24. BÖLÜM (1)

248 29 28
                                    


Hytkara thanks to you :*

Ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Yazmayı çok istiyorum ve sizin de bölüm istediğinizi gördükçe daha da fazla artıyor bu isteğim ama olmuyor. Yazmaya başlayacağım an tıkanıyorum. İlham nine'm çalışmıyor.

Bu bölümü ne kadar zor yazdığımı anlatamam ve yeni bölüm ne zaman gelir inanın bilmiyorum. Sadece ilham ninemin artık çalışmasını umut ediyorum.

Ayrıca profilimde yeni bir kitap yayımladım, adı 'Limon'. Ona da bir göz atarsanız beni çok mutlu edersiniz.

Şimdi de kenara çekiliyorum ve sizi bölümün ilk kısmıyla baş başa bırakıyorum.  Bol bol yorum yapın lütfen. Keyifli okumalar...

Not: Şarkı yerine önerilerinizi bekliyorum.

Multi: 🪐🌸

Şarkı: Toygar Işıklı, KORKUYORUM

***
🪐24. BÖLÜM🪐
***

Yaklaşık yarım saattir bu sokaklarda yürüyor, yolumu bulmaya çalışıyordum. Daha çok kayıp olamam derken kendimi şehir içinden giderek uzaklaşıyormuş gibi hissediyordum ve bu hiç iyiye işaret değildi. Bu nasıl bir labirentti Allah aşkına?

Derin bir nefes alarak binbeşyüzaltmışyedinci yol ayrımında sağa doğru döndüm. 

Bir de ne göreyim.

Bir insan.

"Tuvana!" diye bağırdı o insan bana tanıdık gelen sesiyle.

Melekti bu!

"Melek?" diye sordum inanamayan bir ses tonuyla.

Melek hızla benim yanıma koşup boynuma atladığında ilk önce neye uğradığımı şaşırsam da kendimi hızlıca toparlayıp kollarımı Meleğin etrafına doladım ve sarılışına karşılık verdim.

"Ne oluyor oğlum, altı üstü bir kaç saat yoktum."

"Bir kaç saat mi? Kızım kaç saattir yoksun haberin var mı senin? Meraktan öldüm!"

"O kadar oldu mu?"

"Evet!"

"Fark etmemişim." diye mırıldandım. Abimi endişelendirdiğim yetmiyordu, bir de yeni edindiğim arkadaşlarımı endişelendiriyordum. Dertten başka bir şey değildim.

"Aman bir şey olmaz, sen gelmeyince endişelendim sadece."

"Aramadın mı beni?" diye sorarak cebimden telefonumu çıkarttım. Ama benim bakmama gerek kalmadan Melek "Aradım ama her seferinde çalmadan kapanıyordu. Sanırım olduğun yerde çekmiyordu." diye açıkladı.

Sadece başımı sallayarak cevap verdim. Saat sekiz'e geliyordu ve biz artık otel'e geri dönüyorduk. Acıkmıştım ve sanırım akşam yemeğini herkesten ayrı, otelde yiyecektim. İnsanlar ile arama tekrar mesafe koymam gerekiyordu. Onları hayatıma bu kadar alamazdım, yapamazdım. Sonunda ya benim canım yanardı, ya da onların.

PSİKİYATRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin