19

406 37 6
                                    

Kim Jungwoo

Okuldan çıkmış, bir markette tek başıma ramen yiyiyordum. Yanımdaki çantamdan gelen titreme sesini başta önemsemeyip yemeğimi yemeye devam etsemde sonra kim olduğuna bakmadan cevapladım. Telefonu açtığımda önce bir ses gelmedi bu yüzden kim olduğuna baktım.  Jisung?

"Jisung? Sesim geliyor mu?"

Bir hıçkırık sesi ve ne olduğunu çözemediğim bir düşme sesi.

"Jisung!"

"Hyung, ben onu..."

"Ne diyorsun Tanrı aşkına? Nerede olduğunu söyle oraya geliyorum."

Yanıma oturan Taeyong hyung görüş alanıma girdiğinde Jisung adresi tarif etmiş ve telefonu kapatmıştı.

"Ne oldu Woo?"

Gözlerimi kırpıştırmış Taeyong hyunga bakmıştım.

"Jisung aradı, ağlıyordu, bir şeyler var ama çözemiyorum hyung. Adresi verdi. Benimle gelir misin?"

"Tabiki, seni yalnız göndermem."

Kalkıp hemen Taeyong hyungun arabasıyla, Jisung'un bana tarif ettiği adrese geldik. İndiğimde Taeyong hyung da diğer kapıdan inmişti. Geldiğimiz yer boş bir kafeydi ve jisung en arkadaki masalardan birinde oturuyordu. Yanına gittiğimizde kafasını kaldırıp bize baktığında dehşete düştüm, gözleri ağlamaktan şişmiş, burnu ve yanakları kıpkırmızıydı. Taeyong hyungla birlikte yanındaki iki boş sandalyeye oturduğumuzda ağlaması durmuş, boş boş bize bakıyordu.

"Jisung? Neyin var?"

"Hyung Chenle, Chenle beni aldatmış."

"Ne!?"

"Ne!?"

Jisung tekrar ağlamaya başladı ve yüzünü sakladı. Chenle? Jisung'u? Chenle ve aldatmak? Aldatmak, Jisung? Jisung olmak Chenle aldatmak? Aldatmak? Bir dakika... Chenle Jisung'u mu aldatmış!?

"Jisung, yanlış anlamış olmayasın? Biliyorsun, Chenle böyle bir şey yapmaz."

Jisung kafasını iki yana sallamış ve hıçkırmıştı.

"Hayır hyung, onu 11lerden bir çocukla çok yakın bir şekilde yakaladım."

Taeyong hyung ise şoku yeni atlatmış ve hâlâ açık olan ağzını kapamıştı.

"Jisung, emin misin? Çünkü, Chenle yapmaz... Ben Chenle'yu tanıyorum."

"Hyung daha ne kadar söyleyeceğim, aldatmış işte! Ben onu çok seviyordum, ama o beni resmen ayakta uyutmuş!"

Kolumu Jisung'un omzuna koyup kendime çekmiş, Jisung'a sarılmıştım.

"Bak Jisung. Chenle böyle bir şey yapmışsa bile, şuan burada oturup ağlama. Bunu kendine yapma. Gözlerini görmüyor musun? Sen önünü bşle görmüyorsundur gerçi, gözünü nasıl göreceksin? Her neyse. Sakın ağlama, o sümüklerini hemen yerlerine geri gönder. Gözyaşlarını da geldikleri yere geri sok. Çabuk!"

Jisung biraz toparlanıp düzeldiğinde, onu evine bırakıp yarın konuşacağımızı söylemiş ve biz de eve dönmüştük.

___
İyi geceler! İki gün buralarda olamayacağım. Kitabımıza bolca oy, yorum ve sevgi verin lütfen! Sizi seviyorum!

17.07.20
23.21
Hera🍷

𝑻𝒉𝒆 𝟕𝒕𝒉 𝑺𝒆𝒏𝒔𝒆🍷𝑱𝒂𝒆𝒚𝒐𝒏𝒈Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin