-22-

64 5 23
                                    

Ling'den alınan kan örnekleriye vücudundaki iksir seviyesi düştü, doktorlar ellerindeki imkanlarla tedavi için uğraşmaya başlar.

Ling gözlerini açar;

- ling, iyi misin?

- sen, ahh wa..?

- Wanwan'ım ben, lütfen iyileş artık.

- ben neredeyim?

- revir.

- ama hasta değilim.

- çukur'un kristallerinden birinin etkisinden yeni çıktın, dinleneceksin.

- sen neden buradasın?

- hem senin için hem de kendim için.

- kim olduğunu hatırlamıyorum ama benim için değerli gibisin.

- eski ling'e göre öyleyim.

- nasıl?

- yavaş yavaş anlarsın.

- eh.. peki.

- ee nasıl hissediyorsun.

- bilmiyorum.

- doğru, benimde aklımla bu kadar oynasalar bende böyle olurum.

- anlamadım?

- şey, herşeyi unutmak için sana bir iksir verildi, ve beni hatırlamıyorsun.

- biraz biliyorum.

- ne kadar?

- sen.. Sen benim için değerlisin, seni bırakmamalı gibi hissediyorum.

- eh biraz biliyorsun, sözümüzü biliyor musun?

- ne sözü?

- bekle, önce küçük olandan başlayayım. Wanwan cebindeki kâğıdı çıkarır ve ona gösterir.

- bunu yazan ben miyim?

- evet, ben yatakta hasta yatarken elime sıkıştırdın, sonra uyanınca dejawoo gibi hissettim.

- nasıl? Ne yaptın ki?

- ahh yanımda olmazsan bilemezdin.

- bu kağıt neden ıslak?

- onun üzerinde az ağlamadım da ondan.

Ling daha iyidir ama hala tam olarak bilmiyordur, fakat onun yardıma ihtiyacı olduğunu görür, ona sarılarak;

- merak etme, emin ol hatırlayacağım, seni böyle bırakamam ağlama lütfen. Dedi ve gözyaşlarını sildi.

- ve onca şeye rağmen hala yanımdasın.

- seni bırakamayacağımı biliyorum, ve senin beni rahat bırakmayacağını.

- merak etme zamanla hatırlayacaksın.

...

- alice! Emin misin bunu yapmamız gerektiğine!

- evet! Yoksa kimse konuşmaz!

Granger araya girer.

- yanımıza gelsen de bağırmasak! Yoksa planı tüm kıta duyacak!

- tamam! Bekleyin geliyorum!

- ee granger?

- efendim prenses?

- o gelmeden sana birşey yapacağım.

- yapabilirsin.

"Ne olduğunu bile sormadı bana güveniyor"

- prenses? Hadi, alice geliyor.

- ah evet.

*Silvanna granger'ı yanağından öper*

- bu muydu yapacağın prenses?

- beğenemedin mi?

- yok asla, senin gibi birinden öpülmek ve beğenmemek mi, güldürme beni.

- aslında, kulağını öpecektim, ama bana bu kadar güvendiğini görünce, fırsatı kaçırmayayım dedim.

- iyi demişsin.

- siz iki aşk pıtırcığı ne yapıyorsunuz bakalım?

- sadece konuşuyoruz.

- o zaman neden granger'ın suratına yaklaştın?

- prenses şansına tükür.

- şee-yy ben kulağına birşey söylüyordum.

- inanayım mı granger?

- evet inan, o her zaman doğruyu söyler.

- ahh tamam, onu öpmüş olabilirim.

- haha~ sorun değil ben size engel değilim, hadi devam edelim.

- ben adamı kaçırabilirim, siz burada bekleyin.

- oraya tek başına gidemezsin granger!

- gidebilirim, bunun ne önemi var ki.

- aaa-şeyy, sadece ben de seninle geleyim olmaz mı?

- hayır prenses, ben giderim.

- tamam, ama dikkat et yoksa geri gelince bem mızrağımla yarı kalan işini bitiririm.

- sen mi, emin misin?

- tamam belki de yapamam.

- tamam susun artık, yürü granger.

Granger bir adamın yanına yaklaşır ve kulağına şu kelimeleri fısıldayarak onu rehin alır.

- ölüm seslerin bana melodi gibi geliyor.

Adam zaten granger'dan irkildiğinden herşeyi ötmeye dünden razı hale gelir.

- Alice sen nereye?

- o çukur'dan bir asker, yani beni tanır, saklanmalıyım.

- tamam.

Alice çalılığa saklanır, granger adamı getirir, adam silvanna'yı görünce soruyu anlamış gibi olur.

- söyle, kardeşim nerede?

- bilmiyorum, bilseydik söylerdim yemin ederim, lütfen beni onun elinden al!

- söyle o zaman.

- en son zindandan kaçtı, sonrasını biz de bilmiyoruz, thamuz onu kovalamak için isteksizdi.

Silah sesi patlar, yapan granger'dır, adamı öldürür, hızlıca oradan uzaklaşırlar, yolda;

- granger, o adamı neden vurdun?

- sadece vatanımı koruyordum prenses.

- ama adam zaten herşeyi söyledi?

- o geri giderse bizi diğerlerine anlatır, bu da çukur-moniyan savaşı demek.

- haklısın.

- ondan daha da önemlisi bu savaş için senin çağırılman demek.

- ne? Cidden mi?

- aa dur bunu sesli mi söyledim.

Ikiside kahkahalara boğulur.

- belki ben de orduyu yönetirken aklımın sende kalacağı için..

uzakdoğu savaşçıları 2 - Kutlu Yemin (mlbb)(fanmade)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin