Karanlıklar İçinden

Bölüm 28

Vampirin soğuk avuç içi genç kızın eliyle buluştu. Kapıyı açmak üzere olan eller duraksamıştı. Emin olunan o his tahtını kaybetmek üzereydi. Belki de kendini ikna çabaları başarısız çıkmak üzereydi.

"Alexa neler yaşandığını bilmiyorum."

Vampirin konuştukça çıkan sıcak nefesi genç kızın teninde iç gıdıklatıcı bir hisse bırakıyordu yerini. Bavulu tutan eli ise hala soğukkanlılığını koruyordu, sımsıkı kavramıştı bavulun sapını.

"Ait olmadığını düşündüğün bu dünyada ben de acı çekiyorum. Ben buraya ait değilim tıpkı senin gibi. Ama bu dünyadan ayrılırken yanımda olmanı istiyorum. Tek başıma yapamam bunu."

Vampir elinin yanmasını umursamıyordu. Özlediği bir histi bu acı, onu beklemişti hep. Neye temas ettiğinin işareti. Ama Alexa canının acısına dayanamayarak başını geri attığında vampir onun acısını fark edip elini çekmek durumunda kaldı. Genç kızın başı onun göğsüne değiyordu. Kalp atışları bu sessizlikte duyulmayacak değildi, derin derin nefes almaya çalışıyordu. Yüzünü görmüyor da olsa ona olan yakınlığı başını döndürüyordu. Parmakları narin ensesine doğru yola çıktığında genç kızın bavulu tutan elleri tereddüte düşmüştü.

"Belli etmiyor olabilirim ama gücüm azalıyor, Alexa. Konsey üyeliğinden atıldım."

Parmakları bu kez genç kızın kahverengi buklelerini ensesinden uzaklaştırıyordu.

"Şu an seninle konuşurken bile tükeniyorum. Sanırım işler tersine döndü, ha?"

Soğuktan çatlamış dudaklarını genç kızın ensesine doğru usulca yaklaştırdı. Genç kız elini kalbine doğru götürüp kalp atışlarının sakinleşmesini diledi. Heyecanını dindirmek istedikçe dibe batıyordu.

"Sonsuzluğa sahip olan ben değildim sanki. O kadar uzak bir ihtimal ki artık. Bu dünyada yaşamaya devam edersem öleceğim."

Genç kızın bukleleri yüzünü okşarken dudakları teniyle temas etti. Genç kızın tereddütle tuttuğu bavul elinden kayıp yere düştü. Tüm bedenini saran heyecan dalgasıyla kendinde olduğunu sanmıyordu hiç.

Vampir dudaklarını geri çekerken sırıttı.

"Bedenin beni hatırlıyor."

Tekrar genç kızın elini avcunun içinde hissetmek istemişti ama bunu yapmaktan da korkuyordu.

"Ama sen bir yabancıymışım gibi davranıyorsun bana." Ses tonu yine buz kesmişti.

Genç kız ellerini birbirine kenetlenmiş şekilde kalbinde tutuyordu.

"Yabancılarla konuşmanı annen yasakladı mı yoksa?"

Genç kız gözlerinden şimşek çakarak arkasını döndü ona. Annesinin hayatta olmadığını bilirken nasıl böyle alaylı konuşabilirdi?

"Nihayet."

Ne varki vampirin ne kadar kötü durumda olduğunu kısa süreli de olsa unutmuştu, tekrar onunla yüz yüze gelmek ona vurma dürtüsünü durdurmuştu. Hiçbir insan bir haftada bu kadar çökemezdi, tabii o insan değildi. Henüz.

Belirginleşen göz altı morlukları ve kılcal damarları onu hasta gibi gösteriyordu. Eskiden de uyumuyordu oysa, bu morluklar neyin nesiydi? Alexa'nın bakışları yumuşar gibi oldu. Acımak istemese de bir yanı ona acıyordu. Genç kıza göre acımak yapılmaması gereken bir şeydi, karşısındaki insanın değerini düşüren bir şey.

"İkimiz de sonsuz değiliz. Eskiden de değildin, unuttun mu? Bana bir silah vermiştin. Onu kendimi korumak için sana karşı bile olsa kullanmamı söylemiştin."