''Jenny McDarly'nin ağzından''
Cenazeler
''Selam Kev. '' gözyaşlarımı silip gülümsedim. ''Size de selam çocuklar..'' Ginny ve Mick'in yattığı tabutlara baktım. Bağırarak ağlamaya başlayacağımı anlayınca derin bir nefes aldım. Her kötü hissettiğimde annemin dediğini içimden tekrar ettim. Zırvalamayı bırak ve gülümse Jenny!
''Orada çok sıkıldığınızı biliyorum.. Sizi eğlendirmek için gelmiştim aslında.'' Sesim titremeye başladığında ağzımdan bir hıçkırık kaçtı. Yapamıyordum işte, olmuyordu. ''Özür dilerim, elimden bir şey gelmiyor.'' Ağlamaya başladığımda Ginny'nin tabutuna kafamı dayadım. ''Biliyorum en neşeli bendim, hep gülen , güldüren.. Ama olmuyor. Dayanamıyorum. Bu kadarını kaldıramam..''
Sus dedim kendi kendime. Ağlamayı kes! İlk defa yapamadım. Ne zaman kalbim kırılsa ya da kendimi kötü hissetsem bunu yapmak bana iyi gelirdi. Kendi kendimi yönetmek iyiydi. Gülümserdim ve her şey hallolurdu işte. Ama bu sefer işe yaramamıştı.
Ve bu benim için kesinlikle bir hayal kırıklığıydı. Annem olsa bu duruma ne derdi diye düşündüm, zavallı küçük kızım. seni kendinden başka kimse ayağa kaldıramaz. Kendine gel ve akşamki parti için bana yardım et. O gün ve ondan sonraki her yatmadan önce kendime bunu fısıldadım. Seni kendinden başka kimse ayağa kaldıramaz.
Ağlamalarım iç çekmeye döndüğünde tabutları açıp onlara sarılmamak için kendimi zor tutuyordum. ''Sizi güldüremediğim için üzgünüm.'' Ve sonra ağzımdan beni bile korkutan cümleler çıktı. ''Oraya geldiğim zaman , sizi güldürürüm merak etmeyin.'' Oraya geldiğim zaman... Ne zaman Jenny? Kafamı sallayıp kendimi kafamdaki sorulardan uzaklaştırdım.
''Sizin için bir tören yapmalıyız. Senin için değil Kev.. Sen hakkını kullandın. Ama sizin için çocuklara söyleyeceğim. Hepimiz hazır olduğumuzda burada olacağız. Bazılarımız hala bir aradayken..'' Hüzünle iç çekip ayağa kalktım. Gözüm dördüncü tabuta takılı kaldı. Kıpırdayamıyordum. Ama titrediğim kesindi. ''Orada olmak istemiyorum'' dedi iç sesim. Evet, kimse orada olmak istemiyor.
Koşarak odadan çıktım. Nefes alamıyordum. Kendimi o tabutta hayal ettim. Ölmek istemiyorum.. Tuvaletlere girdiğimde direk yüzüme su çarptım. Su yüzümden akıp giderken gerçekten düşünmek istemediğimi fark etmiştim. Sadece yatmak istiyordum. Yatıp uyumak.. Ortaokul yıllarımı hatırladım. Ne zaman okulda bir şey olsa eve geldiğim anda uyurdum.
O an aynada kendimi gördüm. Ağlamaktan gözleri şişmiş, yorgunluktan bayılacak gibi duran, umutsuz , küçük bir zavallı... Nasıl bu hale geldim diye düşünüyordum. Ben her şeye gülen, sempatik, capcanlı, tek derdi nasıl eğlenebilirim olan bir kızken; nasıl bu hale düşmüştüm? Niye buradaydık bilmiyordum, nasıl çıkarız hiç bilmiyordum. Tek bildiğim buradan çıksak bile eski Jenny ile alakam olmayacağıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇIŞ (Tamamlandı)
Mystery / Thriller"Her şey sadece senin içindi. Seni üzmek için , senin canını acıtmak için. Seni görevine hazırlamak için. Senin bir ruhun vardı Hannah, ve biz onu almalıydık."