Hyemin donuk gözlerle boşluğa bakıyor, ruhu içinden çekilmiş gibi hissediyordu.
"İşte öyle oldu..." dedi Lia gülmemeye çalışarak. "Ama hepsi içki yüzündenmiş, o yüzden kafana takm-"
"Şu an tek istediğim şey yerin yarılması ve içine girip bir daha asla çıkmamak." dedi Hyemin dümdüz bir ses tonuyla. Lia'nın anlattıklarını dinlerken sinir krizi geçirecek gibi hissetse de tepki gösterebilecek kadar bile hâli yoktu.
"Hey, Hyemin..." dedi Lia onun elini sıkarak. "Canını sıkma tamam mı? Bitti gitti işte. Şimdi kötü hissettiğini anlıyorum ama ileride bu gençken yaşadığın komik bir olay olarak hatıranda kalacak o kadar, inan bana."
Hyemin yüzünü elleri arasına gömdü. "Bu hayatımda yaşadığım en utanç verici şey... Jungkook'a resmen sapık bir manyak gibi davranmışım. Korkmuş olmalı."
"Afrodizyak etkisindeydin Min. Senin suçun değildi. Jungkook senin öyle biri olmadığını zaten biliyor."
Hyemin hüsran dolu bir nefes vererek ellerini yüzünden çekti ve üzerindeki yorganı ittirip ayağa kalktı. "Ben eve gideyim... Size de sorun çıkardım. Üzgünüm."
Lia da ayağa kalktı ve onun omzunu sıktı. "Hey, dedim ya senin suçun değildi. Kendi üstüne bu kadar gitme."
Hyemin yere bakarken başını salladı ve üzerini değiştirmek üzere lavaboya gitti.
Lia derin bir nefes vererek aşağıya indi. Hoseok mutfakta sofrayı hazırlıyordu. "O nasıl?" dedi Lia'ya bakıp.
"İyi değil, doğal olarak. Utanç içinde."
Hoseok başını salladı. "Yerinde olsam aynını hissederdim. Umarım bunu fazla kafaya takmaz."
Jungkook mutfağın kapısının ardından onları dinlerken derin bir nefes verek başını duvara yasladı. Kendini Hyemin'in yerine koyunca, aynı şey başına gelseydi utançtan bırak dışarı çıkmayı odasından dışarıya bile adım atamazdı. Ya Hyemin'e de aynısı olursa diye düşünmeden edemiyordu.
Hyemin'in merdivenlerden indiğini görünce yaslandığı duvardan doğrulup ona baktı. Hyemin onu fark edince donakalmış, birkaç saniyelik sessiz ve tuhaf balışmanın ardından çantasının kolunu sıkıp hızlıca dış kapıya doğru ilerlemeye başlamıştı.
"Hyemin?" Jungkook onu kolundan tutarak durdurdu.
Hyemin başını yere eğmişti ve gözlerini yerden çekmeye niyeti yoktu.
"Bir şey demeden öylece gidecek misin?" dedi Jungkook şaşkınca.
"Jungkook... Üzgünüm. Bu..." Hyemin derin bir nefes alıp verdi ve kolunu çekti. "Öylece boşverebileceğim bir şey değil. Bir süre görüşmeyelim. Yüzüne bakabilecek gibi hissetmiyorum. Üzgünüm."
Hyemin hızlıca yürüyüp evden çıktığında Jungkook şaşkın ve üzgünce arkasından bakakalmıştı.
Lia mutfaktan çıktı ve kapının orada heykel gibi dikilmiş olan Jungkook'a baktı. "N'oldu?"
"Giti..." dedi Jungkook kapıya bakarken.
Lia onun omzunu sıvazladı. "Hey, ona biraz zaman ver tamam mı? Böyle bir şey yaşadıktan sonra çok utanması normal. Zamanla toparlanacaktır."
Jungkook üzgünce ona baktı. "Ya toparlanamazsa? Ya takıntı yaparsa? Ya bir daha asla beni görmek istemezse?"
Lia ona dik dik baktı. "Saçmalama Jungkook. Hyemin seni seviyor. Bir içki yüzünden seni bırakacak hali yok. Kendi açından düşünüyorsun. Aynısını sen yaşasaydın bir daha Hyemin'in yüzüne asla bakamayacağını düşünürdün değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• Animeboy Π Jeon Jungkook •
FanfictionPopüler bir instagram kullanıcısı olan Animeboy, gerçek hayatta sosyal fobisi olan, en ufak şeyden kaygılanan ve insanlarla rahatça iletişim kuramayan biridir. Platonik olarak aşık olduğu kızı instagram üzerinden takip etmesiyle işler karışmaya başl...