Dikkat feels içerir eheheh
***
Önce uyuduğum rahat yatağın, sonra da kendi üstümde bir ağırlık hissedince göz kapaklarını yavaşça araladım. Uyku mahmurluğuyla gözlerimin ışığa alışmasını beklerken, görüşümün netleşmesiyle gördüğüm manzara yüzünden az kalsın bayılacaktım.
Hyemin üstüme oturmuş, sırıtarak bana bakıyordu.
"Günaydın Uykucu! Hadi kalk artık, saat 12'ye geliyor." dedi göğsüme pat pat vurarak.
"H-Hyemin?" yutkundum. Dünkü şortunu giymişti ve üzerinde askılı mavi bir bluz vardı.
"Babam işte ve annem de alışverişe gitti." dedi ellerini iki yanıma koyup üzerime eğilerek. "Yani şimdilik yalnızız."
Gözlerimi kırpıştırarak ona baktığım sırada kalbim çok feci atmaya başlamıştı ve düzenli nefes alamıyordum. "Ö... Öyle mi?" dedim bir kez daha yutkunarak.
Gülümsedi ve yanağıma küçük bir öpücük kondurup üzerimden kalktı. "Hadi kalk, kahvaltı hazırladım."
Hyemin yüzündeki munzur ifadeyle odadan çıkarken bir süre öylece yatıp kalbimin sakinleşmesini bekledim.
Ah bu kız... Ben burada kaldığım sürece böyle davranırsa ne yapacağım?!
Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa geçtim. Hyemin şarkı mırıldanarak sosis kızartıyordu.
Bir an için evliymişiz gibi hissettim. Sanki burası bizim evimizmiş ve sıradan bir güne uyanmışız gibi. Bu düşünce beni gülümsetmişti.
"Yardım lazım mı?"
"Gerek yok, hallettim bile." dedi gülümseyerek.
Gözlerim Hyemin'in üzerinde istemsizce bir tur atarken yüzümün kızarmaması için içimden dua ettim. Lanet olası ergenlik hormonları...
Hyemin beni öldürmek için bilerek böyle giyiniyor olmalıydı.
Masaya oturup kahvaltılıkların üzerinde göz gezdirdiğim sırada Hyemin sosis tabağını masaya koydu ve oturdu.
Tek sorun... Tam yanıma oturmuş olmasıydı.
Ben şaşkın şaşkın ona bakarken o'ysa gayet doğal bir şekilde yemek çubuklarını alıp hazırladığı kahvaltı tabağına yöneldi.
Görüntüsü yeterince dikkatimi çekmiyormuş gibi bir de dibime oturmuştu... Şimdi yemek yemeye nasıl odaklanabilirdim?!
"Jungkook, şunun tadına bakmalısın." çubukların arasına aldığı lokmayı ağzıma doğru götürünce bir anlık afallamanın ardından uzattığı şeyi yedim. Çubukları geri çektiğinde gözleri hâlâ dudaklarımda takılı kalmıştı.
Çiğnedigim lokmayı zar zor yuttuğumda bu sefer gözlerimiz birleşmişti.
Hyemin boğazını temizleyerek önüne döndü ve yemeğine devam etti. Ben de derin bir soluk vererek kendi çubuklarımı aldım ve yemeğime odaklanmaya çalıştım.
Acaba o da benim gibi mi hissediyordu? Öyleyse neden dibime oturarak ve cıbıl cıbıl dolanarak ikimize de bu işkenceyi çektiriyordu?!
"Jungkook, şu ekmeği uzatır mısın?"
"Tabii."
Oturduğum yerden doğrulup masanın bizden uzak köşesindeki ekmeğe uzandım.
"Tanrım... Belin çok ince. Böyle nasıl hayatta kalıyorsun?" dedi belimin kenarını parmağıyla dürterek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• Animeboy Π Jeon Jungkook •
FanficPopüler bir instagram kullanıcısı olan Animeboy, gerçek hayatta sosyal fobisi olan, en ufak şeyden kaygılanan ve insanlarla rahatça iletişim kuramayan biridir. Platonik olarak aşık olduğu kızı instagram üzerinden takip etmesiyle işler karışmaya başl...