Bu sefer size geçmişli bir bölümle geldim, belki biraz anlamanıza yardımcı olur ;)Neyse şarkıyı açmayı unutmayın 💕💫
Şarkı: Soner Avcu, YALNIZLIKLAR
***
🪐6. BÖLÜM🪐
***"Kalmaz yalanlar kimseye
Bozmaz hayaller o zaman
Hâlâ umudum yanımda...*1"
Kulağımdaki kulaklıktan ruhuma işleyen şarkı sözleriyle yatağımın üstünde bir ölü gibi yatıyordum. Neydi benim bu çektiğim? Anlam veremiyordum. Bu okula gelmek istememiştim ve şu an bunun ne kadar iyi bir karar olduğunu düşünüyordum. Tabii artık çok geçti.
Almanca dersinin olduğu sınıfı bulma, daha doğrusu bulmaya çalışma serüvenimin üstünden bir hafta geçmişti ve ben haklı çıkmıştım. Maalesef. O Ateş denen gereksiz benim sınıfımdaydı ama ben onu sınıfta hiç görmüyordum çünkü derslere girmiyordu. Nedenini çok merak etsemde bunu ona tabii ki soramazdım. Sormazdım da. Bu sefer merakımı bastıracaktım. Başka bir sorunda sınıfımda olan başka bir gereksizinde bana kafayı takmış olmasıydı, tek farkı o konuşmuyordu. Bana sadece anlamını çözemediğim bir şekilde soğuk soğuk bakıyordu. Ayrıca önce bütün sınıf sonraysa bütün okul Aras Göker'in kardeşi olduğumu öğrenmişti ve buna Melekte dahildi.
Melek bunu öğrenince ona söylememiş olmama çok kırılmış olsada üzerime çok gelmemişti. Bunun abartılacak bir konu olmadığını söylemişti ama ben yüz ifadesinden bana bozulduğunu anlamıştım. Tabii o da farkındaydı benim şu anki durumumun bundan daha kötü olduğunun.
Onun dışında bu bir hafta boyunca Ateş gereksizi yine benimle uğraşıp durmuştu. Çoğu zaman kantinde olan gıcıklıkları bazen koridorlarda da oluyordu ama artık alışmıştım. İlk gün üstüne düşmüş olmama durmadan gönderi yapıp duruyordu. Terslemelerimin hepsine kayıtsız kalıyordu ve bu beni daha da deli ediyordu. Bu manyağın derdinin ne olduğunu hâlâ anlayamamıştım ama Aras Gökerin benim abim olması bile onu engellememişti.
Bunlar beni çok etkilemiş olsada en çok etkileyen şey başkaydı. Bir kaç gün önce yakında bütün üçüncü sınıflar olarak bir tatile çıkacağımızı öğrenmiştim. Ne kadar harika değil mi?
Daha nereye gideceğimiz belli değildi. İki seçenek vardı, ya Uludağ yada Erciyes dağı. Öğretmenimizin söylediğine göre bütün üçüncü sınıflar gidecekti, A sınıfı, B sınıfı, C sınıfı ve D sınıfı. İki sınıf eş olup birden gidecekti ve kimin nereye gideceğine karar vermek için kura çekilecekti. İki gereksizin benim sınıfımda olması yetmezmiş gibi birde dağa çıkacaktık. O kocaman, yüksek, korkunç dağlardan birine çıkacaktık! Beni asıl korkutan şey buydu. Yükseklik korkum vardı ve her ne kadar güvenli olsada oraya çıkmaya cesaret edemezdim ben. Kendimi tanıyordum bir kere.
Düşüncelerim bir kulaklığımın kulağımdan yastığımın üzerine düşmesiyle bölündü. Gözlerimi açtığımda kapıda beni izleyen abimi fark etmem uzun sürmemişti. Yine ne vardı?
"Nedir senin bu halin?"
Sorduğu soruya karşılık 'ciddi misin' der gibi bir bakış attım ona.
"Ne mi benim bu halim? O kocaman, korkutucu dağların birine çıkacağım ve yanımda sadece üç haftadır tanıdığım insanlar olacak. Yok bir şey ya!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKİYATRİ
Misterio / SuspensoAşk mı ağır basar, vicdan mı? Geçmiş mi daha acıdır, aşk mı? ___ "Daha iyi görünüyorsun." "İyiyim demiştim." diyerek yine yalan söylemiştim. Belki de başkalarını değil de sadece kendimi kandırmak istiyordum. Dudaklarında histerik bir gülümseme olu...