"Patik"

54 8 838
                                    


Miriam ;

Kate'in hayaleti karşımda durmuş bana meydan okuyan bakışlarını atmaktan çekinmezken elimi karnıma bastırdım, bebeğim bile gerginliği hissetmiş, erken olmasına rağmen hareket etmeye başlamıştı.

"Selam küçük böcek," dedi sevimli olmayan bir gülümseme eşliğinde. "Gördüğümden beri gelişme kaydetmişsin, güçlü olduğunu duydum. Bunu benim sayemde mi kazandın yoksa gerçekten güçlü müydün de bizi kandırdın?"

Geriye doğru bir adım attığımda sırtım Kai'ın göğsüne çarpmıştı. Elleri anında omzumu buldu, sımsıkıydı ama canımı acıtmıyordu. Sadece buradayım diyordu.

"Sen de görüyorsun değil mi?" diye sorup omzumun üzerinden arkama baktım. Aslında bunun cevabını biliyordum, Kate, Mai ve birçok hayalet geri gelmişti. Sebebini henüz bilmiyordum. Kai'ın grileri Kate'in yüzünden ayrılıp bana kaydı. Başını sallarken tekrar Kate döndüm.

"Ne istiyorsun?" diye sordu Kai cevabını bildiğimiz soruyu sorarken. Kate'in kahverengileri mavilerime çarparken dudaklarını yukarıya kıvırdı. O gülümseme de birçok şey gizliydi aslında, intikam, nefret, tiksinti... Benden hala nefret ediyordu.

"İntikam," dedim Kate'in cevap vermesini beklemeden. "Benden intikam istiyor."

"Vay canına görmeyeli zeki birine dönüşmüşsün Miriam."

Kai beni arkasına çekerken Kate'in kıkırtılarını duydum.

"Ne yapabilirsin veliaht?" diye sorduktan sonra hemen dibimde bitti. Dudaklarını kulağıma yaklaştırıp zehirli fısıltılarını bana yönlendirdi.

"Miriam o kadar çok acı denizi olmak istiyormuş ki yerdeki taş parçasıyla karnına vurmak istiyormuş, bebeğini istemiyormuş, kanamasını istiyormuş."

Sesi zihnimin içinde gezerken bedenimi Kai'dan ayırıp yerde taş aramaya başladım. Kate hala kahkahalar atıyordu. Kai bir şeyler mırıldandığını duydum ama ne dediğini bilmiyordum. Elime taş alırken Kai'ın emredici sesini duydum.

"O taşı çabuk bırak," Elim donarken birinin elimden taşı aldığını hissettim. Başımı kaldırdığımda Uria ile göz göze geldim. Taşı yere atıp elimi tuttu, kaşlarım bu hareketi karşısında kalkarken Kai'ın bağırtısını duydum.

"Ve sen Kate, bir daha Miriam'a bulaşmayacaksın."

Kate bozuntusunu gizlemek için kıkırdadı. Yanlış bir hamle yapmıştı ya da Kai'ı geçememişti. Şu an tam olarak olayı kavrayamıyordum.

"Sadece bugünlük veliaht bozuntusu, artık ensenizdeyim."

Ellerim hala Uria'nın elleri arasındayken omzumun üzerinden onlara baktım. Kate'in kahverengileri gözlerimdeydi.

"Ensemizde olmayan bir sen vardın Katy, sen de geldin tam oldu," diye homurdandığımda Kate gözlerini devirip ortadan yok oldu.

Başımızdan bela ne zaman eksik olacaktı?

Kai bana yaklaşırken Uria ellerimi kaldırıp dudaklarına götürdü ve ikisine de öpücük kondurdu. Kai’ın damarlarında gezinen kıskançlığı iliklerime kadar hissederken Uria'nın bedeninde gezinen arzuyu da hissettim. Uria ellerimi bırakıp geriye doğru bir adım atarken Kai beni kendine doğru çekmişti.

“Bu heriften hoşlanmıyorum," dedi katı bir sesle, kıkırdadım. Sanki biraz önce Kate ile karşılaşmamışım gibi kıkırdarken Kai eğilip dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Eli belimi bulurken öpüşüne karşılık verdim.

Ters 8Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin