cehenneme ne kadar ait olduğunu kanıtlıyordu. Şeytan, onu kendine layık bir asker olarak yetiştirmeye başlamıştı ve Charles da bundan memnundu.

Alexander, küçük yaşına rağmen sert yüz hatlarına sahip çehresiyle babasının kopyası gibiydi. Gözlerinde vahşi bir ifadeyle, öldürülen her bedeni zevkle izliyordu. İleride onun kadar güçlü bir Karabasan olacağı herkesin emin olduğu bir gerçekti. Yaşına rağmen birçok Karabasın'a kafa tutuyor, dövüşlerinde nadiren yeniliyordu. Charles ve Şeytan onun bir Ölüm Makinesi olacağını düşünüyorlardı.

Eva, hemen yanında duran ikiz kardeşinin omuzlarına dokunarak saf ölüm ile ilk kez karşı karşıya olan Valencia'yı sakinleştirmeye çalışıyordu. İçten içe bu durum tüylerini ürpertse bile bu gösterinin altında yatan gerçeği görebiliyordu. Charles ve Şeytan'ın asıl amacının kardeşleri ve kendisi hakkında kararlar almasıydı. Aramazıdaki çürükleri ayırıp, yalnızca güçlü olanlarla yola devam edeceklerdi. Göz ucuyla yanında duran Zeita'a baktı. Babasına göre savaşçıların en güçsüzüydü. Fakat kendisi babasının yanıldığını biliyordu. Zeita'nın içindeki hırs ve karanlık öyle güçlüydü ki, herkesin sonunu getirebilirdi. Eva, bunları düşünürken Şeytan Eva hakkında bir karara varmıştı. Kızları bir arada tutabilecek, yol gösterebilecek tek kişi olduğunu düşünüyordu. Charles'e lider olarak Eva'ı seçmesini söylediğinde, küçük kızıyla gurur duydu.

Jalin, pentagramın içine giren Karabasan kadının yavaş yavaş alev alan bedenini, yüzünde hiçbir duygu belirtisi olmadan izliyordu. Kadının düz kızıl saçları alev aldı, çarpıcı hatlara sahip yüz hatları yanmaya, güzelliğini örtmeye başladı. Yeşil gözlerinde saf bir acı vardı. Küçük kız kadının gözlerinde kendini gördü. Çığlığı Jalin'in kalbine inen bir darbe gibiydi. Gözlerini yummak istedi. Kulaklarını kapatıp, buradan gitmek istedi. Karşısındaki kadının annesi olmamasını diledi. Sonra kadının neden orada olduğunu hatırladı. Kalbindeki yumuşaklık sertleşti. Bunu hakediyordu. Pentagramın ortasındaki kadın Jalin'e doğru atıldı. Pentagramın görünmez duvarlarına çarptı. Kadının son nefesini vermeden hemen önce tek söylediği şey kızının adıydı. Annesinin kayan yeşil gözleri, cayır cayır yanan kızıl saçları ve acı dolu sesi Jalin'in hatıralarında sonsuza dek asılı kalacaktı. Şeytan ise Jalin'in gözünü kırpmadan herkesi öldürebileceğini fısıldadı Charles'e. Kendisini bile.

Ters 8Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin