Bölüm 12

14 0 0
                                    

Gün ağardığında Brian odasından çıkmak üzereydi. Artık sonbahar kendini iyiden iyiye hissettirirken genç kızın üşüyebileceğini tahmin edebiliyordu. Yeni yeni uyanmakta olan hizmetçilerden birini durdurarak ona Alexa için alışverişe çıkmasını ve mevsime uygun elbiseler almasını emretti. Hatta kışlık da alsa fena olmazdı. Bu düşünceyle sarsıldı.

Üç ay sonra her şey bitmiş olmayacak mıydı? Kışlık giysiyi neden söylemişti ki! Elini boynuna götürdü sıkıntıyla. Gerçekten, ne yaptığını biliyor gibi durmuyordu son zamanlarda. Ama farkındaydı ki bunların hepsi genç kızın boynuna yakın olduğu günden sonra gerçekleşmişti. Ona itiraf edemese de günden güne çekiliyordu ve kanının tadına bakamıyor olmak işkenceydi.

Acaba dün gece Jack ona iksiri verdikten sonra bir şey yapmış olabilir miydi? Nefesini tuttu. Eğer öyle bir şey olduysa onu zindana kapatırdı! Evet o bir konsey üyesi ise kendisi de öyleydi. Buna kimse engel olamazdı. Rose bile. Genç kızı kontrol edip etmemekte kararsız kalmıştı. Bir yanı gidip bakmasını, bir yanı da genç kızın uyanmamış olabileceğinden dolayı odasına gitmeyip işine koyulması gerektiğini söylüyordu. Hem genç kız dün gece hastaydı ve bugün de yorgun olabilirdi. İksir onu rahatlamış olsa da yorgunluğu birkaç gün kalacaktı. Odasına gitmekten vazgeçip işinin başına geçti.

Dün gece ormandaki cadıyı bulup hesap sormalıydı. Yeşil gözleri parlarken dudakları sinsice yukarı kıvrıldı. Eğlenceli bir gün olacaktı. En azından kendisi için.

...

Genç kız kabuslarının arasından çığlık atarak uyanmıştı. Alnında su tanecikleri birikirken kollarına sarıldı, travmatize olmuş gibiydi. Dış dünyayı umursamıyordu. Travmatik andan onu çekip çıkaran bir silüetin varlığıydı. Yanı başında gördüğü karartıyla irkilip yorganını kendine çekti. Görüşü netleştiğinde karşısında türünün hakkını veren soğukkanlı  vampir onu izliyordu.

Buraya geldiğinden beri ilk kez kabus görmüştü. Dışarıdaki gök gürültüsü kulaklarına dolarken ardından başlayan sağanak ile rahatladı. Gök gürültüsünü ya da şimşeği sevmezdi aksine yağmuru daha çok seviyordu. Sakin yağan yağmuru.

Ama seslerden ve ani şimşeklerden hiç etkilenmiyormuş gibi görünen Jack'in zevk aldığı şeylerden biri olduğu belliydi. Kırmızı gömleğinin üstten düğmeleri açıktı ve bembeyaz tenini sergilemekten kaçınmıyordu.

Alexa gecelik giydiğini hatırlayıp yorganı üstüne biraz daha çekti huzursuzca. Ne zaman gelmişti vampir? Eğer geleli çok olduysa uyurken kendisini mi izlemişti?

Sorular sorular... İçine huzursuzluktan başka bir şey vermeyen sorular. Onu ısırdığı yetmemiş gibi özel alanını ihlal ediyordu. Genç kızın tepesi atmaya başlıyordu artık. İçinde büyüyen nefretin yüzeye çıkıp kendini göstermesine ramak kalmıştı.

Jack sakince genç kıza yaklaştı. Genç kızın bileğinin içini çevirip dikkatlice inceledi. Kabuk tutmak üzere olan yarada parmaklarını gezdirirken bir yandan da diğer elinde bulunan iksir şişesinden birkaç damla yaraya damlatıyordu. Gözlerini kaldırıp genç kızın ona karşı gelmesini istedi ama genç kız tepkisizdi.

"Ne gördüğünü bilmiyorum ama tepkisizliğin beni korkutuyor."

Alexa sesini çıkartmıyordu çünkü vampirin İksiri damlatması işine geliyordu. Isırık izini bile görmek istemiyordu çünkü.

"Ne hakla odama gelip duruyorsun!" diye tısladı Alexa serbest kalan eliyle alnındaki teri silerken. Saçlarını toplayıp biraz rahatlamak istiyordu ama vampir buradayken bunu yapamazdı.

"Solgun görünüyorsun."

Jack genç kızın yüzüne dokunacaktı ki Alexa kendini çekti ondan. Bu ne cüret? Evet kanını içmesine 'izin veriyor' olabilirdi ama izin vermediği hareketlerden sakınmasını da biliyordu. Sinir saçan gözlerini vampire çevirdi.

Karanlıklar İçindenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin