Jung Chohee
"Şerefsiz Herif! Öldüreceğim seni!"
Abimin sesini duyunca hemen sudan çıkmıştım. Ve Jungwoo'ya koşan abimin önüne atlamıştım.
"Cho çekil kenara!"
"Olmaz. O bir şey yapmadı."
Abim bıkkın bir nefes aldığında beni kenara itmesini falan bekliyordum, ama o beklediğimin aksini yapıp yanımdan geçti ve Jungwoo'ya ilerledi.
"Yoonoh."
Bay Lee'nin sesini duyunca ona doğru kafamı çevirdim.
"Dur."
Abim dinlemeyince Bay Lee bağırdı.
"Dur dedim!"
Bay Lee benim yüzümden abime bağırmıştı. Ben onları birleştirmeye çalışırken, şimdi işi elime yüzüme bulaştırmıştım. Abim durdu ve arkasını döndü.
"Geldiğimden beri kardeşimle flörtleşiyor, zaten yeterince durmadım mı!?"
"Kardeşin izin vermese Jungwoo böyle davranmazdı."
Bu sefer araya Bay Seo girmişti. Abimin üstüne gitmeleri canımı sıkmaya başlamıştı bu yüzden abimin yanına yaklaşıp biraz gerisinde durdum.
"Abime yüklenmeyin lütfen. Evet Bay Seo haklısınız. Ben yüz vermesem Jungwoo böyle yapmazdı. Bay Lee, kardeşinizle flört ettiğim için özür dilerim. Jungwoo, senden de özür dilerim, zaten geldiğinizden beri beni mutlu etmeye çalışırken bir de üstüne abimin kıskançlıklarıyla uğraşıyorsun, abi, sanden de özür dilerim. Senin kıskançlığını bildiğim halde Jungwoo'yla flörtleşiyorum ve seni kızdırıyorum. Siz eğlenmenize bakın. Zaten sorun çıkarıyorum sürekli, iyi eğlenceler. Ben eve gidiyorum. Varınca ararım abi."
Yürüyecekken abim bileğimi tuttu.
"Cho yapma böyle."
Abimin üzüldüğünü Seul'den bile anlayabilirdiniz. Ama ben de üzülmüştüm. Gözlerim dolarken sadece ikimizin duyabileceği şekilde konuşmuştum.
"Sizi yakınlaştırmaya çalışıyordum, ama kendimi kaptırdım. Özür dilerim."
Bileğimi abimin elinden kurtarıp sudan çıkmış, üzerime elbisemi geçirmiş ve eve doğru yürümeye başlamıştım. Arkamdan gelen ayak seslerini duymuş ve hafifçe arkamı dönmüştüm. Jungwoo'yu görmemle duraksamıştım o da adımlarını biraz hızlandırıp yanıma gelmişti. Ben dolan gözlerimi saklamak için ondan başka her yere bakıyordum.
"Özür dilerim Chohee."
"Neden özür diliyorsun ki? Sen hiçbir şey yapmadın."
"Taeyong hyung abine bağırmamalıydı. Onunla konuşacağım. Tamam mı?"
"Hayır. Abime bağırmakta kendince haklıydı çünkü eğer o bağırmasa şuan dudağın, kaşın patlaşmış ya da burnun kanıyor falan olurdu. Seni korumaya çalışıyordu. Ben Bay Lee, Bay Seo, sen ve abime değil kendime kızgınım. Resmen bile bile hepinizi kırdım."
Önüme dönüp yürümeye devam ettim. O da arkamdan geliyordu.
"Kendine kızma. Sadece Taeyong hyungla abinin arasını yapmaya çalışıyordun."
Şokla Jungwoo'ya döndüm. O ise omuz silkti ve kolunu omzuma atıp beni kendine yaklaştırdı.
"Sadece hareketlerini incelediğim için anladım. Ben de onları çok yakıştırıyorum. Hatta istersen sana yardım edebilirim. Biliyorsun, Taeyong hyungla birlikte yaşıyoruz."
"Jungwoo bak, seni bu işe karıştırıp başını belaya sokmak, Bay Lee ile aranı bozmak istemiyorum. Daha yeni tanıştık ve sen, beni eve bırakıyorsun. Ayrıca sana henüz güvenip güvenemeyeceğimi bile bilmiyorum ama şuan bu konuyu seninle konuşuyorum. Gidip Bay Lee'ye durumu anlatırsan abim ne tepki verir bunu bile bilmiyorum. Anlıyor musun?"
Jungwoo seslice iç çekti ve kolunu omzumdan indirdi.
"Biliyorum, daha birbirimizi iki saattir tanıyoruz ve bu çok saçma ama.. Şuan sahibine alışmış ve o yanından ayrılınca ağlayacak olan yavru köpek gibi hissediyorum..."
Kıkırdadım ve biraz daha yürüdükten sonra eve geldiğimizi fark ettim. Annemler evde yoktu. Abim de şuan öğretmenlerimizle beraberdi.
"Şey... Jungwoo, birlikte bir şeyler içelim mi?"
"Abin kızmaz mı?"
Şirinliğine kıkırdadım.
"Bence şuan Bay Lee daha çok ilgisini çekiyor..."
"Olabilir aslında. Milkshake sever misin? Taeyong hyungla geldiğimizde hep gittiğimiz bir yer var. Oraya gidebiliriz."
Biraz düşündüm. Çilekli milkshakei çok severdim. Bu fikir şuan bana çok cazip geliyordu. Hafifçe başımı onaylar şekilde salladım ve gülümsedim.
"Olur."
Yürürken biraz daha konuşmuş ve kendimizi anlatmıştık. Jungwoo temizlik yapmayı, futbol oynamayı, yemek yemeyi ve Snoopy'i çok seviyor ama korku filmlerinden hoşlanmıyordu. Okulda ona "Zeus" diyorlardı. Namı gerçekten yayılmıştı ama onunla bu şekilde tanışacağım hiç aklıma gelmemişti. Zeus bu yakışıklılığı görse "Al ismim artık senin." diyip kendini öldürürdü.
Hoş dekorları olan bir kafenin önüne geldiğimizde beni belimden tutup yavaşça içeri ittirdi.
"Beğendin mi?"
"Evet çok tatlı~"
___
Bu 2 😎09.07.20
Hera🍷
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑻𝒉𝒆 𝟕𝒕𝒉 𝑺𝒆𝒏𝒔𝒆🍷𝑱𝒂𝒆𝒚𝒐𝒏𝒈
Fanfiction"Bay Lee yıl sonu balosuna benimle gelir misiniz?" "Ne?" Start:07.07.20 Finish:08.08.20 ©jungwiox