● 20.Bölüm ●

6.4K 160 131
                                    

Hepinizin bu bölümü dört göz ile beklediğini biliyorum. Bana sorarsanız çok güzel oldu.

Oy vermeyi ve satırlar arası yorum yapmayı unutmayın plase. :*

Yazdığım iki kitap da uygulamada güzel derecelere gidiyor. Bunun için size çok teşekkür ederim.

HARİKASINIZ 😍

Keyifli okumalar dilerim...♡

-----------------------------------------------------------------------------------

Gözlerimi araladığımda kendimi hiç iyi hissetmiyordum. Midem bulanıyordu ve başım ağrıyordu. Nerede olduğumu fark edince gözlerim dolmaya başlamıştı. Aklıma dün akşam yaşadıklarım gelmişti. Çok, çok korkunçtu. Toprak'a durması için defalarca kez yalvarmıştım ama beni dinlememişti. Durmayacağını söylemişti ve durmamıştı.

Artık bir kadındım. Bu cümlenin ağırlığı bana fazla geliyordu, kaldıramıyordum. Gece bütün bunlar yaşanırken acıdan çığlık attığım için belli bir süre sonra bayılmıştım. Gözümü daha yeni açıyordum. Uyanık olduğum zamanda yaşadıklarım gözümün önüme gelince bayıldıktan sonraki yaşananlar kafayı yememe sebep oluyordu. Vücudumdan tiksiniyordum. Sanki artık benim bedenim değilmiş gibi geliyordu. İster istemez bedenimden utanıyordum.

Kendini bana bastırdığı ilk an gözlerimin önüne geliyordu. Ben acı içinde çığlık atarken Toprak ifadesiz bir şekilde suratıma bakmıştı. Canım o kadar fazla yanmıştı ki kısa bir an için öleceğimi düşünmüştüm. Gel gitler attıkça bedenimdeki acı azalmıştı, ruhumdaki acının aksine. Hayatım boyunca ilk kez bayılmak için Allah'a yalvarmıştım. O zaman tam olarak anlamıştım ki, bu adamın acıma duygusu yoktu.

Şu an ki içinde bulunduğum konumuma bakınca delirecek gibi oluyordum. Kafamı yavaşça yan tarafa çevirdiğimde boşluk ile karşılaşmıştım. Yorganı elimle hafifçe kaldırdığımda gördüğüm görüntü ile ağzımdan bir hıçkırık firar etmişti. Üzerimde bırakın kıyafeti, iç çamaşırı bile yoktu! Peki ya bu kanlar neyin nesiydi!? Bacaklarım ve karın bölgem kıpkırmızı kan kaplı idi. Yorganı hızla geri kapatarak gördüklerimi hazmetmeye çalışıyordum. Elimi ağzıma kapatarak ses çıkarmamaya özen gösteriyordum. Kasıklarımda varlığını sert bir şekilde belli eden ağrılardan bahsetmiyordum bile! Neden bu kadar canım yanıyordu? Vücudum acı içerisindeydi. Bu normal bir durum muydu!?

Peki ya Yusuf! Ona ne diyecektim? Beni bu halim ile kabul etmesini isteyemezdim. Yaşananlar yüzünden benden ayrılırsa ne olacaktı!? Beni bırakma da diyemezdim. Bu çok kötü bir durumdu. Yaşadıklarımı hak etmiyordum! Sadece ben değil, hiçbir kadın böyle bir şeyi hak etmiyordu! 

Kapıda duyduğum konuşma sesleri ile göz yaşlarımı silerek uyuyor gibi görünmek istiyordum. Kimsenin yüzüne bakacak cesaretim yoktu. Dün gece tecavüze uğramıştım. Aslında bunda utanılacak bir şey yoktu çünkü benim suçum yoktu! Engel olmaya çalışmıştım fakat başarısız olmuştum. Maalesef ki bedenimi koruyamamıştım. Odaya giren iki kişi ile adeta bedenim buz kesmiş durumda idi. Kim olduklarını bilmiyordum ama ayak seslerinden kişi sayısını tahmin edebiliyordum.

"Hala uyuyor." Bu ses kesinlik ile Toprak'a aitti! Nerede duysam tanırdım!

"Tabii ki uyur aptal herif! Doktor ile konuştum Toprak! Dün gece sen ne yaptın!? Bakire bir kıza, ilk gecesinden nasıl bu kadar yüklenirsin!? Daha ilk seferinde arka ve önden zorlamak ne demek!?"

BERCESTE'NİN VAVEYLA'SIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin