04

824 64 92
                                    

Uyanıp yüzümü yıkamış, üzerimi değiştirmiş ve Jungwoo'yu uyandırmıştım. Busan'a gideceğimiz tren saat 7de kalkıyordu. Youngho ve Yuta'ya da çıkacağımızı haber verdim ve çıktık. Bugün gidip yarın akşam dönecektik.

"Hyung tren geldi."

"Tamam Woo. Yutalarda geliyorlar zaten."

"Günaydın~~~"

"Günaydın Yuta hyung."

"Günaydın da ne bu enerji lan?"

Youngho'da Chittaphon'la birlikte geldiğinde aralarındaki boy farkına gülümsedim. Ve trene binerken konuştum.

"Geldi bizim korkulukla karga."

"Korkulukla karga mı?"

"Hmhm."

"Ay susun. Ben uyuyorum."

"Hyunglarım benim de uykum var. Size iyi yolculuklar."

Ben, Jungwoo ve Yuta kendi kabinimize Youngho ve Chittaphon'da kendi kabinlerine geçmişlerdi.

...

"Hyung, geldik."

"Saat kaç?"

"9.27"

"Tamam. Hadi inelim."

Trenden indiğimizde bir otobüse bindik. Gideceğimiz plaj, istasyondan yaklaşık 10 dakika uzaklıktaydı. Kalacağımız pansiyonda plajın hemen yan tarafındaydı. Otobüse binip plajın tam önünde inmiştik.

"Vaaah! Lan korkuluk, sonunda bir işe yaradın. Gel öpeyim seni"

Dudaklarını büzüp Youngho'yu öpmeye çalışan Chittaphon'u Jungwoo durdurmuş ve kolundan tutup plajdaki şezlonglara sürüklemişti.

"Aşık hyunglar, gidip yerleştikten sonra mı oynaşsanız acaba?"

"Taeyong."

Bana seslenen Youngho ile kafamı ona doğru döndürdüm.

"Efendim?"

Youngho eliyle önümüzdeki şezlonglardan birinde güneşlenen kızı gösterdi.

"Şuradaki Chohee değil mi?"

"Hyung Chohee kim?"

"Yoonoh'nun kız kardeşi Woo."

"Ah, öyle mi?"

Sırıtıp yanakları kızaran Jungwoo dünyanın en tatlış şeyi olabilirdi.

"Hadi gidip selam verelim. Yoonoh'da oradadır belki."

Hepimiz birlikte Chohee'nin yanına gidip selam verdiğimizde o da gülümseyip hafifçe bir baş selamı verdi.

"Merhaba Chohee."

"Merhaba Bay Lee. Nasılsınız?"

"İyiyiz teşekkürler. Tatile gidecekler falan demişlerdi de burada karşılaşmak güzel oldu."

Jungwoo, bir adım öne çıkıp baş selamı verdi.

"Iı, merhaba. Ben Kim Jungwoo. 10-C'den."

Chohee'de yüzüne komik ama şirin bir sırıtış yerleştirdi.

"Merhaba... Ben de Chohee, Jung Chohee. 9-F."

El sıkıştılar ve ayrıldılar.

"Chohee, Yoonoh nerede?"

"O mu? O denizi pek sevmiyor Bay Nakamoto. Busan'a getirmek bile yeterince zordu zaten. Bir de buraya getirmekle uğraşmak.. Biraz saçma olurdu. Ama görmek isterseniz çağırabilirim. Gelecektir."

"Çağırabilirsin. Eğlenceli olur."

Chohee telefonuyla Yoonoh'u aradı.

"Abi? Plaja gelir misin? Bay Lee falan gelmiş. Ya Bay Lee, Bay Seo, Bay Nakamoto ve Bay Leechai işte. Bir de başka bir yakışıklı- yani şey 10lardan Kim Jungwoo var."

"Chohee, telefonu bana verir misin lütfen?"

"Tabi Bay Seo."

Telefonu alır almaz korkunç bir ses tonu ile konuşan Youngho hepimizi şaşırtmıştı.

"Hey. Yoon. Seni bekliyoruz. 15 dakikan var."

Telefonu kapatıp Chohee'ye geri verdi. Ve biz de onun önündeki beş şezlonga serildik.

"Hyung ne zaman denize gireceğiz?"

Kafamı Jungwoo'ya çevirmeden yanıtladım.

"Birazdan Woo. Git yeni arkadaşınla oyna."

"Beni 3 yaşında yaptın iyice hyung. Aman uf, giderim ben de. Biraz kız arkadaş edineyim. Hıh."

"İyi olur. Git."

___
Evet, bu da sonuncu. Bugün 3 bölüm attım... İnanamıyorum... Her neyse. Ben gideyim uyuyayım. Yarın yine yazayım 🤡🤡🤡 İyi geceler!

08.07.20
Hera🍷

𝑻𝒉𝒆 𝟕𝒕𝒉 𝑺𝒆𝒏𝒔𝒆🍷𝑱𝒂𝒆𝒚𝒐𝒏𝒈Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin