Aşk mı ağır basar, vicdan mı?
Geçmiş mi daha acıdır, aşk mı?
___
"Daha iyi görünüyorsun."
"İyiyim demiştim." diyerek yine yalan söylemiştim. Belki de başkalarını değil de sadece kendimi kandırmak istiyordum.
Dudaklarında histerik bir gülümseme olu...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Bu asansör yine bozulduysa senin odanda kalırım haberin olsun!" diyerek konuyu değiştirmeye çalıştım ama sanırım kurduğum cümle çok yanlış bir yöne doğru yelken açmıştı.
___
"Ne o, benden mi kaçıyorsun?"
"Aslına bakarsan evet. Senden ve o pis sırıtmalarından kaçıyorum, şimdi izninle." diyerek dirseğimi elinden hızla çektim ve otobüsten çıktım.
İzninle ne ya? Ne diye izin alıyorum ki bundan?!
___
"Benim de kabul edebileceğim lafların bir sınırı var Tuvana. Şimdiye kadar söylediğin hiçbir şeye bir şey demedim ama bu bana istediğini diyebileceğin anlamına gelmiyor. Beni tanımadan hayatım hakkında yorum yapabileceğin anlamına da. Senin bir b*k bildiğin yok! Dıştan görününene yorum yapan kızlardan biriymişsin sende. Klişe olacak ama, farklı olduğun konusunda yanılmamayı çok isterdim."
Şaşkınlığımdan sıyrılabilsem belki bir cevap verebilirdim ama şu an söylediklerini işitmekten başka bir şey yapamıyordum.
Ne bilmem gerekiyordu ki? Ayrıca onun da dediği gibi bir b*k bilmiyordum, dışarıdan görünenden başka ne dememi bekliyordu ki?
"Tanımak istemiyor musun? Tamam, bundan sonra rahat bırakıyorum seni. İstediğini düşün hakkımda, ama sakın bir daha şımarık biri olduğumu söyleme, çünkü şımarık olabilmek için paradan çok daha fazlası gerekiyor."
___
"Kavganın sebebi Tuvana'nın incinmemesi zaten! Arkadaş gibi yaklaşmıyorsun Tuvana'ya ama böyle yaklaşmadığın tek kişi o değil! İki gün önceki gecede Melis ile evde okey mi oynadınız yoksa?"
"Bana aşık oldun da beni mi gözetliyorsun Aras?"
___
"Versene şunu bana ya!"
"Neden verecekmişim?"
"Çünkü o benim telefonum!"
___
"Ah beyin kanamasından öleceğim."
"Sen beyin kanamasından değil sinirden ölürsün prenses dert etme."
