14

463 43 59
                                    

Jung Chohee

"Ya ama Jeno çok yakışıklı değil mi?"

Okula geldiğimizden beri Jeno'ya iltifatlar yağdıran arkadaşıma döndüm.

"Evet Huiyin, ama konumuz bu değil. Bizim konumuz Bay Lee ve abimin arasını nasıl yapacağımız."

"Ne bileyim ya, Jeno çok yakışıklı. Onu biliyorum."

"Bir kız bir erkeği nasıl tavlıyorsa bir erkek de bir erkeği aynı şekilde tavlayabilir aslında..."

"Sorun şu ki; bir kız da bir erkeği tavlayamıyor? Mesela ben."

Elimi alnıma yapıştırdım.

"Aşkım benim, sen tavlayamıyorsun diye kimse tavlayamıyor mu?"

"Doğru... Sen Zeus'u tavladın..."

"Ben onu değil, biz birbirimizi tavladık galiba."

Biz konuşurken aklıma sonraki dersimizin Bay Lee'nin dersi olduğu geldi ve Huiyin'i kolundan çekip abimin yanına koştum.

"Abi!"

Kalkıp yanıma gelen abim önce biraz beni süzdü.

"Cho? Bir şey mi oldu?"

"Dersiniz neydi? Yani önceki dersiniz."

"Kimya."

"Bay Lee, defter, kitap bir şeyler unuttu yine değil mi?"

Gülmüş ve sorumu cevaplamıştı.

"Rutin olarak unutuyor zaten."

"Tamam. Şimdi şöyle yapacağız. Sen unuttuğu şey her neyse derse girince izin alıp Bay Lee'ye getireceksin, ben de önüne takılman için bir şey bırakacağım ve Bay Lee'nin üzerine düşeceksin. Nasıl?"

"Ha ezilsin?"

"Ya of abi. Dediğimi yap."

Omuz silkip başını onaylar şekilde sallamıştı.

"Zaten her türlü ben getirecektim. Olur."

Gülümseyip sıkıca sarıldım.

"Sizi evlendireceğim."

O da gülmüş ve elini saçıma atıp saçlarımı karıştırmıştı. Sanki yeteri kadar dalgalı değilmiş gibi karıştır, hiç tarayamayayım tamam mı?

"Ya abi!"

"Git hadi, zil çalacak."

"Görüşürüz Yoonoh abi!"

"Gidiyoruz biz. Özle beni."

"Görüşürüz Huiyin ve Domuzcuk."

Abimin yanından ayrılmış ve sınıfa girmiştik o sırada da zil çalmıştı ve ben yere burakmak için abimin takılabileceği bir şeyler aramıştım ama hayallerim yıkılmış ve bir şey bulamamıştım. Çünkü Bay Lee içeri girmiş selam vermiş ve yerine oturmuştu. Kitabını unuttuğunu fark etmiş ve kalkacağı sırada abim elinde iki kitapla sınıfa girmişti ve Bay Lee'ye kitapları bırakmıştı. Önüne hiçbir şey koyamadığım halde ayağı kaymış ve düşmüştü... Rezil olmuştu evet ve ben normalde bu duruma güzel bir kahkaha patlatabilirdim, abim, Bay Lee'nin kalkmak için çevirdiği sandalyesi yüzünden kucağına düşmeseydi tabi...

"B-bay Lee, ş-şey ben özür dilerim ayağım kaydı-"

"Kucağımdan kalkacak mısın artık? Hani ben de insanım ya."

Abim yüzü kızarmış bir şekilde kalkmış ve tekrar özür dileyip neredeyse koşarak sınıftan çıkmıştı. Bu sırada sınıfta bir kişiden bile çıt çıkmamış herkes ağzı açık bir şekilde ikiliyi izlemişti, ben de dahil. Ardından Bay Lee derin bir nefes alarak kendini sakinleştirmeye çalışır gibi gözlerini sıkıca yumup bir iki saniyelik sakinleşme sürecini bitirmiş ve derse başlamıştı. Dersten sonra abimin yanına gittiğimde kollarını sıraya koymuş ve kafasını da sıraya gömmüştü.

___
Eveett. Günaydın çilekli pastalarım, nasılsınız? Sağolun ben de iyiyim. Şey diyecektim, oy versenize 😚

13.07.20
Hera🍷

𝑻𝒉𝒆 𝟕𝒕𝒉 𝑺𝒆𝒏𝒔𝒆🍷𝑱𝒂𝒆𝒚𝒐𝒏𝒈Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin