Bölüm 7: Bizim Küçük Kıvırcığımız

49 13 52
                                    

7. Bölüm :Bizim küçük kıvırcığımız..

''Ailesine ne diyeceğiz..?''

''Yıkılacaklar..''

'' Bizim dünyamız yıkıldı, bırakın onlar da yıkılsın.."

Saatlerdir balo salonunda oturmuş, öylece duruyorduk. Kevin gitmişti.. Geçen geceki konuşmamızın her satırı aklımda dönüp dolaşıyordu..

''Bunun bir şaka olmadığını anlamamız için bir şey olması lazım..''

''Kötü bir şey olması lazım..''

''Bunun bir şaka olmadığına inanmaya ihtiyacımız var...

''Bunlar neden oluyor Kev?''

''Biz asla ne yaptığını bilemeyecek olan günahkarlarız...''

Duvara iyice sokulup dolu gözlerimle duvarı izlemeye başladım..

''Duvar açılınca ne olacak? ''Michael'in sorusuyla sessizlik bozulmuştu. Şuan hiç bir şeyin olması umurumda değildi. Burada yatıp ölümü beklemek istiyordum.

''Onu, oradan almalıyız... ''Onu değil Thomas, onun parçalarını...

Midemdeki iğrenç hisle tuvalete koştum. ''Hannah!''

Tüm midem dışına çıkmıştı. Sifonu çekip kapıya yaslanmıştım. Thomas'ın gelmesiyle sarsılarak ağlamaya başlamıştım. Kendimi iğrenç hissediyordum. ''Hey ,iyi misin?''

''Değilim, lanet olsun hiç iyi değilim. O öldü Thomas. Tanrım biz onu öldürdük. Bu bizim suçumuzdu. ''deli gibi ağlıyordum.

''Bu bizim suçumuz değildi. Duydun mu beni?! Biz bir şey yapamazdık. ''sinirle ayağı kalkıp bağırmaya başladım. ''Dalga mı geçiyorsun! Yetişemeyeceğini biliyorduk. Hepimiz farkındaydık! Sadece izledik, sadece ölmesini izledik.. ''ağlamaktan şişmiş yüzümü ellerinin arasına almıştı.

''Hey bana bak. Bana bak! Biz bir şey yapamazdık. Sen söylüyorsun. Yetişemeyecekti. Bizim bir suçumuz yok. '' öfkeyle ellerini yüzümden çektim. Yüzüne tıslayarak konuşmuştum.

''Söz vermiştik. Birbirimize , ne olursa olsun seni koruyacağım demiştik. O sözü hiçe saydık. Yani boşuna kendini kandırma. '' kapıyı çarparak dışarı çıktığımda nereye gidebileceğimi düşündüm.. Hiç bir yere.. Bu korkunç gerçekle sarsılırken koridorun sonuna gidip yerde bağdaş kurdum. O an her şeyin farkına varmıştım.

Bizim bir evimiz yoktu, gidebileceğimiz bir yer yoktu.. Kaçabileceğimiz, saklanabileceğimiz.. Hiçbir yer kalmamıştı.. Hepimiz farkındaydık.. O tabutlar bizim içindi.. Her birimiz teker teker ölecektik.. Günlerdir aradığımız o çıkışı asla bulamayacaktık. Kadının da dediği gibi , buradan asla kaçamayacaktık..

.-.-.

24 Ocak 2019

''Kevin, hoş geldin oğluşum.''

''Selam anne. ' Kevin'in gözü pis oturma odasındaki koltuğa kaydı. Evdeki hayatta kalan tek koltuğu da tüm gün içip içip sızan babası işgal ediyordu. Şimdi de önceki akşamın maç tekrarını izliyor, aylardır görmediği oğlunun yüzüne bile bakmıyordu. Yağ lekeleriyle dolu tişörtünün üstünde beyzbol takımının sloganı yazıyordu. Biz beraber güçlüyüz..

''Bakıyorum da beni gördüğün için çok heyecanlısın. ''Birasından büyük bir yudum alıp oğluna döndü. Küçükken attığı dayakların haddi hesabı yoktu ama onun çok daha fazlasını hak ettiğini düşünüyordu...

''O arkadaşlarına zengin gözükeceksin diye gittiğin okul gezisine bir sürü para harcadıktan sonra seni karşılayacağımı düşünmedin herhalde.''

''Ölümden döndüğümü bilsen bile karşılamazsın sen beni. ''babası sırıtarak ona bakıyordu. Dişlerinin sarısı altın gibi parlıyordu..

''Aferin evlat, beni tanıyorsun.. '' babasına gülümsemişti... Ve sonra kulağına eğilerek fısıldadı..

''Merak etme, bu geceden sonra seni tanımama gerek kalmayacak... ''babası gülerek birasını bitirdi.. Oğlunun intihar edeceği düşüncesiyle kendini avutuyordu..

''Ben çıkıyorum. Teyzenize selamınızı iletirim. Görüşürüz oğlum.. '' oğlunun yanaklarını öptükten sonra bir daha hiç girmemek üzere çıkmıştı evden. Kapı kapandıktan sonra Kevin gülümsedi.

''Görüşemeyiz anneciğim..''

Ve saatler sonra , Kevin odasından çıktı. Son kez dolaştı evini.. Kitaplarını kokladı, yatağını toplayıp , kirli kıyafetlerini çamaşır makinesine attı. Geldi ve salondaki çöpleri toplayıp mutfağa götürdü. Hatta hayatında ilk defa mutfağı topladı, bulaşıkları yıkadı.

Kahvesini alıp salona geldi ve sızıp kalmış babasının yanağını öptü.

''Merhaba babacığım.. '' babasının yarım bıraktığı birasından bir yudum içti.. Ve uzun bir süre babasını izledi.

''Saat tam 12 ye gelirken birayı aldı, salonun her yerine döktükten sonra babasının yanına geldi. Ve tüm üzerine döktü. Üzerinde oyuncak arabalar olan çakmağını çıkardı. Son kez evine baktı..

''Görüşürüz babacığım...''

Ve o gece alevler , tüm sokağa en güzel gösterilerini yapmıştı..

. _ . _ . _ .

Selamlar.. Kevin'in hayatını anladık gibi bir şeyler oldu, bende pek çözemedim.

Kısa, minnacık bir bölümdü biliyorum, sadece geçmişten birkaç anı.. 

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere..

KAÇIŞ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin