Sallanan sandalyeye oturmuş dudaklarımı kemirmeye devam ediyordum. Joshua, Zeita'nın buyruğuna uymamış yemek masasının keyfini çıkartır bir şekilde kız kardeşim Elisa'nın karşısında oturuyordu.
"Zeita neyi ima etti?" Talia, şöminenin başındaydı. Elindeki kadehe doldurduğu rose şarabı yudumluyor, arada bir Seth'e bakıyordu. Seth'in gözleri ise bütün kız kardeşlerim üzerinde teker teker ve arsızca geziyordu.
"Üzerine konuşmamız gereken son konu bu." Sandalyeyi ayağımın tekiyle durdurup ayağa kalktığımda Kate bodrumdan tek başına çıkmış, masadaki yerini almıştı. Tavuk butlarından tabağına yerleştirirken yüzünde huzur vardı. "Zeita iyi ki döndü. Avcının kıçında beklemekten sıkılmıştım."
"Evinizde bir avcı mı saklıyorsunuz?" Seth, durumdan memnun olmadığını belirtir bir ifadeyle bana bakıyordu. Yüzümü ekşittim, bu saatten sonra ona yaptıklarım hesabını verecek değildim. Başımı David'in olduğu tarafa çevirdiğimde piyanonun başında olduğunu görmüştüm. Kardeşinin bu haline acıyor olmalıydı. Zeita resmen canına okumuştu. Ayaklarım beni bodruma yönlendirirken önce David sonra da Seth beni takip etmişti.
Bodrumun kapısını açtığımda Zeita, Aegon'un ölüsünün başında dikiliyordu. Ağzımı şaşkınlıkla araladım. Cehennemden döndüğü an, yine kendi başına buyruk davranmaya başlamıştı. Sinirle kapıyı çarpıp basamaklardan indim. Aegon'un boynundan aşağı süzülen kan, kız kardeşimi sadece eğlendiriyordu.
"Ne yaptın sen? Onu öldürmeyecektik!"
Omzunu silkip arkamda duran Seth'e baktı. "Avcılara olan düşkünlüğün midemi bulandırmaya başladı Valencia. Unuttuysan hatırlatayım biz onları avlarız, onlar bizi avlar."
"Evet ama bunu evimizin bodrumunda yapamayız. Onu burada tutma amacımız kıçımızı korumaktı, onu öldürmenin bizi daha büyük bir tehlikenin içine attığını göremiyor olamazsın. Herif üstelik melez bir savaşçıydı diğer yarısının ne olduğunu bilmiyoruz bile."
"Hayalet sürücü," diye araya giren ve eğlenir gibi görünen David'in olduğu tarafa dehşetle baktım. Lanetlendiğimiz yetmiyordu bir de hayalet sürücülerle aramıza yeniden bir cinayet girmişti. Elimi koyulaşan mavi saçlarımın arasından geçirdim. Hiçbir kardeşim tutkularına engel olamıyordu. Çıldırmak üzereydim artık.
"Öldürme arzundan nefret ediyorum Zeita. Önüne gelen her düşmanımızı öldüremezsin. Üstelik bir hayalet sürücüyle asla dokunamazsın!"
"Siktir, Aegon hayalet sürücü melezi miymiş?" Seth, Aegon'un bedeninin hemen yanında durmuş kesilen boğazını ellerinin arasına almıştı. Ellerini tamamen kana bulanmıştı. Büyülü birkaç sözcüğü ardı arkasına sıraladıktan sonra uzun ve keskin yara izi yavaşça kapanmıştı.
"Sürücülerin sizi aynı kıyımla öldürmesini istemem." Dizlerinin üstünden kalkıp basamaklara yönelmişti yeniden Seth.
Zeita bodrumun bahçe penceresinin önündeydi. Kollarını göğsünde buluşturmuş, yerde yatan Aegon'a bakıyordu. "Liderin kardeşi." Umursamaz ve alaycı tavırları, kız kardeşimi pataklama isteğimi artırıyordu. Soluğumu dışarıya verip dudaklarımı dişlerimin arasına aldım. Sabrım da karabasan ruhum gibi tükenmek üzereydi. Adımlarımı Zeita'ya yönlendirip tam önünde durdum. "İblise güveniyorsun, bu yüzden bu kadar rahatsın. Başına buyruk hallerinden nefret ediyorum Zeita. Leş listene yeni birini eklemekten başka ne yaptığını sanıyorsun sen? Babacığına kim olduğunu kanıtladığını falan mı? Aptalsın, düşünmeden hareket ediyorsun!"
Gülmeye başladı. "Söyleyene bak. Bir avcıyla iş birliği yapıyorsun sen Valencia. Aptal olmak, hain olmaktan iyidir ha ne dersin? Geberiyorsun diye bizi de beraberinde getirmek istiyorsun.""Sizi korumaya çalışıyorum ben!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ters 8
FantasyHalka oluşturan sekiz kız şarkı mırıldanarak ateşin etrafında dönüyordu. Sis etraflarını sararken dolunay ve ateş etrafı aydınlatıyordu. Kızların üzerindeki beyaz elbise, her birine ilahi bir hava katıyordu. Başlarına taktıklarını papatyadan taç, ma...