BEN GELDİM! SİZ NEREDESİNİZ?
'Son bölümün tadı damağımda kaldı.' diyen tayfa, geldiniz mi?
O halde başlıyoruz?
Bir şeyi çok merak ediyorum. Peki sen küçük ve güzel ailemize hangi şehirden katılıyorsun?
Oy vermeyi ve satırlar arası yorum yapmayı unutmayın plase.
Media: Yağmur Özdemir ve Toprak Marnero
Kış ve Yaz
(Çok uyumlular) 😂Keyifli okumalar dilerim...♡
-----------------------------------------------------------------------------------
"Eğer hemen şimdi yanıma gelmezsen annenin yanında ki boş mezarın yeni sahibini baban yaparım!"
Titreyen alt dudağımı durdurmaya çalışırken bir yandan da hala babamı kolundan tutarak çekiştiriyordum. Buradan bir an önce gitmemiz gerekiyordu. Babam yönünü bana dönerek yüzümü avuçları arasına almıştı, kızaran gözleri ile bana bakıyordu. Gözlerime biriken yaşlar yüzünden çevremi puslu görmeye başlamıştım. Babamın söyleyeceklerini az çok tahmin edebildiğim için kafamı olumsuz anlamda sağa sola sallıyordum. Gidemezdim.
"Bir tanem-"
"Babacığım lütfen! Onunla gitmeme izin verme! Beni yalnız başıma bırakma!"
"Yağmur'um, güzel kızım. Seni en kısa zamanda kurtaracağım tamam mı? Sakın korkma!" Neden şimdi kurtarmıyordu? Neden telefonu ile gizlice polisi aramıyordu ki? Bir sebebi olduğunu biliyordum lakin o geçerli sebebin ne olduğunu bilmiyordum.
"Çok acıklı. Gerçekten gözlerimi yaşartıyorsunuz. Mehmet Bey rica ediyorum Yağmur'u kurtarmak için acele etmeyin. Zira size sonsuz zaman veriyorum."
"Lütfen..." diyerek fısıldadım. "Onunla gidemem." Babamın boynuna sıkıca sarılarak hıçkırıklara boğulmuştum. "Artık dayanamıyorum." Toprak bir elini bana uzatarak yanına gitmemi istiyordu. Gözlerimi sıkıca kapatarak babamın boğazına gömmüştüm suratımı. Nasıl da özlemişim buram buram tüten o şefkat kokusunu. Kendimi çok kısa süreliğine de olsa evimde gibi hissetmiştim babamın yanında. Şimdi geçmişi düşününce ne kadar çok zaman olmuştu Toprak beni ailemden ayıralı? Hatırlayamıyordum. Ama mutlu olmuştum uzun zaman sonra ilk kez. Anneme oranla babamın varlığını bilmek teselli gibiydi.
"Berceste'm, sabrımın son demlerindeyim." Yavaşça kafamı kaldırdığımda babama uzatılan silahı görmemle hızlıca kollarımı geri çekmiştim. Ne yaptığını sanıyordu bu deli? Babam da silahı fark edince kendini yeniden önüme siper etmişti. Kollarını iki yana açarak önüne geçmemi engelliyordu aklınca. Bana kanat olan bu kollar, maalesef ki Toprak'ın karşısında savunmasız kalıyordu. Sadece tetiği çekmesi yetiyordu bu kolları düşürmeye. Bir parmak hareketi yetiyordu babamı benden ayırmaya.
"Toprak indir o silahı! Ne yapıyorsun?"
"Bence bu iş gereğinden fazla uzadı! Sen derhal yanıma geliyorsun! Yoksa baban o mezara gidiyor! Kararını ver."
"İzin ver benimle biraz daha-"
"Siz bu konuşmaya dahil değilsiniz Mehmet Bey. Sesinizi çıkartmamanızı şiddetle tavsiye ediyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE'NİN VAVEYLA'SI
ChickLit《Sevda kuşun kanadında, ürkütürsen tutamazsın.》 "Ve sen Berceste'm, ya bu fırtınada batıp kaybolacaksın ya da limanına sığınacaksın." "Sen benim limanım değilsin! Yeter artık kes zırvalamayı! Lütfen gitmeme izin ver, izin ver ki kendi fırtınamda kay...