"Geçmişteki Boşluk"

96 18 227
                                    

Talia

Dersimin olduğu sınıfa doğru yürürken bir grup insanın dolapların ön tarafında toplandığını fark ettim. Hepsi gösteri izliyor gibi dikkat kesilmişti. Kolyem anında parlamaya başladığında beni ilgilendiren bir konu olduğunu anladım. Bakmak için kalabalığın arasından en öne geçtim. Üç tane iri çocuk, cılız, kısa boylu ve gözlüklü başka bir çocuğu sıkıştırmıştı. Cılız çocuk korkudan duvara sinmiş, ağlıyordu. İri çocuklardan esmer olan onunla aynı hizaya gelerek dizlerinin üstüne çöktü. "Ağlıyor musun?" diye bağırdı tam önünde.

Cılız çocuk cevap vermeyerek daha çok ağlamaya başlamıştı. Olayın ne olduğunu veya neden kimsenin müdahale etmediğini bilmiyordum ancak izleyen herkesin zihninden tek bir düşünce geçiyordu. "Biri şu çocuğa yardım etmeli." Hepsi aynı şeyi istiyor ancak hiç kimse yardım için hareket etmiyordu. İnsanlar çok korkak ve zayıf canlılardı. Korkaklardı çünkü, aslında sadece gövde gösterisi için böyle davranan bu üç çocuktan korkuyorlardı. Zayıflardı çünkü, en ufak bir problemde karşı koymak yerine ağlamayı tercih ediyorlardı. Bence korkmak da bir zayıflık göstergesiydi. Biz asla korkmazdık. Biz asla zayıf olamazdık. Küçüklüğümüzden beri bu şekilde yetiştirilmiştik. Hepimiz sevsek de, sevmesek de babamızın kızlarıydık.

"Madem ağlayacaktın o zaman neden ödevi bilerek yanlış yaptın?" Esmer olan, karşısındaki çocuğun gözlüklerini çıkarıp elinde salladı.

Durum şimdi anlaşılıyordu. Ağlayan çocuk muhtemelen okulun ineklerinden biriydi. Bu üç aptal da ödevlerini yapması için onu tehdit etmiş olmalılardı. O da korkusundan kabul etmişti ancak ödevi bilerek yanlış yapıp, düşük not almalarını sağlamıştı. Ödevi hiç okumadan göndermek onların salaklığıydı aslında.

"Özür dilerim..." Sesi çatallıydı. Burnunu çekerek "Ye-yenisini yaparım." dedi.

"Düşük not aldık bir kere, yenisini yapsan ne olacak?" diye yanağına bir tokat attı üçünden sarışın olan. Cılız çocuğun başı yana düştüğünde gözleri kapandı. Muhtemelen olacakları kabullenmişti ve yiyeceği dayağı bekliyordu.

İnsanların işine burnumuzu sokmamız yasaktı. Onlarla mümkün olduğunca iletişim kurmamalı, arkadaş olmamalı, aşk yaşamamalıydık. Elbette bu kurala neredeyse hiçbirimiz uymuyorduk. Miriam partilere gitmeye bayılırdı. Ben dünyadaki haberleri dinlemeyi çok severdim. Her gün yeni bir gelişme olurdu. Her gün olaylar yaşanırdı. Kabuslar aleminde ise günler fazla stabildi. Ağır cezalar yüzünden kimse kuralları çiğnemeyi göze almazdı. Alanlar ise sonuçlarına katlanırdı. Dünyadaki adalet sistemi yok denecek kadar az olduğundan, suç işleyen kimse ceza çekmezdi bile. Buradayken ufak tefek duygu ve davranışlara müdahale etmek hoşuma gidiyordu. Dünyadaki adaleti sağlayacak kişi değildim tabii ki ama kendini güçlü sanıp, tek bir kişiye yüklenen insanlardan hiç haz etmezdim. Onların bütün şansını çalmak benim için bir zevk sayılırdı. Dünya zaten kötü bir yerdi. Böyle insanlara hiç gerek yoktu.

"Sakın yapma." diyen Elisa, yanıma ne zaman gelmişti bilmiyordum ancak az sonra yapacağım şeyi farkındaydı. Zihnimden okumuştu. Ona zihnimden bir mesaj daha gönderdim. "Yapacağımı çok iyi biliyorsun." Elisa'nın cevabını beklemeden cılız çocuğun yanına gidip kolundan tuttum. Onu ayağa kaldırmaya çalışırken önümdeki üç çocuğa büyü yapmamak için zor duruyordum. Bu kadar insanın içinde olmazdı. Büyü yapamıyor oluşum bu manzaraya sessiz kalacağım anlamına gelmiyordu. Onlara hadlerini bildirmek için büyüye ihtiyacım yoktu. Hepsinin zihninden kim oldukları okunuyordu.

"Sen de kimsin?" diye soran sarışın çocuğa döndüm. Adı Josh'tı, onu biyoloji sınıfından tanıyordum.

"Güç gösterisi yapanlardan nefret eden biri diyelim," Yerden kaldırarak çantasını omzuna takmasına yardım ettikten sonra bıraktım. Josh'ın elinden aldığım gözlüğünü tekrar gözlerine taktım. Çocuk kısık sesle bana teşekkür ederek kalabalığın arasında kaybolmuştu. O sırada Noah'ın buraya bakan ela gözlerini fark ettim. İlk günden beri onunla aramızda tuhaf bir elektrik olduğunu hissediyordum ancak bunun hoşlanmaktan farklı olduğundan emindim. Duygularını kontrol etmeyi iyi beceren ben, onun yanındayken transa geçiyor gibiydim.

Ters 8Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin