4. Bölüm.

739 63 5
                                    

Hâlâ başı öne eğik bir şekilde duruyor ve ' belki de kardeşiminde bir umudu vardı ama ulaşamamıştı' diyip duruyordu. Ne demek şimdi bu? Kardeşine birşey mi olmuş? Neden hep aynı şeyi sayıklıyor?

"Hey iyimisin sen?" Dedim kolunu dürterken. Yaptığım hareketle aklındaki düşüncelerden kurtulmaya çalışır gibi başını iki yana salladı ve solmuş yüz ifadesiyle bana çevirdi.

"Evet iyiyim ben." Dedi kısılmış sesiyle. Sonra bana tamamen döndü.

"Sen hasta mısın? Çökmüş bir halin var ve yüzün bembeyaz." Dedi. Sanırın konuyu değiştirmek istedi bende birşey demedim.

"Aslında evet hastayım."

"Hastalığın ne?"

"Tüberküloz." Dedim. Biraz şaşırdı ama sonra hemen toplarladı.

"Tedavi görüyor musun?" Dedi.

"Evet."

"Sonuç?" Derin bir nefes aldım.

"Geç teşhis. O yüzden tedavi yanıt vermiyor ve 5 ay yaşıyacağım." Dedim ve keyifsiz bir şekilde güldüm.

"Hiç umut yok mu?"

"Hayır. Yakında öleceğim."

Güldü.

"Az önce sen dememişmiydin 'mutlaka bir umut vardır ama bazi kişiler o umuda ulaşır' diye. Yani senin içinde bir umut var?" Dedi soru sorar bir şekilde.

"Evet var. Ama ben ulaşamadım ve ulaşacak kadar da zamanım kalmadı "

"Peki. Senin umudun ne?"

"Aşk." Dedim. Güldü... başka hiçbir şey söylemedi. Neden güldüğünü merka ettim.

"Komik bir şey mi söyledim?"

"Evet." Dedi ve gülmeye devam etti. Zoru neydi bunun!

"Neden gülüyorsun? Bana da söyle de bende güleyim!" Sesim yükselmeye başladı çünkü, bana bir şey söylemeye başlayıp da devamını getirmeyince çok sinir oluyorum.

"Doktorların çare bulamadığı hastalığa aşk dediğin üç harflik şey mi kurtaracak hayatını?" Dedi. Belki doğru söylüyor ama aşk o kadar küçük görülecek bir şey değil.

"Kaç insan hastalıklarını aşkla yendi, televizyonlarda gördüm ben." Dedim.

"Hadi ama aşk bence... yok."

"Hiçte öyle değil!" Kızmıştım. Benim çok yüce gördüm şeyi yok diyordu!

"Onca insanın aşkı yalan mı?"

"Yalan. Eğer biri bir kişiye karşı bir şeyler hissediyorsa, bunu üç harflik bir kelimeye sığdıramamalı." Dedi. Aslında dedikleri mantıklı geldi. Ağzımı açıp cevap vereceğim zaman, yüzüme değen ıslaklıkla yağmur yağmaya başlayacağını anladım ama umursamadım ve tam cevap verecektim ki...

"Kızım hadi hemen eve gidelim yağmur yağmaya başlayacak." Dedi. Yanımdaki çocuğu umursamadan beni banktan kaldırdı ve yürümeye başladık. Birkaç adım sonra durdum ve arkama baktım. Çocuk orada hâlâ oturuyordu. Ona çocuk demekten sıkıldım bir daha göremeyecek olsamda annemi durdurdum.

"Hey! adın ne?" Diye bağırdım. Bana baktı.

"Önemi var mı?" Dedi.

"Yok ama merak ettim."

"Adım Emre." Dedi.

Merhaba.
Oy ve yorum yapın lütfen.

Yapbozumun Parçası -Düzenleniyor-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin