İyi işlenmiş planlar
Karanlık , kasvetli odaya kimse girmek istemezdi. Oraya giren çıkamayacakmış gibi hissederdi. Kan kırmızısı duvarlar gerçekten kanlarla donatılmış gibiydi. Korkunç haberlerle girenler , korkunç bir sonla karşılaşırlardı. Gerçi iyi haberleriniz olsa bile pek bir şey fark etmezdi ya..
''Efendim, gerçekten kaçmalarına öylece izin mi vereceğiz?''
Flamel Mendoza, simsiyah süet koltuğuyla yavaşça arkasını döndü. Gözlüğünü çıkardı. Azıcık bile buğulanmış olsa da bundan nefret ederdi. O dünyanın ne kadar bulanık olduğunu fark etmek için net görmek isteyenlerdendi.
Yavaşça yuvarlak ince camlı gözlüğünü sildi ve tekrar taktı. Karşısındakinin kim olduğunu iyice inceledi ve dudağı hafifçe kıvrıldı. ''Artık kararlarımı da mı sorguluyorsun Venetta?'' Kadın bu soru karşısında oldukça irkildi. Dikleşen omuzlarından ve şaşkına dönen büyük gözlerinden ne kadar korktuğu anlaşılıyordu.
''Tabi ki hayır efendim. Be-ben sadece..'' Mendoza'nın gülmesiyle kadın susmak zorunda kalmıştı. Dokunsalar ağlayacaktı, öylesine zayıftı.. Oysa bu Mendoza'nın çok hoşuna gidiyordu. Bu onun en büyük hobisiydi. Birisinin odaya girdiği anda ölüp ölmeyeceğini belirlerdi. Sonrasında kurbanını gözlemler tepkilerini ölçerlerdi. Korkmasını sağlar, irkilmesinden zevk alırdı. Hele de ağlarsa, tadından yenmezdi.
''Hiç bir yere kaçtıkları yok Venetta. Dönüp dolaşıp gelecekleri yer gene kaçtıkları yer.'' Elini silah gibi yapıp alnına götürmüştü.. ''Dönüp dolaştıkları yer burası.'' Kadın o an anlamıştı. Tüm sesler kesilmişti. Mendoza kafasını biraz eğip daha da korkunç bir hal almıştı. Silah şeklindeki elini şakaklarına bastırdı. ''Zihnim..'' Ve o an Venetta'nın kafası odanın dört bir yanına saçıldı.
.-.-.
Tanya'nın ağzından..
Sessizlik.. Bu tüm hayatımın özetiydi. Ben konuşmazdım, zihnim konuşurdu. Kafamdaki sesler yaşardı, bende onlara eşlik ederdim.
Çoğu kişi beni pasif olarak tanımlardı. Hayatta pek bir yerim yoktu. İnsanların umurunda olmazdım, çabuk unutulurdum, asla hatırlanmazdım..
Oysa benim tek sorunum bağlanmaktı.. Evet , insanlara bağlanmaktan delicesine korkuyordum. Çünkü bağlanmak mutsuzluk demeti, acı çekmekti. Hayal kırıklığına uğramaktı. Sonra da hiç bir şey olmamış gibi devam ederdin. Oysa kalbimiz birbirine bağlı ipliklerden oluşuyordu.. Ve her hayal kırıklığında da bir iplik kopuyordu.. En fazla kaç iplik kalmış olabilirdi ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇIŞ (Tamamlandı)
Mystery / Thriller"Her şey sadece senin içindi. Seni üzmek için , senin canını acıtmak için. Seni görevine hazırlamak için. Senin bir ruhun vardı Hannah, ve biz onu almalıydık."