Meydan savaşı kuzey'in lehine gitmiyordu, yapılacak bir plan, çizilecek bir taktik yoktu, her general farklı birşey söylüyordu, freya'nın sinirleri bozuktu;
- yeter artık!!
Generallerin hepsi bir anda duraksadı ve onu dinlemeye başladı.
- bu savaşta kaybediyoruz, lehimize hiçbirşey kalmadı, biliyorum zor ve ümidi kestiğimden bana kızacaksınız ama ümidi bozmuyorum ne olursa olsun sonuna kadar savaşacağız tabiki, ama eğer olmazsa diye, herkes karargâhı boşaltsın ve şu bir günü sanki son gününüzmüş gibi ailenizle ve sevdiklerinizle geçirin, duydunuz mu?
Tüm generaller freyanın dediklerini mantıklı buldu, çünkü son günleri olabilirdi, ve herkes evlerine dağıldı, freya sinirli ve kızgın bir şekilde balkona çıktı, hava alıyor ve kahvesini yudumluyordu.
- tanrıçamız bugün nasıl bakalım?
Freya kafasını kaldırdı ve karşısında zilong'u gördü.
- senin burada ne işin var zilong?
- sadece ziyarete geldim.
- yeniliyoruz zilong, yine.. ben özür dilerim, başaracağımı zannetmiştim, ama kimseyi kurtaramıyoruz, ve savaş yüzünden onlarca hatta yüzlerce asker ve insan öldü, onları evlerinde aileleri bekliyordu, kimisi ailesini özlemişti, kimisi de çocuklarını.
- önemli değil freya *omzuna elini koyarak*
- nasıl önemli değil zilong? Zhong kazanıyor işte, hem onca insanı kaybetmek, bana kötü hissettiriyor.
- pes etmek ne zaman bir seçenek oldu freya? Bak benim babam, koskoca ulu ejder yok oldu ama biz pes ettik mi?
- ama zilong anlamıyor musun sıradaki Moniyan, artık onu kimse durduramaz Moniyan bile.
- sadece ümidini asla yitirme freya, gerekirse ikimiz sırt sırta verip o savaş meydanına çıkarız ve ölürüz, ama pes etmek hiç seçenek olmadı, ve olmayacak da.
Freya gülümsedi, dediklerini bitirdiği anda kendini zilong'un kollarında buldu.
- teşekkür ederim zilong.
Zilong sırtını sıvazladı.
- önemli değil freya.
...
Silvanna hayatta kaldı mı?
Belki de en sevdiği insan ona yardım etti..
Hadi görelim..
- silvanna!! Hayır!!
Dedi ve yumruğunu sıktı, bu kısa zamanda ona yardım edebilir miydi? Denemeden bilemezdi ki.
Granger çok hızlı bir hamleyle silvanna'yı ittirdi, fakat tüm zararı kendisi gördü, granger'in göğüsü.. neredeyse tamamen parçalanmıştı..
Silvanna'yı tam da uçurumun kenarına itti, orada yere düşmüştü, yaşlı gözleri o zaman açıldı, net olmadan da olsa dyrroth'un iblis dikenlerini granger'a saplayışını gördü, ve sanki kendine saplanmış gibi ani bir reflex geçirdi.
Granger'ın bilinci bir anda kapandı, sadece son saniyede silvanna'nın haykırışını duymuştu, "granger!!"
Alice durumun ciddiyetini kavradı, ve dyrroth ile kazanamayacağını bile bile savaşıyordu;
- beni yenmeyi deneme alice!!
- bendim senin annen olan!! Demekki anne dayağını hiç tatmadın!!
- granger gibi seni de yok edeceğim!
- dene ve gör çocuk!!
Ama fazla sürmedi.. Dyrroth, alice'i uçurumdan aşağı ittirdi..
bu sırada silvanna'nın mızrağı yuvarlanarak uçurumdan aşağı..
...
Silvanna onu tam düşerken tuttu, ayağa kalktı, dyrroth ona bakıyordu, silvanna gülümsedi;
- tamam kardeşimsin ve canını yakmak istemiyordum, ama.. Bu sana sevdiklerime zarar verme hakkı vermez!! Emin ol ki intikamımı aldığımdan emin olacağım, ışık daima mızrağıyla olmalı!!
Silvanna'nın mızrağı parlıyordu atlayarak bir kere saldırdı, duraksadı;
- BUNU YAPTIĞINA PİŞMAN OLACAKSIN!!!
Silvanna aşırı güçlü bir şekilde saldırıya geçti, havadaki yağmur dindi, ve bulutlar sadece silvanna'nın olduğu yerde açıldı, ışık sadece ona vuruyordu.
...
Uzun ve soluksuz bir savaşın ardından dyrroth yerde kalmış ve yine karşısında ikinci kez ablasını ve onun doğrulttuğu mızrağını görüyordu;
- yine mi aynı şeyler.
- seni yendim, şimdi yanlış birşey yapmadan izin ver de seni kurtaralım.
- sürekli beni yeniyorsun, bundan övünüyor musun?
- nasıl yani?
- şu ışıltılı mızrağını çekmeni istiyorum artık, zarar vermeyeceğim.
- tamam kalkabilirsin.
Bir anda ayağı kaydı, aşaģı düşecekti, silvanna son anda tuttu.
Kristali kırmıştı, dyrroth iyi bakarken yine aynı şey oldu, anlık bir şekilde iblise dönüştü ve..
Dyrroth "beni asla bulamazsın" diyerek kendini uçurumdan aşağı attı.
Silvanna aynı anın tekrarını yaşıyordu, ve yine çok mutsuzdu.
Ruby, mızrağını yere dikmiş ve granger'ın başında ağlayan silvanna'nın yanına koştu.
- silvanna, nasıl teselli ederim bilmiyorum..
Dedi ve o da çökerek ağlamaya başladı, ruby sesli olarak şunları söyledi.
- sanırım bana sadece bakıp koklasa bile, onu seviyordum..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
uzakdoğu savaşçıları 2 - Kutlu Yemin (mlbb)(fanmade)
Hayran Kurgu@Dihidrojen_monoksit in yapmış olduğu kitabın ikincisidir (FANMADEDIR)