Valencia
Okul dolabımın üzerine yapıştırılmış post-iti cebime sıkıştırıp kilitlediğim dolabı açtım. Liseye adım attığımız günden beri kendini çete olarak adlandıran ergen sürüleri bizimle uğraşıp duruyorlardı. Ellery ve Ander, bu aptallığa düşmüş zavallılardan sadece ikisiydi. Arka cebime yerleştirdiğim not, önceden aldığım tehdit notlarından farklıydı.
Ne yaptığınızı da kim olduğunuzu da biliyorum.
Charles'ı yani babamızı öldürdükten sonra almaya başlamıştım bu notları. Dolabıma, çantama, defter ve kitap aralarıma bırakılıyordu. Bizi gören bir insan mıydı yoksa bizden biri miydi kestiremiyordum. Zeita zihnimle kedinin fareyle oynadığı gibi oynamıştı. Her şey bulanıklaşmıştı.
Geçmiş günleri toparlamakta zorlanıyordum. Tüm anılarım birbirine girmişti. Hangisinin gerçek hangisinin hayal olduğunu bile bilmiyordum. Gözlerimi kapayıp derin bir nefes alıp verdim. Kalbim, göğüs kafesimi deşmeye yemin etmiş gibi çarpmaya başladığında yakın geçmişin içine hapsolmuştum.
Babamın pençeleri Zeita'nın boğazındaydı. Hiç zorlanmadan, daha kötüsü içi bile acımadan Zeita'yı bir avmış gibi yukarı kaldırmış, nefes almasını engellemişti. Kızlarla Zeita'yı kurtarmak için adım attığımız an Şeytan'ın kız kardeşim üzerinde bıraktığı iz, kızıl bir dumanla etrafımızı sarmış ve yükselmeye başlamıştı.
"Ejderha mı o?"
Şaşkınlığımı gizleyemeden dudaklarımdan döktüğüm kelimeler Zeita gibi havada asılı kalmıştı.
Kızıl bir dumandan ibaret ejderha Zeita'nın bedenini kavrayıp nazikçe yere bırakmıştı. Ejderha'nın Zeita'yı bıraktığı yere adımlayıp yaralı yüzünü dizlerimin üzerine aldım. Miriam ve Elisa'da yanıma oturmuşlar, büyülü sözcüklerini mırıldanmaya başlamışlardı.
Ejderha, babamıza dönüp sarı gözlerini babamın gözlerine kenetlendiğinde babamın yüzünde daha önce hiç şahit olmadığım bir ifade görmüştüm.
Dehşet.
Kızıl dumandan ibaret ejderha ağzındaki kor alevi babamın vücuduna yöneltmiş, her birimizin öfkesini kusar gibi alevlerini Charles'ın üzerine salmıştı. Ejderha, Zeita'yı alevlerden sakınıyordu, onu son kez etrafındaki bütün tehlikelerden koruyordu.
Kuru bir dal misali yanan babam yüzümde bir gülümseme oluşturmuştu. Her birimize cehennemi yaşatan babamız, kuru bir ağaçtan ibaretti.
Levi hızlı adımlarla Zeita'nın yanına çöktüğünde kız kardeşimin dizlerimdeki başını Levi'nin dizlerine yatırmıştım. Levi, önce kız kardeşimin yüzünü avuçlarının içine almış kulağına doğru eğilmişti. "Benimle kal."
"Liseye neden devam ettiğinizi anlamıyorum."
David, konaklamaya devam ettiği bedeni dolaba yaslamış, bana bakıyordu. Zihnime benden daha çok hakim olduğu için içine düştüğüm anıdan kurtulmam için cevabını bildiği soruyu dikkatimi dağıtmak için sormuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ters 8
FantasyHalka oluşturan sekiz kız şarkı mırıldanarak ateşin etrafında dönüyordu. Sis etraflarını sararken dolunay ve ateş etrafı aydınlatıyordu. Kızların üzerindeki beyaz elbise, her birine ilahi bir hava katıyordu. Başlarına taktıklarını papatyadan taç, ma...