"Duygular ve Hisler"

100 7 507
                                    

Jalin Pennat'ın son döngüsüdür.

Boğazımından aşağı doğru kayan sıcak, yakıcı tat yüzümde geçmişe ait bir gülümsemeye neden oldu.  Gözlerim kırmızı şarap kadehine kaydı. Kan kırmızısı rengi, hafif tüten dumanı sayesinde buğulanan kadehi lambaya doğru tuttum. Şarap parıldıyordu. Dudaklarım kadehle tekrar buluştuğunda, küçük bir yudum alıp kadehi elime alarak koltuğumdan kalktım. Karanlık, sessiz ve soğuk odamda ileri geri volta atmaya başladığımda, koca evin sessizliğine alışmıştım. Hemen yan odamda bir zamanlar Valencia'a ait olan oda boştu. Cesar ve onun adına mutlu olsamda kardeşimin beni yeniden hatırlamayacak olması beni üzüyordu. Kate, Talia, Alexander...

Onlar için ağlamış mıydım? Hayır. Gözpınarlarım en son annemin idamını öğrendiğimde akmıştı. Sonra ben her şeyi normal karşılamaya başlamıştım. Aynadaki yansımama baktım. Dağınık kızıl saçlarım, siyah ipek geceliğim ve duygusuz bakan yeşil gözlerim aslında her şeyi açıklıyordu. Hayatımın en büyük kaybını küçük bir karabasanken yaşamıştım.

Ah... Bir de hayal kırıklığı vardı. Karadulluğuma neden olan lanet cadı. İçimde hiçbir zaman aşk olmadı. Aşka dair bir beklentim de olmadı. Ben sadece eğlenmek, arzularımı dindirmek, içimdeki tutkuyu söndürmek için erkeklere beraber oldum.

Draco'yla da aramızda farklı bir şey yoktu. İkimizde çıkarcı ve güvenilmez kişilerdik. Aramızdaki ten uyumu ve kaos arzusu büyüleyiciydi. Kötülük yapmaktan zevk alıyor, insanlara musallat oluyorduk. Benimle beraber kabuslara sızıyor, insanlara rahat bir uyku vermiyorduk. Eğleniyorduk. Deliler gibi. Yapabileceklerimizin sınırı yoktu. Karabasan yaşamıma renk getirmiş, birkaç ay içerisinde beni adeta büyülemişti.

Ama cadılar güvenilmemesi gereken varlıklardı.

O ise safkan ve çok tehlikeli bir cadıydı.

Draco, beni büyüsüyle hamile bıraktığında amacını öğrenmiştim. Her türden melez bir cadı yaratıp, bebekler 1. yaşına bastığında gücüne güç katması için kurban ediyordu. Kurban ettiği sadece bebek değildi. Anneyi de kurban ediyordu.

Geçmiş

Akrebimin zehrini bütün bıçaklarıma sürerken Valencia küfürler edip duruyor, Miriam ve Kate ise Draco'nun güçlerini engelleyecek büyüler yapıyorlardı. Beatrice, yılanının zehrini akrebimin zehrine kattı. Koyu renkli sıvı mürekkep damlatılmışcasına dalgalandı. Yılan zehrini de her bir silahıma yedirdikten sonra, bakışlarımı kardeşlerime çevirdim.

"Neredeyse gelmek üzeredir. Büyüleriniz tamam mı?" diye sordum, efsuncu kardeşlerime bakarak. Kısa bir baş sallamasından sonra Beatrice ve Valencia silahları kuşandılar. Ellerindeki zehirli aletlerle, birazdan minik bir katliam yapacaktık.

"O geri zekalı aptallığının bedelini ödeyecek. Hangi akılla bir Karabasan'ı kendine kurban edebileceğini sanıyor ki?" Valencia'nın sesindeki öfke gök gürültüsü kadar şiddetliydi. Kırmızı pelerin görmüş bir Boğa gibi etrafta dolanıp duruyordu. "Sana önüne gelenle yatmaya son ver demedim mi?" Zehirli dilini yeniden bana doğrulttuğunda, ona ters bir bakış atıp elimdeki bıçakları jartiyerime gizlemeye sokuldum.

"Olan oldu, zehirli dilini boşuna yorma Val."

Bana, kalbimden süslü bir kolye yapacakmış gibi baktığında omuz silktim. Beatrice, iç geçirip elindeki bıçaklardan birini rastgele seçtiği bir hedefe doğru fırlattı. Seçtiği hedefin uçuk fiyatlı bir tablo olması dışında bir sorun yoktu.

"Elisa ve Talia'sız büyümüz yeterince güçlü oldu mu emin değilim Katy..." diyen endişeli ses Miriam'a aitti. Kate gözlerini devirip, Miriam'a küçümseyen bir bakış attığında duruşundaki değişiklik dikkatimi çekmişti. Daha güçlü olduğunu belli etmeye çalışıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 05, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ters 8Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin