Kim Jungwoo
"Şey, uyuya kalmışız."
Chohee ben uyandıktan hemen sonra uyanmıştı. Şuan resmen sorguya çekiliyorduk. Tepemizdeki fener tutan Yuta hyung sorguya çekildiğimizi hissettirme konusunda harikaydı zaten...
"Bay Nakamoto, feneri gözümden çekebilir misiniz lütfen? Kör olmak için biraz gencim de."
"Bence de hyung... Kör olacağız cidden."
"Susun ve sorularıma cevap verin!"
Yoonoh hyungun bağırmasıyla yerimizden sıçramıştık. Ne bağırıyorsun lan! Diyecektim ama vazgeçtim. Bilirsiniz, hyungum diye yani... Korkudan değil.
"Ne sormuştun ki abiciğim?"
"Eve geldiğinizden beri ne yaptığınızı!"
"Eve geldik yemek pişirdik, yemek yedik, ben ortalığı topladım ve Jungwoo bulaşıkları yıkadı sonra da koltuğa oturduk ve bir süre sonra uyuya kalmışım."
"Ben de Chohee uyuduktan sonra biraz televizyon izleyip sıkılınca kapattım. Ondan sonrası bende yok."
"Tamam. Şimdi yemek yaparken oluşabilecek temasları göz önünde bulunduruyorum. Eh yemek yerken de olmuştur bir şeyler. Koltuğa oturup ne yapacağınızı kestiremiy-"
"Bay Nakamoto!"
"Yuta hyung!"
Aynı anda bağırdığımızda Taeyong hyunga kaş göz yapmış ve artık bitirmelerini işaret etmiştim.
"Tamam artık kestirebiliyorum. Olmuş burada bir şeyler."
Yuta hyung yine konuşunca elimi alnıma vurma içgüdümü durduramayıp alnıma vurdum.
"Bay Nakamoto iyi misiniz cidden siz? Gelmeden önce de bir şeyler içmiş olabilir misiniz?"
"Tamam. Yeter artık. Yuta çek şu feneri çocukların suratından. Yoonoh sen sakin ol ve Jungwoo'ya saldırmamak için biraz çabala. Chittaphon, Johnny nerede?"
"Burada ya işt- aa Youngho yok..."
"Buralarda bir yerdedir."
Chohee kalkıp koltuğun kenarına doğru eğilmişti
"Buradayım."
Koltuğun yan tarafında yerde oturan Youngho hyung kafasını kaldırınca Chohee sıçrayıp Yuta hyung'un ayağına takılmış ve Yoonoh hyungun üstüne düşerken kafası yere çarpmasın diye elini kafasının altına koymuştu.
"Ay, özür dilerim ayaklı kızgınlık bey. İyi misiniz? Kafanızı kaldırsanızda elimi mi alsam?"
Ben kalkıp Chohee'nin elini tutup onu kaldırmış ardından bana öldürücü bakışlar atan Yoonoh hyungu kaldırmıştım.
"Artık herkes oturabilir mi acaba? Sıkıldık biz çünkü. Tekrar uyuyacağım şimdi."
"Hadi Cho, sen Yoonoh'u alıp mutfağa git de aldıklarımızı hazırlayın."
"Tamam Bay Lee."
Chohee abisinin elini tutup zıplayarak mutfağa doğru giderken Taeyong hyung bana doğru dönmüştü.
"Yoonoh'u kızdıracak hareketler yapma Woo. Yoonoh sandığın kadar sakin biri değil. 9. Sınıftayken 7. Sınıfa giden bir çocuğu, Chohee'yi ittirdi diye ölesiye dövdü. Ki Chohee'de çocuğun ağzını yüzünü dağıtmıştı..."
"Vahşi..."
Omzuma aldığım sert yumrukla omzumu tutmuştum.
"Bak Jungwoo, Taeyong haklı. Yoonoh gerçekten sandığın kadar sakin ve sessiz biri değil. Biz varken bir şey yapmıyor olabilir ama biz yokken neler yapar bilemiyorum..."
Sıkıldığımı belli edecek şekilde iç çekip önüme döndüm. Biraz daha bekledikten sonra Chohee ve Yoonoh hyung gelmişlerdi. Bütün gece -saat şuan 02.30du ve biz konuşmaya 00.00da başlamıştık.- muhabbet etmiş, Yuta hyungun sarhoşum ben. İsimli eserlerini dinlemiş, Chittaphon hyungun Youngho hyunga sırnaşmalarını izlemiş ve biraz da Yoonoh hyungun, Taeyong hyunga olan seni seviyorum aptal herif, anlasana artık! Bakışlarını görmüştük. Ben ve Chohee mi? Biz de uzunca bir süredir bu olanlar hakkında konuşuyorduk.
Saat 4'e geliyordu, Yoonoh hyung içtiği 1 şişe soju, 2 kadeh şarap ve bir kaç şişe biradan sonra sadece konuşması biraz bozulmuş ve uykulu bir şekilde oturmuş cips yiyiyordu. Yuta hyung çoktan karakterini bozmuştu... Babyuta'dan Daddyuta'ya -bu onun en sevdiğim haliydi çünkü Yuta hyunga çok yakışıyordu.- geçiş yapmış önümüzde havalı havalı saçlarını düzeltiyor ve dudağını ısırmak gibi ilginç hareketler yapıyor, Youngho ve Chittaphon hyung hâlâ birbirleriyle oynaşıyorlardı, Taeyong hyung çoktan sapıtmış Yoonoh? Ejderyaları sever misin? Ben çok severim. Çünkü çok güzeller. Tarzı saçma şeyler söylemeye başlamıştı. Ejderyaları ben de severim hyung. Ama sen benimle ilgilenme tamam mı, her neyse. Ortamdaki en normal(?) olduğunu düşündüğüm Chohee ise abisinin önündeki yaklaşık 5 kadehlik şarabı kafasına dikmişti ve... Yere uzanmış beni yanına çekmiş abisinin çok tatlı bir insan olduğundan, birlikte birilerini dövmeyi çok sevdiklerinden, sevdiği şeylerin arasına benim de ikimci sıradan -birinci sıra abisine aitmiş- giriş yaptığımdan bahsediyor ve bazen sıkılıp evin içinde zıplayıp geri gelip yanıma uzanıyordu. Ben sadece bir kadeh şarap içtiğim için tek ayık olan bendim.
"Chohee, uyudun mu?"
"çok mu uyuşmuş? Ne uyuşması?"
"Uyumamışsın tamam."
Tavana bakarken fısıldayan Yoonoh hyungu duymuş, kafamı ondan yana çevirmiştim.
"Jungwoo."
"Efendim hyung?"
"Bana bir kadeh şarap koysana, gözlerim kayıyor da."
"Hyung içme artık. Çok içtin. Miden de mi bulanmıyor tanrı aşkına?"
"Yoo bulanmıyor, hem sanane? Sen şarap koy hadi."
"Hayır hyung."
Kalkıp odadaki bütün alkol şişelerini toplayıp mutfağa koymuş, herkes uykulu olduğu için sadece Yoonoh hyungun yediği cipsi bırakmış ve diğer her şeyi toplamıştım. Yerde sarılarak uyuyan Chittaphon ve Youngho hyunglarımın üzerlerine, Yoonoh hyunga sormuş olmama ve tarif etmiş olmasına rağmen zar zor bulabildiğim pikelerden birini örtmüş, Yoonoh hyung ve omzunda uyuyan Taeyong hyung içinde bir pike bırakmış ve koltuğun kenarına sinmiş uyuyan Chohee'nin üzerine bir pike örtmüş sonuncuyu da Chohee'nin yattığı koltuğun diğer ucuna -sabah kendimi cennette bulmamak için- uzanıp kendi üzerime örtmüştüm.
"Umarım sabah da seni o şekilde uyurken bulurum Jungwoo. Yoksa sen uyanıkken kollarını kesip, kan kaybını engeller, acıdan bayıldığında bekleyip uyanınca kollarını geri dikerim, sonra da dudaklarını birbirine dikip seni bahçedeki ağacın tepesine asarım."
Yoonoh hyungun zekice planlanmış cinayet planını dinleyip ardından gözlerimi kapatmıştım, Chohee'den iyice uzaklaştıktan ve kollarımla vedalaştıktan sonra...
___
Size 800 kelimelik bölüm yazdım. ALKIŞ 👏🏻👏🏻👏🏻12.07.20
00.13
Hera🍷
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑻𝒉𝒆 𝟕𝒕𝒉 𝑺𝒆𝒏𝒔𝒆🍷𝑱𝒂𝒆𝒚𝒐𝒏𝒈
Fanfiction"Bay Lee yıl sonu balosuna benimle gelir misiniz?" "Ne?" Start:07.07.20 Finish:08.08.20 ©jungwiox