Tuvana Gökerİçeri girdiğim an gördüğüm şey abimin yüzüne atılan bir kafaydı. Zaten hemen sonra ikiside beni fark ederek bana dönmüştü. Aldığım soluk nefes borumda takılı kalırken kendime gelmeye çalışıyordum. Kimse bir şey söylemiyordu, açıklama falan beklediğim de yoktu aslında. Şokun etkisiyle ağzıma götürdüğüm ellerimi çekerek şok içerisinde konuştum.
"Siz..." Yutkundum. "Siz birbirinizi öldürmeyi mi planlıyordunuz?!"
Sorduğum soru aslında çok anlamsızdı, herhalde öldürmeyi planlıyorlardı. Yani bu hallerinin başka bir açıklaması olamazdı.
"Size soruyorum!" diye tekrarladım. Abim bilerek bana haber vermemişti, onu engelleyeceğimi biliyordu ama Ateşi anlayamıyordum. Abimin ona saldıracağını bildiği halde nasıl gelmişti buraya? Ayrıca abimin boks yaptığını da bildiğine emindim. Tamam belki Ateş tam bir gereksizdi ama aptal olduğunu düşünmüyordum. En azından şimdiye kadar düşünmüyordum.
Bir de abimin söylediği şeyler vardı tabii ki. Son söylediği şeyi duymuştum ama doğru değildi ki. Doğru muydu? Olmamalıydı ama.
Hayır. Şimdi sırası değildi. Bunu sonra düşünecektim.
Abim sonunda bana bön bön bakmayı keserek konuşmaya başladı.
"Sen nasıl geldin buraya?"
Bu muydu yani? Vereceği cevap gerçekten bu muydu?
"Gerçekten vereceğin cevap bu mu?!"
"Evet bu. Nasıl geldin?"
Sinirden derin derin nefesler alırken abimin yanındaki gereksiz tekrardan dikkatimi çekti. Bir dakika, sırıtıyor muydu o? Dalga geçiyordu herhalde! Bu nasıl bir insandı ya, bu kadar da umursamaz olamazdı bir insan! Durduğu yerde hareketlenerek yanında duran masaya hafifçe yaslandı. Eğlenceli miydi şimdi bu olanlar?
Bakışlarımı o gereksizden çekip tekrardan abime odakladım.
"Seni takip ettim, oldu mu?! Şimdi sende bana bir cevap ver!"
"Sana cevap falan vermiyorum! Hem ben sana kurcalama demedim mi?!"
"Sen benim ne zaman bir şeyi kurcalamadığımı gördün peki?"
Abim önce derin bir iç çekti. Sonrada bıkkın bir sesle "Pek gördüğüm söylenemez." diye cevap verdi. Evet doğruydu, ben hiçbir zaman kurcalamadan bırakmazdım bir işin peşini. Bu en çokta abim konusunda geçerliydi ve o da bunu çok iyi biliyordu.
Araya giren alaycı sesle abimin de benim de sinirli bakışlarımız Ateşe çevrildi.
"Merak ediyorum da, siz gerçekten kardeş misiniz?"
Ciddi olamazdı herhalde. Ciddi değildi değil mi? Lütfen olmasın. Kardeş olduğumuzu o da biliyordu, sadece kendine dalga geçmek için yer arıyordu.
"Sen yeterince dayak yemedin mi lan?!"
Abimin verdiği cevapla Ateşin dudakları alayla kıvrıldı.
"Ben mi, sen mi?"
Allah aşkına bu nasıl bir anlaşma şekliydi? Benim burada olduğumun farkındalar mıydı acaba? Bu sefer de laf dalaşına girmemeleri için ben girdim araya.
"İkinizde!" diye kükredim adeta. "Şu halinize bir bakın ya! Çocuk musunuz siz?!"
Tamam belki bende atarlı bir insandım ama bu kadarı da fazlaydı. Abimin daha önce kavga edip sonrada o haliyle eve geldiğini hatırlıyordum ve eniştemin bağırışlarıyla halamın ağlamalarını. Ama hiç canlı canlı görmemiştim abimin kavgalarını. Bugüne kısmetmiş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKİYATRİ
Misterio / SuspensoAşk mı ağır basar, vicdan mı? Geçmiş mi daha acıdır, aşk mı? ___ "Daha iyi görünüyorsun." "İyiyim demiştim." diyerek yine yalan söylemiştim. Belki de başkalarını değil de sadece kendimi kandırmak istiyordum. Dudaklarında histerik bir gülümseme olu...