61 | future father-in-law [part 2]

6.8K 641 1.2K
                                    

Hyemin'in babası kapı eşiğinde dururken, onun tam karşısında duran ben ise yine heykel halime bürünmüş kıpırdamadan duruyordum. Bay Gyeon beni keskin bakışlarıyla süzerken yutkundum ve hızlıca başımı eğdim. Ellerim titriyordu ve kalbim yaşadığım telaş ve gerginlik yüzünden hızla atıyordu.

Bay Gyeon içeri girdiğinde Bayan Gyeon onun elindeki poşetleri alıp mutfağa yöneldi.

"Meşhur Jeon Jungkook sensin demek." dedi Bay Gyeon gür sesiyle. Doğrulup başımı salladım. "E... Evet efendim."

Boyu benden bir iki santim daha uzundu ve yapılı bir vücudu vardı, anlaşılan Hyemin burnunu ve dudak yapısını ondan almıştı. Yakışıklı bir adamdı ve yaşından genç görünüyordu. Bakışları ise ürkütücüydü... Bana Hyemin'in sinirli halini hatırlatıyordu.

Hyemin'im gözleri ikimiz arasında gidip gelirken, gülmemek için kendini zor tutar bir hali vardı.

"Hakkında iyi şeyler duydum. Umarım bana anlatıldığı gibi birisindir." elini omzuma koyup sıktığında, gözlerimi kırpıştırarak hızlıca başımı salladım. Omzumu gerekenden fazla mı sıkıyordu?

Nedense korkutucu görünmeye çalışıyor gibiydi. Ve itiraf etmeliyim, işe yarıyordu. Şimdi bana bağırsa oturup ağlayabilirdim.

"Öhöm, baba?" Hyemin durumu fark etmiş olacak ki araya girince, Bay Gyeon elini çekip yanımdan geçerek lavaboya ilerledi.

Havaya derin bir nefes bıraktım.

"Böyle olduğuna bakma. Kızını başka erkeklerden kıskanan klasik baba tipi. Zamanla alışacaktır." diye fısıldadı Hyemin omzumu sıvazlayarak. "Hadi git üstünü değiştir."

Başımı salladım ve Hyemin'in odasındaki sırt çantamı alıp misafir odasına geçtim. Üstümü değiştirirken aklımdan ya Bay Gyeon beni sevmezse diye binbir düşünce geçiyordu.

Gerçi, Taehyung hyung'unki kıyaslarsam benim nüstakbel kayın pederim daha az korkutucuydu...

Kendimi telkin etmeye çalışırken odamın kapısı tıklandı. Üstümdeki siyah tişört ve eşofmanın duruşunu düzelttikten sonra ilerleyip kapıyı açtım.

Karşımda Bay Gyeon'u görünce gözlerim şaşkınlıkla irileşti.

Bir anda içeriye girip kapıyı kapattı ve kollarını göğsünde birleştirerek kısık gözlerle bana baktı.

Kaskatı kesilmiş halde ona bakıyordum. Bana ne yapacaktı?!

Ya Taehyung hyung'un müstakbel kayın pederinin en yakın arkadaşıysa?!

Ya kıçımı on ikiden hedef almayı planlıyors-

"Sen." dedi ciddiyetle yüzüme bakarken. "Hiç kızımı ağlattın mı?"

Şaşkınlıkla dudaklarımı araladım. "N-Ne? Hayır!"

Bana doğru bir adım attı. "Emin misin?"

"M-mutluluktan ağlatmak sayılıyor mu?"

"Dalga mı geçiyorsun?!" sesi bir anda yükselince irkilerek ve başımı öne eğerek geriye doğru adımladım.

Bir süre öylece beni süzdükten sonra bakışları yumuşadı.

"Hm... Hyemin'in senin gibi ürkek bir çocukla çıkıyor olmasına şaşırdım." dedi çenesini kaşıyarak. "Neyse, bu iyi bir şey. Eğer kendisi gibi birini bulsaydı muhtemelen sorun olurdu. Sonuçta zıt kutuplar birbirini çekermiş."

Ben hâlâ şaşkın ve masum gözlerle ona bakarken işaret parmağını uyatırcasına salladı. "Bak çocuk. Eğer kızımı geçici bir heves olarak görüyorsan-"

• Animeboy Π Jeon Jungkook •Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin