2. Bölüm ile karşınızdayım.
Nasılsınız? Ben çok iyiyim. İlk bölümü beğendiğinizi umuyorum. O zaman lafı fazla uzatmayalım.
Medya: Kağan Göksu
Keyifli okumalar dilerim...♡
-----------------------------------------------------------------------------------
7 YIL ÖNCE
"Yağmur, gitsek ne kaybedersin!? Boş beleş naz yapıyorsun yarım saattir. Irmak sende bir şey desene anasını satayım."
"Ne diyebilirim gerzek, kız gelmek istemiyor işte. Hem ben geliyorum yetmez mi?"
"Yetmez tabii ki?"
"Naz yapmakla bi alakası yok, sadece anlamsız buluyorum."
Neredeyse yarım saattir okulun kantininde Kağan'ın ve Irmak'ın beni ikna etme çabalarıyla uğraşıyordum. Irmak pes etmişti ama Kağan hala pes etmiyordu.
Yarın okula bi iş adamı gelecekti ve bize hayat hikayesinin yanında nasıl zengin olduğunu anlatacaktı. Bizde salak olduğumuz için dinlemeye gitmeliydik(!).
"Bu konferans senin için neden bu kadar önemli anlamıyorum."
"Farklı yollarla bile olsa hayatıma yön vermeye çalışıyor olamaz mıyım?"
"Köftee valla bak senin yolun yol değil. Gel vazgeç bu konferans sevdasından."
"Yağmur anlamıyorsun sadece dinlemek değil mesele, Toprakcığımı görmek istemiş olamaz mıyım?"
"Toprakcığın?
"Konferansı yapacak iş adamı işte. Toprak Marnero, her genç kızın hayalini süsleyen yakışıklı iş adamı." dedi ve göz devirerek devam etti, "Hadi ama tanımıyor olamazsın!?:
"Benim hayallerimi süslemiyor ama? Ayrıca tanımıyorum. Tanımak zorunda mıyım? Hem kızların hayalini süslüyor sana ne?"
"Kızım senin taş gibi Yusuf'un var o süsler seni, boş ver Toprak'ı... Aha iyi insan lafının üstüne gelirmiş geliyo senin ki."
Kağan gözleri ile arkamı işaret edince Yusuf'un bize doğru geldiğini fark etmiştim.
Yusuf, kendisi benim 3 aylık sevgilim olur. Buğday tenli, mavi yeşil arası bi renk gözlü, uzun boylu, yakışıklı ve benden tam 3 yaş büyük harika ötesi mükemmel sevgilim. Yusuf ile zaman geçirmek çok hoşuma gidiyordu. Bana çok nazik davranıyordu. İnsan Yusuf'la 5 dakika bile geçirse kendini melek gibi hissedebilirdi.
Yanımıza geldiğinde eğilip yanağıma minik bir buse kondurdu ardından masadaki boş sandalyeyi alıp benim yanıma çekip beni kolunun altına aldı. Kendisinin henüz haberi yoktu ama bu hareketi benim çok hoşuma gidiyordu.
"Selam millet."
Tam cevap verecek iken Kağan benden önce davrandı.
"Yusuf şu sevgiline bir şey söyle bizimle konferansa gelmiyor."
"Ne konferansıymış bu?" dedi ve yanağıma yumuşak bir buse kondurdu.
"Toprak Marnero geliyor yarın! Her yere afiş aşmışlar nasıl fark etmezsin!? Adam resmen benim idolüm..." kendince havalı olduğunu düşündüğü bir bakış attı ve devam etti, "... bilirsiniz benim idolüm olmak zor bir beceri. Öyle herkesin hamuru değil." dedi ve işaret parmağı ile burnunun kemiğini sürttü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BERCESTE'NİN VAVEYLA'SI
Literatura Kobieca《Sevda kuşun kanadında, ürkütürsen tutamazsın.》 "Ve sen Berceste'm, ya bu fırtınada batıp kaybolacaksın ya da limanına sığınacaksın." "Sen benim limanım değilsin! Yeter artık kes zırvalamayı! Lütfen gitmeme izin ver, izin ver ki kendi fırtınamda kay...