"Pus"

123 23 132
                                    

Zeita

Kate'in bulunduğu sınıfa geçmek benim için tam bir eziyetti. İnsanlar arasında hep fazla dikkat çekip göze batardım ve bu güzelliğim yüzünden değildi. Ortalamanın biraz üstünde boyum, çenemle omuzlarım arasındaki beyaz saçlarım, yüzümdeki çeşitli yaralar ve irisi kırmızı olan gözüm yanından geçtiğim insanların başlarını ikiden fazla kez bana çevirmesine sebep olurdu. Topluluk içinde de her zaman diken üstündeydim, uyum problemleri olan biriydim. Konuşmayı sevmez, dinlemekten nefret eder ve bir şeye beş saniyeden fazla odaklanamazdım. Tabii konu biriyle dövüşmek olduğunda odak problemim, sanki omzuma bir peri anne dokunmuş gibi ortadan kalkardı. Bunda aldığım ağır eğitimin parmağı büyüktü. Jalin, ondan küçük olduğumu sanıyordu ancak kardeşlerden büyük olanı da bendim. Tabii onlardan uzakta geçirdiğim on iki yıl birçok şeyin unutulmasına ve değişmesine sebep olmuştu. Eva'nın ölümü, babamızın en güçlü savaşçısını kaybetmesi tüm dengeleri değiştirmişti.

Aslında biz güçleri, becerileri birbirine yakın olan dört kardeştik. Benim sahada olmadığım sıralarda Eva, diğerlerine kolaylıkla liderlik yapmıştı. Ölümü tüm dengeleri değiştirmekle kalmamış, hem babamızı hem de benim hayatımı altüst etmişti.

Pembe saçlı kardeşimi görmem zor olmadı. İnsanların arasında beyaz teni ve pembe saçlarıyla kolayca fark edilen bir neon ışık gibiydi. Hatta parladığını bile söylesem abartmış sayılmazdım. Müdürün odasından çıktıktan sonra Elisa'yla sınıfa geri dönmüştüm eşyalarımı toplamak ve Talia'yla görüşmek için. Sessiz adımlarla yanına yaklaşıp dikkatle omzuna dokundum. Kate oldukça nahif biriydi, biraz ürkek de sayılabilirdi. Gözlerini bir anlık telaşla kaldırıp bana baktığında ona sırtlanların yüzündekine benzer bir tebessümle sırıtarak baktım.

"Hoş değilsin," derken önüne dönüp kollarını göğsünde bağlamıştı. "Düşmanım gibi sessiz sessiz yaklaşmaman gerek Zeita."

Omuz silkip ellerimi kot şortumun arka ceplerine soktum. "Senin de her zaman her şeye hazırlıklı olman gerek Katy."

Başını iki yana sallayıp iç çekmişti. Hiçbiriyle zevklerimiz, eğlence anlayışımız uyuşmasa da hepsinin en büyük açıklarını bilmek, onları daha iyisi olmaları için zorlamak en keyif aldığım şeylerden biriydi. Büyük bir savaşta içlerinden birini dalgınlıkları yüzünden kaybetmeyi istemezdim.

Birlikte spor salonuna girdikten sonra etraftaki zavallılara dikkat etmeden doğruca soyunma odasına ilerledik. Yan yana olan dolapları seçip eşyalarımızı yerleştirmiştik. Kate bir tür kilit büyüsü yaparak dolaplarımızı daha korunur hâle getirmişti. Sonuçta meraklı insanların bir şeyleri kurcalamasını göze alamazdık. Kıyafetlerimizi alıp üzerimizi kabinlerde değiştirmiştik. Yanıma aldığım siyah renkli lastik tokayla saçlarımı, yeniden çözülüp dağılmalarını umursamadan topladım. Sabah evden çıkmadan önce Kate'in uyarısıyla yanımda getirdiğim mayoyu giymiştim. Okul mayoları tam anlamıyla rezaletti. Kabinden çıkıp Kate'in bakışlarını görünce onun da aynı şeyi düşündüğünü anlamamam için aptal olmam gerekirdi.

"Sence de dövmen fazla sırıtmıyor mu Zei?"

Kate'in kulağıma fısıldadığı bu soru keyfimi yerine getirmişti. Sırıtarak sol omzumu saran, sırtıma ve göğsüme doğru uzanan dövmeye baktım. Kaplan dövmesiydi, ağzını açmış ve dişlerini göstermekten çekinmeyen bir kaplandı. Cehennemde geçirdiğim vakitlerde beni kurtaran ve bana yoldaş olan tek arkadaşım. Gözlerini bilerek, özellikle isteyerek maviye boyatmıştım. Kate'e döndüğümde bunu sorunun cevabını biraz da olsa almıştı. Kate yeniden, bu kez bıkkınlıkla iç çekip önünü dönerek havuza doğru ilerlemeye başladı. Ayağını suyun içine sokup dalgalar çıkarttı. Burada olmak istemediğinin farkındaydım, onun için havuz etkisiz eleman gibiydi. İyi geldiği su götürmez bir gerçekti ancak denizde olmak bambaşkaydı onun için. Böyle, hayvanat bahçesine tıkılıp okyanusun yerini tutmayacak akvaryumlarda yaşayan balıklardan farkı yoktu. Kate'in yanına yaklaşıp içimden gelen ve asla durduramadığım o koruma içgüdüsü yüzünden ikimize bakıp bakıp fısıldayan insanlara onları öldürecekmiş gibi gözlerimi dikmeye başladım.

Ters 8Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin