'Biz hep gülelim'

299 25 2
                                    

Bu bölüm selindmrl06 kişiye ithafen. Oyların için teşekkürler ❤

Uyandığımda yatakda yatıyordum. Biraz bakındım sonra genişçe gerindim. Arkamı döndüm. Emre uyanmış kısık ve yorgun gözlerle bana bakıyordu. Bana doğru döndü ve elini belime koydu.

"Bugün nasılsın?" Dedim.

"Biraz daha iyiyim bebeğim." Hafif bir tebessüm ettim.

"Şimdi kalkmam gerek. Sana kahvaltı hazırlıcağım." Dediğimde gülümsedi.

"Bana kahvaltı hazırlaman fikri çok hoş." Elimi yanağına koydum ve elmacık kemiğini okşadım. Gözlerinin içine bakarak

"Sana kahvaltı hazırlama fikri daha hoş." Dedim ve yanağından öperek yatakdan kalktım. Banyoya gidip rutin işlerimi hallettim. Odaya geri geldiğimde Emre'nin çarşafa iyice dolandığını gördüm. Gözlerimi devirip yanına gittim. Arkası bana dönüktü. Bende kolunu dürtmeye başladım.

"Aşkım... uyuma. Bak ben kahvaltı hazırlarken aşağı in. Yoksa bir sürahi su boşaltırım." Dedim ama hiç ses çıkarmadı. 'Iyi sen bilirsin' dedim ve odadan çıkıp mutfağa doğru ilerledim.

Çay demledim, yumurta yaptım, zeytin, peynir felan koydum masaya ama Emre hâlâ gelmedi. 'bunu sen istedin' dedim ve masaya koyduğum, dolu, sürahiyi aldım ve yukarı çıkmaya başladım.

Odaya sessizce girdiğimde Emre hâlâ uyuyordu. Yanına usulca yaklaştım ve sürahinin kapağını açıp komidinin üstüne koydum. Içimden üçe kadar sayıp sürahiyi birden boşalttım. Emre birden gözlerini açtı ve yatakdan doğruldu. Bir kaç saniye sonra beni fark etti. Ben ona şirince gülümserken o hiç iyi bakmıyordu. Sürahiyi komidinin üstüne koydum. Kaçmam gerekirse engellemesin beni diye.

"Demek beni ıslattın ha!" Dedi ve ellerimden tutup yatağa yatırdı. Tamda ıslak yeriye yatırdı ya! Dizlerimin iki yanına, bacaklarını koydu ve gıdıklamaya başladı.

"Ya... Emre yap...yapma ya!" Diye kahkahalarla bağırırken beni dinlemiyordu. Hatta daha fazla gıdıklıyordu. O sırada öksürmeye başladı. Üzerimden doğrulup başını başka tarafa çevirdi ve öksürmeye devam etti. Bende yatakda oturup ona bakıyordum. Öksürükleri durduğunda ona baktım.

"Hayatım iyi misin?" Sesim çok telaşlı çıkmışdı. Emre, öksürmekten yaşlanan gözleriyle, bana baktı ve başını salladı.

"Iyiyim bebeğim sakin ol."

Kahvaltımız sessiz geçmişti. Benimde aklımda sürekli Emre'nin öksürmesi vardı. Şuan hasta ondan öksürmüştür. Normal bir öksürükte olabilir. Hemen kötü düşünmiyim.

Sofrayı toplayıp salona Emre'nin yanına gittim. Üçlü koltuğa uzanmış battaniyeye sarılmış yatıyordu. Ve sürekli akan burnunu siliyordu. Sürekli silmekten burnu kızarmıştı. Yanına gittiğimde bana baktı ve koltukta yan yatıp battaniyeyi açtı. Gülümseyerek yanına yattım.

Öksürük sesiyle uyandım. Bu sefer ben değil Emre öksürüyordu. Hemen koltuktan kalktım ve mutfağa koşarak gittim. Bir bardak su doldurup salona, koşar adım, gittim. Emre suyu uzattığımda hâlâ öksürüyordu. Suyu alıp bir dikişte bitirdi. Derin bir nefes verip kendini koltuğa bıraktı. Çok yorgun gözüküyor. Elimi yanağına koydum.

"Emre..." sesim titriyordu. Korkuyordum. Elini elimin üstüne koyup dudaklarına götürdü ve ufak bir öpücük kondurdu.

"Iyiyim ben merak etme."

Emre yine uyumuştu. Ne yapacağımı bilmiyorum. Çok hasta görünüyor. Annemi araya bilirim. Ne yapacağımı söyler en azından. Telefonumu çıkartıp annemi aradım.

"Annecim"

"Yavrum. Nasılsın?"

"Iyiyim anne. Ama Emre çok hasta. Ateşi düştü, biraz var. Ama çok hasta ve öksürüyor. Hemde sürekli uyuyor. Ne yapa bilirim?" Annem düşündüğünü belirten bir kaç ses çıkardı. Sonra bana, ben küçükken hasta olduğumda yaptığı ilaçı söyledi. Tabii ya. O ilaç çok iyi geliyordu. Anneme teşekkür edip, bu gece burada kalıcağımı söyledim ve telefonu kapattık. Mutfağa gittiğimde gerekli malzemeler yoktu. Bende biraz para alıp evden çıktım. Baya dolaştım ama sonunda bir market bulup girdim. Lazım olan bir kaç malzemeyi alıp evin yolunu tuttum.

Eve girdiğimde önce salona gittim. Emre'ye bakmak için. Salona girdiğimde Emre koltukta oturuyordu. Ve endişeli görünüyordu. Neden ki?

"Aşkım" diye seslendim. Emre birden bana bakıp oturduğu yerden kalktı ve bana doğru koştu resmen. Yanıma gelip hemen beni kollarının arasına aldı ve sıkıca sardı. Bende yavaşca doladım kollarını beline.
"Se-seni göremiyince çok korktum." Sesi kısık geliyordu. Ağlamış gibi. Ondan ayrılıp yüzüne baktım.

"Markete gitmişdim." Elimdeki poşeti ona doğru salladım. Emre derin bir nefes alıp beni göğsüne çekti. Ellerimi beline doladım.

"Çok korktum."

"Sen şimdi otur. Ben sana ilaç yapıcağım." Dedim ve onu salona doğru hafifçe ittim. O salona giderken bende mutfağa gittim ve malzemeleri çıkartıp ilacı yapmaya başladım.

Ilacı yaptığımda elime aldım ve içeri gittim. Emre koltukta uzanmışdı. Yanına gittiğimde gözlerinin kapalı olduğunu gördüm. Ilacı masaya bırakıp Emre'nin kolunu dürttüm. Gözlerini açıp bana baktığımda ona şirince gülümseyip.

"Ilaç vakti" dedim. Emre koltukta doğrulup oturdu. Masanın üstündeki ilacı alıp koltukta ona doğru oturdum ve bardaş kurdum. Emre elimdekine tuhaf bir şekilde bakıyordu.

"Bebeğim o ne?" Bardaktaki ilacı kaşıkla karıştırırken

"Ilaç."

"Tamam da ne var onun içinde?"

"Bal, karabiber ve limon." Emre yüzünü buruşturdu.

"Hiç birini sevmem ben." Dediğinde omuz silktim.

"Bu çom iyi geliyor. Bende sevmediğim hâlde içmek zorunda kalıyordum. Ama iyi geliyor. Bir günde ayağa kaldırır insanı." Emre hâlâ yüzü buruşuk bir şekilde bana bakıyordu. Tatlı kaşığını doldurup. Ona döndüm.

"Hadi aç ağzını." Deyip kaşığı ona uzattım. Emre yüzünü biraz daha buruşturup 'hayır' anlamda başını salladı. Kaşıktaki dökülmesin diye bardağa geri koydum.

"Hadi ama Emre. Çocuk gibisin. Bunu içmessen iyileşemezsin. Tamam mı?" Diye sorduğumda biraz düşündü ve 'tamam' anlamında başını salladı. Kaşığı bardağa batırıp ona uzattım. Istemeyerek ağzını açtığında kaşıktakini içti. Emre suratını tuhaf bir hâle sokunca dayanamadım ve gülmeye başladım.

"Ne gülüyorsun?"

"Yüz-yüzünün hâli çok ko-komikti." Dedim zar zor kahkahalarımın arasında.

"Demek öyle he? Tadına bakmak ister misin sevgilim?" Dedi ve beni dizlerine çekip dudaklarıma yapıştı. Dudaklarının tadı bu sefer acı, tatlı ve ekşiydi. Ama daha çok acı belli oluyordu. Kendimi geri çekmeye çalıştım ama Emre izin vermedi ve beni öpmeye devam etti. Bende geri gitmedim ve alt dudağını dudaklarımın arasına alarak emdim. Bir vakit sonra Emre'nin dudakları kendi tadına döndü. Ama artık nefes almam gerekiyordu. Geri çekilip alnımı alnına dayadım. Ikimizde derin derin nefesler alıyorduk. Ayrılmak istememişdik ama nefessiz kalında ayrıldık. Emre derin bir nefes daha alıp

"Ilaç iyi geldi. Iyileştim." Dedi. Bu beni güldürmüştü. Ben kahkaha atarken Emre hafif bir tebessümle beni izliyordu.

"Şaka yaptım. Asıl bu gülüşün iyileştirir beni. Sen hep gül." Tebessümle ona bakıp

"Biz hep gülelim hayatım." Dedim ve dudaklarına ufak bir buse kondurdum.

Merhaba teog olduğuğu için bölüm geç geldi, kusura bakmayın. Ve gerçekten yorum yapın onlar beni çok mutlu ediyor.

Sizi seviyorum canlarım ❤

Yapbozumun Parçası -Düzenleniyor-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin