"Cehennem İsi"

60 10 321
                                    

Jalin Pennat

Parti günü...

Nathan'ın siyah takımının içinde bana doğru gelişini izlerken arkada bizi izleyen Valencia'nın yeşil gözlerindeki zafer ifadesini fark ettim. Nathan, hemen yanımda durduğunda kokusu adeta başımı döndürdü. Çaktırmadan derin bir nefes aldığımda, adını hatırlayamadığım partnerimin yerini Nathan'ın sıcak elleri almıştı. Göz ucuyla ona baktıktan sonra bozuntuya vermeden hafifçe gülümseyerek elini tuttum. Dans pistine doğru ilerlediğimizde, her adım attığımda açılan derin yırtmajım bacaklarımı gözler önüne seriyordu.

Elini belime koydu ve valsın klasik hareketlerini uygulamaya başladı. Hareketlerindeki dikkatlilik bu işlerde yeni olduğunu gösteriyordu.

"Val ile birlikte olman gerekmiyor muydu?" diye sordum alaylı bir sesle.

"Bir sonraki dansım onunla." demekle yetindiğinde, gözlerimi gözlerine diktim. Bakışlarımın sertliği karşılığında gördüğüm soğuk tavır beni dumura uğratıyordu.

"Siz iki akıllı bana oyun mu oynuyorsunuz? Birlikteymiş gibi görünmeye çalışıp, beni kıskandırmaya mı çalışıyorsunuz?" diye öfkeyle sorduğumda, duygularımı apaçık bir şekilde yansıttığımdan bir kere daha nefret ettim. Nathan'ın kehribar gözleri bana aynı uzak ifadeyle bakmaya devam etti.

"Böyle bir şey olsa düşüncelerini mi değiştirecek? İkimizin yatak dışında bir ortak noktası yok, Jal. Söylesene sadece yatakta iyi olan bir kadını ne zamana kadar sevebilirim? Birlikte gülüp, eğlenemediğim biriyle birlikte olmanın bir anlamı yok. Val benim için doğru kişi değil. O kişiyi uzun zaman önce kaybettim. Senin güzelliğin beni kısa süreliğine aptala çevirdi, hepsi bu." dediğinde, keskin cümleleri karşısında küçük dilimi yuttum. Gözlerimi gözlerine dikip gülümsediğimde, kehribar gözlerindeki ifade burayı terk etme isteğimi arttırıyordu.

"Aniden değişen ruh halin beni hayrete düşürüyor," dedim, bir elini serbest bırakıp geri çekildiğimde, hızla elini yeniden tuttuğumda yüzünde alaylı bir gülümseme vardı. "Ve bence Val doğru biri olabilir. Sevmek konusunda benden daha iyi olduğu su götürmez bir gerçek." dedikten sonra son kez elini bırakıp, hızla yeniden tuttum. "Şu an neden benimlesin?"

"Güzelsin," dedi gözlerimin içine bakarak. "Bu güzellikle son kez dans etmek istedim. Yatak dışında paylaşabileceğimiz bir anımız oldu hem fena mı?" diye devam ettiğinde, ardında attığı alaycı kahkaha sesine yansıttığı küçümseyen ifade öfkenin hızla bedenime yayılmasına neden oldu.

"O zaman tadını çıkar, Nathan." dedim ve soğukça gülümsedim. Valsın son hareketlerini de sergiledikten sonra, sırada tango vardı. Reverans yapıp, gitmek için hareketlendiğimde eli bileğimi tuttu. Yeniden ona döndüm.

"Sırada tango var. İçimizdeki tutkuya yakışır bir dans olur." dediğinde, bileğimi çektim. "Bu dansı bana bahşeder misin, Kızıl?" diye devam ettiğinde, bir süre düşündüm. Sandra'nın sesi uğursuz fısıltılarıyla zihnimin içinde bir rüzgar gibi esip geçiyor, ona evet dememi istiyordu. Sıcak kehribarlarına baktığımda, beklenti içinde bana bakıyordu. Eline uzandığımda, yüzünde hafif bir gülümseme ile elimi tuttu. Parmağıyla avuç içimi okşamaya başladığında, bunun alışkanlığı olduğunu anımsadım. Nathan, elimi her tuttuğunda avucumu okşardı.

"Dans etmeyi nereden öğrendin?" diye sordum, dansın başlamasını beklerken. Önümüzden geçen garsonu durdurup, iki şampanya aldı. Kadehi elinden alıp, bir yudum aldım.

"Kız kardeşimden," dediğinde kaşlarım yukarıya kalktı. "Öldü."

"Ah, bundan hiç bahsetmedin. Nasıl öldü?" diye sorduğumda, bir süre sustu.

Ters 8Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin