animeboy'un takip ettiği profiller:
@justinbieber
@agustd
@wwhksj
@moonboy
@imurhope
@mochi
@vantae
@_jeongjaehyun
@yu_gyeom
@iwonhoyou
@adelia
@keken_0406
@naruto
@anime
@goddessrisus
Gözlerimi tekrar tekrar listede gezdirmeme rağmen hala orada olduğuma inanamıyordum. Bu bir tür şaka falan mıydı?
Animeboy beni nereden görüp de takip etmişti ki? Hesabımı açtığımdan beri ne onu takip etmiş ne de bir gönderisini beğenmiştim!
Kanghee tam anlamıyla çıldırmış bir şekilde odamda tur atıyordu.
"BİLİYORDUM! Animeboy bizim okulda ve yüzde yüz senden hoşlanıyor!"
"Bu çok saçma." dedim yüzümü buruşturarak. "Başıma iş açacak... Şimdiden bir sürü mesaj almaya başladım bile. "Animeboy'u tanıyor musun, neden yalnızca o seni takip ediyor, sen kimsin, arkadaşı mısın" falan da filan! Okula gittiğimde herkesin başıma toplanacak olmasından bahsetmiyorum bile!"
"Cidden... Senin gibi ilgi odağı olmayı sevmeyen biri için bu hiç iyi değil. Ama yapacak bir şey yok! Yeni popülerliğinin keyfini çıkar." dedi Kanghee pişmiş kelle gibi sırıtarak.
"Dalga mı geçiyorsun?! Bu korkunç bir şey! Gereksiz kalabalıktan ve aptalca sorulara maruz kalmaktan nefret ederim!"
"E ne yapacaksın ki? Ona seni takipten çıkmasını istediğini söylesen bile, bu sadece daha çok dikkat çekecektir. İnsanlara onu tanımadığını ve umursamadığını söyleyip geçiştir. Başka çaresi yok."
Ofladım. Instagram hesabı açmak en başından beri kötü bir fikirmiş meğerse. Oysa başlarda eğleniyordum.
Yarın ve muhtemelen uzun bir süre daha için, kafamı şişirmeye çalışacak olan gereksiz topluluktan kaçınmanın bir yolunu bulmalıydım.
■■■
Elbette tahmin ettiğimiz gibi, ertesi sabah goddessrisus'un ben olduğumu bilen herkes etrafıma üşüşüp bana tonlarca soru sormuştu. Öyle ki sırf bilgi edinmek için bana ders notlarını veya sınavda kopya vermeyi teklif edenler bile vardı.
Bu millet çıldırmış olmalıydı!
Kanghee'nin dediği gibi onlara hiçbir şey bilmediğimi ve Animeboy'u tanımadığımı söyleyip konuyu kapatmaya çalışsam da, dönüp dolaşıp yine konuyu ona getiriyor ve ağzımdan laf almaya çalışıyorlardı. O kadar bunalmıştım ki artık alnıma "Animeboy hakkında konuşacaksanız yanıma gelmeyin" yazılı bir kağıt yapıştırmak istiyordum.
Neyse ki Kanghee konuyu animeboy'un muhteşem (!) kaslarına getirince etrafımızdaki kızların ilgi odağı değişmişti ve ben de aradan sıvışıp kaçabilmiştim.
Hızlı adımlarla kızlar tuvaletine yürürken bunalmış bir ifadeyle yere bakıyordum. En azından ders başlayana kadar orada saklanabilirdim. Karşımdan gelen öğrenciyi fark etmeyip omzuna çarptığımda öğrencinin elinde tuttuğu tuval, resim paleti ve birkaç kağıt yere düştü.
Gözlerimi irileştirerek ona baktım. "Çok üzgünüm! Seni göremedim, önüme bakmıyordum."
Siyah çerçeveli yuvarlak gözlüklerinin ardından bana şaşkınca baktı ve başını sağa sola salladı. "Ö-önemli değil."
Eğilip kağıtları toparlarken bu çocuğun adını hatırlamaya çalıştım. Kumral saçlı, yüzünde sevimli çilleri olan, her zaman salaş kıyafetler giyen, aşırı içe dönük ve doğru dürüst kimseyle konuşmayan çocuktu bu.
O diğer eşyalarını kollarının arasına sıkıştırmışken topladığım kağıtları ona uzattım. "Jungkook'tu değil mi?"
Titreyen gözleriyle bana şaşkınca baktıktan sonra kartonları elimden aldı ve başını sallayıp hızlıca uzaklaştı.
Sanırım birileriyle iletişim kurmak onun için gerçekten zordu.
Derin bir nefes verip yoluma devam ettim. Bu çocuk garip bir şekilde tanıdık geliyordu bana.
***
Neden acaba ehuheuheu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• Animeboy Π Jeon Jungkook •
FanfictionPopüler bir instagram kullanıcısı olan Animeboy, gerçek hayatta sosyal fobisi olan, en ufak şeyden kaygılanan ve insanlarla rahatça iletişim kuramayan biridir. Platonik olarak aşık olduğu kızı instagram üzerinden takip etmesiyle işler karışmaya başl...