Bölüm 32

29 1 0
                                    

Alexa bavulunu hazırlamayı bitirmişti. Geceliklerinin bir kısmını burada bırakıp ne olur ne olmaz diye diğer kısmını yanına alacaktı. Sonuçta her gece burada olacaktı. Öyle değil mi? İnanmak istercesine başını salladı.

Nasıl olabilirdi ki bu? Dikkatleri üzerine çekmeden nasıl her gece bu eve gelip sonra Lighton'a giderdi? Ne kadar kafa yorsa da aklı almıyordu. Belki de Brian şüphelerinde haklıydı, geri dönebileceğinin güvencesi var mıydı? Jack onu öyle bir yerden köşeye sıkıştırmıştı ki çıkış yolunun nereden ve nasıl olacağını kestiremiyordu.

Onu en ihtiyacı olduğu vakitte terk ediyordu. Evet kendine itiraf etmeliydi bunu, sürekli geri plana itse de gerçek apaçık ortadaydı. Onu burada savunmasız bırakıp Jack ile Lighton'a gidecekti, ya sonra? Ne yapacaktı orada? Daha şimdiden Rose'un bakışları altında ezileceğini düşündükçe sırtından başlayarak parmak uçlarına kadar karıncalanma hissediyordu. Ya babası? Babasına ne diyecekti? Neden öldüğünü söyleyebilecek miydi? Bunu yapmaya vicdanı el verirse artık kendine yabancılaşmış olacaktı. Babasına nasıl oğlu ölmüş gibi rol yapacaktı? Canının acımasına nasıl izin verecekti?

Valizi kapattı sertçe. Bunu düşünmesi gerekenin kendisi olduğunu sanmıyordu. Düştüğü durumdan o sorumlu değildi, evet kesinlikle değildi!

Brian'ın içmesi gereken iksire bir kez daha detaylıca göz gezdirdi. Rengini, yazılarını ve boyutunu aklında tutacaktı. Kim bilir belki onun iksir odasına sızabilir ve stoklarda iksire ulaşabilirdi.

Kimi kandırıyorsun Alexa? Jack'in güvenini kazanmadan sana kapısını ardına kadar açacağını mı? Gülünç olma.

Bavulu sıkıca tutarak yukarı kaldırdı. Odasından çıkarken elinin titrediğini hissedebiliyordu. Buradan çıktıktan sonra bir daha hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını da. Yalanlarla dolu bir dünyaya atılmak üzereydi. Yalanlarına kendini de inandırabildiği sürece yaşam tehlikesinin olmadığı bir dünya.

Brian'ın artık ölü sayıldığı bir dünya.

Kapı gıcırdayarak açıldı, ardından hafifçe kapıyı arkasından kapattı. Brian koridordaki dolaba yaslanmış onu bekliyordu. İksir içip meyvelerin suyuyla beslenmeye devam etse de yüzü eskiye oranla içe doğru çökmüştü. Artık vampire dönüştüğü yaştaki yaşını göstermiyordu. On dokuz değildi.

Gıcırtı sesiyle kapanan kapının ardından bakışlarını yerden kaldırıp ona yöneltmişti. Alexa elinde bavulu tutarken bu sessiz ama bakışlarla anlaşılabilen duygu yoğunluğuyla dolu anın iç konuşmalarla dolu gürültüsünü duyumsayabiliyordu.

Haksız da değildi, Brian'ın iç konuşmasının sonu gelmiyordu.

Beni terk ediyorsun. Sana en ihtiyacım olduğu anda.

Neden? Jack kadar güçlü değilim diye mi?

Güçlerin geri geldiyse zorunda olduğun bir durum yok ortada. Kimi kandırıyorsun?

Bana üzgünmüşsün gibi bakma.

Bu his de ne? Yeniden insan gibi hissetmeye başlıyorum. İçimdeki canavar sessizliğe gömülmek üzere.

Yeşil gözlerinin kenarına yerleşen nemi parmağıyla bastırarak gizlemeye çalıştı. Acı çekmekten daha fazlasıydı hisleri. Artık gözyaşına dönüşmek üzere olan bu hisler ona insan gibi hissettiriyordu. Buna seviniyordu sadece. Alexa sayesinde insani hisleri açığa çıkıyordu.

Zayıflık... Jack'i bana tercih etmesinin sebebi de bu!

"Brian." dedi genç kız hala bakışları ona sabitlenmişken.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 24, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Karanlıklar İçindenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin