Meydan savaşı başlamıştı, ilk safhada yu zhong öne geçti, kuzey in yıpranmış askerlerini çok rahat yeniyorlardı, bu kuzeyliler için tam bir felaketti, artık askeri bırak kalan askerlerin de hiç halleri yoktu, zaten daha yeni kurtulmuşlardı.
Silvanna babasına haber verip gitmemeye karar verdi, Tigreal ve natalia ile beraber savaş alanına girdi, görünüşe göre yu zhong en iyi yaptığı şeyi yapıyordu : çevreyi cehenneme çevirmek.
Bombalar susmak bilmiyordu etraf toz duman ve insan cesetleriyle kaplıydı silvanna mızrağını aldığı gibi girdi, onu gören düşman üzerine bombalar yağdırdı, fakat Tigreal ve Baxia önlerinde bitti ve bombaları durdurdu, silvanna oradan oraya atlayıp düşmanların üzerinde sekiyordu adeta, Wanwan da savaşa katılıp şartlarıyla beraber düşmanların arasına girdi, ta ki ispirtoz suikastçıları gelene kadar, Wanwan'ı görür görmez ona fokuslandılar, biliyorlardı ki o olmadan ling asla geri dönemez, tabi onların Wanwan'a fokuslandığını gören Tigreal ve Baxia onu korumaya gitti, natalia ise bu sırada aşırı titiz bir gizlilikle düşmanları öldüre öldüre aralarında yüzüyordu adeta, tam o sırada yu zhong yeniden eğittiği birini sahaya saldı, bu kişi o kadar profosyonel kılıç kullanıyordu ki kuzeyli askerler hayrete düştü, hatta şaşırmaya kalmadan ölüyorlardı, etraftaki dumandan kim olduğu belli olmuyordu, ondan gelen ses sadece askerleri bıçakladığında çıkan sesti, silvanna onu fark etti ve ona saldırmaya başladı, suratını gördüğü anda zaten göğüsünden bıçaklanmıştı bile, silvanna yavaşça yere düştü, bu acı ona fazla geliyordu, ama o çok güçlü biriydi, bilinci kapanmadı ve bağıra bildiği kadar yardım istedi, neyse ki natalia onu fark etti ve revire götürdü, revirdekiler onu uyutabilmek için neredeyse tüm sakinleştiricileri kullandılar, zar zor da olsa uyudu, ve yaralar üzerinde çalışılmaya başlandı.
...
Bu sırada çukurda isyan başlamıştı her türlü koldan etrafı tutan alice ve dyrooth'un adamları thamuz'un bulunduğu odaya kadar girdi;
- hemen teslim ol thamuz hakimiyetin sona erdi! Dedi askerlerden biri
- haha~ öyle mi diyorsunuz, sizce ben bu kadar aptal mıyım?
Thamuz kahkahalara boğulmuşken alice ve dyrooth hayretlerle olanları izliyordu, derken thamuz bir kolu çekti ve gizli bir kapıdan yaklaşık 100 asker odaya doldu;
- bunu tahmin edemez miyim sizce? Bu arada alice ve dyrooth, gizli bir yerden izlemeyin de çıkın ortaya.
Ve thamuz ikisinide ölesiye dövüp zindana attı, öyle bir saldırdı ki dyrooth'un göğüsünden kristal kırılmıştı, ve aklına bir anda silvanna ve ailesi girdi, onları çok özlemişti, alice'in bundan hoşnut olmayacağını biliyordu fakat söylemeliydi;
- şey, bana yardım eder misin?
- ne konuda? Zaten zindandayız.
- ailem.. onları çok özledim.
- Dyrooth! dedi alice, ama sonra iyice düşündü ve hayatında bir kez olsun iyi birşey yapmaya karar verdi.
- tamam sustum..
- hayır dur, yardım edeceğim.
- ciddi misin?
- evet, hayatta bir kez olsun iyi birşey yapmalıyım, ve ayrıca seni onca yıl evladım yerine koydum, yani sana yardım etmeliyim.
Dediği anda dyrooth kollarında bitti.
- sana anne demekten geri kalmayacağım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
uzakdoğu savaşçıları 2 - Kutlu Yemin (mlbb)(fanmade)
Fanfikce@Dihidrojen_monoksit in yapmış olduğu kitabın ikincisidir (FANMADEDIR)