1. Bölüm.

2.3K 128 43
                                    

Hayat hiç acımıyor insana. Bazen doya doya yaşayamadan ölüp gidiliyor. Kıymeti hiç bilinmiyor; geçen günlerin, saatlerin ve dakikaların.

Belki hala yaşıyor olabilirim ama ciğerlerim ölmüş durumda. Tek bi ciğerle yaşamak zor oluyor ama yaşıyorum işte.... aslında tüberküloz hastalığının tedavisi var ama benim ki çok geç teşhis. Artık her öksürmeye başlayınca ağzıma gelen demire benzer tada alışmaya başladım.

Hastalığımı öğrendiğimde çok üzüldüm ayrıca reşit olmama dört ay vardı. Tedaviye başladığımda umutluydum ama sonralarda umudum gitti. Aksine hastalığın geçmesine en çok etkili olan umut, mutluluk. Ama işte insan bi vakit sonra diliyle hala umudum var derken kalbi ne umudundan bahsediyorsun sen diyor.

Annem benim için çok üzülüyor. Sürekli babamın omzunda ağlıyor. Buda beni üzüyor.

Aslında şuan son umudum olan şey; Aşk.... küçüklüğümden beri hep aşık olacağım insanı düşündüm ama hastalığım yüzünden evden dışarı sadece hastaneye gidiyordum.

Arkadaşlarım yoktu. Sevgilim yoktu. Ailem vardı sadece. Beni hayata bağlayan onlar vardı ama olmuyordu. Hayatım gün geçtikce bitiyordu. Eriyordum resmen. Annemin babamın gözü önünde bitiyordum.

Onlarda benimle birlikte yok oluyorlardı sanki. Gözleri çöktü, zayıfladılar, kendilerine dikkat etmemeye başladılar. Onları gördükçe daha da üzülüyorum.

Sürekli kontrollere gidiyorum. Bu hastane duvarları boğuyor beni. Kalbim sıkışıyor, nefes alamıyorum. Hergün biri gidiyor o hastaneden, mezara. İçlerinde tanıştıklarımda oluyor bazen. Arkalarından baka kalıyorum. Istemsizce ağlıyorum. Sonra bir gün beni de hastaneden böyle çıkarıcaklar diye düşünüyorum. Belki de burda ki birkaç yaşayan arkadaşımda arkamdan ağlayacak.

Sonra unutulacağım.

Beni hatırlayan sadece ailem olacak. Onlarda bir hafta belki de bir ay ağlayacak, yas tutacak ama alışacaklar yok olmama. Hastanede dosyalarım açılmayacak birdaha. Orada ki arkadaşlarım kırk yılda belki hatırlayacaklar.

Ne kadar basitmiş ölmek. Bir hastalık geliyor ve ölüyorsun. Bu kadar. Ama ben karanlıktan korkarım ki. Toprak altında nefes alamam ben. Üşürüm orada incecik bir kefenle. Beni saran annem olmaz o zaman. Saçlarımı okşayan babam da...

Belki de en doğrusu budur. Yok olmam. Rabbim öyle istiyordur. Ben buna hayır diyemem ki. Belki de hayırlısı böyledir. Annem ve babamın düzelmesine etkili olur. Yaşarsam acı çekiceğimm belki. Rabbim acı çekmemi istemiyordur. O yüzden gün gün ben hissetmeden eriyorumdur.

Küçükken annem hep gece yatmadan önce anlatırdı bana. 'O bizim için herşeyi yapar' derdi. 'Sen bir dua ettiğinde olmadıysa, Allah beni unuttu diye düşünme. Ya o istediğin senin için hayırlı değildir ya da duanı sana daha güzel bir şekilde göndericektir' derdi. Bende hep biraz daha yaşamak isterdim. Yapmak istediklerimi yapmak ve sonra gitmek. Ama sanırım bu benim için hayırlı değil. Olsun.

Bu benim ilk hikâyem okuyup oy ve yorum yapın lütfen.

Yapbozumun Parçası -Düzenleniyor-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin