Bölüm 25

15 0 0
                                    

Alexa Jake'in ona tekrar seslenmesine gerek kalmadan mutfağa girmişti. Beyazın hakim olduğu mutfağın atmosferi Lighton'daki mutfağın kasvetli havasının tam zıttıydı. Gerçi Lighton'da kasvetli hissettirmeyecek tek bir mekan bulunmazdı.

Jake sırtı dönük şekilde masada onu beklerken genç kız silahı görebilmek için çaba harcasa da görünürde hiç ipucu bulamamıştı. Tabii ki Jake silahı ortada bırakacak kadar dikkatsiz biri değildi.

Silahı sonra düşüneceğim.

Buklelerini geriye atıp yüzüne samimi olduğuna inandığı gülümsemesini yerleştirip hizmetçileri selamlayıp masaya, Jake'in karşısına oturdu. Ona karşı duygularını gizleyecekti.

Jake gözlerini masadan kaldırıp genç kızı izledi. Her hareketinden bir anlam çıkarabilirmiş gibiydi bakışları. Ya da en ufak bir hatasını tespit edebilmek için tetikteydi. Alexa ona bakmıyor, yemeğini yiyebilmesi için yapması gerekenin bu olduğunu düşünüyordu. Kim bilir neler soracaktı? Ona karşı nasıl davranması gerektiğini kestiremiyordu. Sonuçta o tanıdığı Brian değil, şatoda ara sıra gördüğü ve her güçsüz anında kanını emen Jack'ti.

Jack hafifçe öksürdü. Genç kız bunun üzerine bakışlarını çatalın ucundaki peynirinden çekip vampire baktı. Göz göze gelmeyi en istemediği kişi olabilirdi. Onu görmediği zamanlar kendini şanslı sayıyor, ısırılma korkusunu bu sayede bastırabiliyordu. Ama şimdi onunla karşılıklı oturmuş kahvaltı yapmaya kendini zorluyordu.

"Peynirin tadını çıkar. Benim bir zamanlar sevdiğim bir kahvaltılıktı. Ama uzun zaman oldu, tadını unuttum."

Alexa şaşırıp duraksadı. "Vampirler yemek yiyemezler sanıyordum." Sanmaktan da öte, Brian sıvıyla beslendiklerini söylemişti. Genellikle de bu sıvı, kandı.

Jack onun bu sorusuna karşılık masada ona doğru biraz daha eğilip elini sivri çenesine koyup neredeyse fısıldadı. "Safkan vampir değilim ben. Konsey üyeleri arasında iki kişi daha var safkan olmayan. Sanırım onları tanıyorsun." Soran gözlerle genç kıza bakıyordu.

Genç kız başını salladı sadece. Jack'in safkan olduğunu düşünmüştü bugüne kadar. Demek ki o da Brian gibi sonradan dönüştürülmüş bir insandı.

"Brian ve babası?"

Jack evet dercesine başını salladı.

"Peki ya annesi? Annesinin safkan olması gerekiyor öyleyse. O neden değil?"

"Brian'ın hayat hikayesini fazla bilmiyorum. Ama birkaç söylenti var. Annesinin gerçek annesi olmadığına dair."

Genç kızın merakı artmıştı.

"Bu evin yerinde yani yangın çıkmadan önceki evde büyümüş. Yangın çıkınca annesini kaybetmiş. Babasının ve kendisinin nasıl vampir olduğuysa muamma."

Alexa gerçekten üzülmüştü. Bir anlığına o yangın çıkan evde kendisinin olduğunu hayal edince nasıl bir acı olduğunu tahmin edebiliyordu.

"Üzüldüm."

Demek Brian bu evde büyümüştü, yani eskiden burada olan evinde diye düzeltti. 

"Evet üzücü." Vampir sandalyesinde geriye doğru yaslandı. "Sana verdiğim bu bilgilerden sonra dün hakkında konuşalım istiyorum." Önünde duran kan şişesini alıp kadehini doldururken, "Brian giderken iyilik yapmış." dedi sırıtarak.

"Dün sana etki gücümü neden uygulayamadığımı düşünüp duruyorum sürekli."

Alexa ağzındaki lokmayı yuttu. Etrafına bakınıp zaman kazanmaya çalıştı. Kaçmaya çalışsa işe yaramayacağını biliyordu çünkü.

Karanlıklar İçindenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin