23. Bölüm: Kaleyi İçten Fethetmek
Şey, ne diyeceğimi bilemiyorum. Ne hissedeceğimi bilmiyorum. Ne yapabileceğimi bilmiyorum. Nasıl devam edeceğim, edebilir miyim bilmiyorum. Hiçbir şey bilmiyorum.
Acı içindeyim. Tek bildiğim bu.
''Orası rahat mı?'' Tabutun içinde kafamı oynatıp Thomas'a baktım. Fısıldayarak konuştum. ''En az bulutlar kadar.'' Gözlerimi kapattığımda Thomas'ın yanıma oturduğunu duymuştum. ''En azından yataktan kalkmışsın.'' Onaylayıp kafamı salladım. Sonra kaşlarımı çatarak ona döndüm. ''Bir gün beni bu tabuta koymak ister misin?'' Thomas şaşkınlıkla bakakalmıştı. ''Nasıl yani?''
''Öyle işte. Onları koyduğumuz gibi.'' Gözümle yandaki tabutları işaret ettiğimde gözlerini kıstı. ''Bir gün bu tabuta girmek ister misin?'' Gözümü devirdiğimde elimle kendimi gösterdim. Zaten tabuttaydım ya. ''Ölü olarak Hannah.'' İç çekip bende gözlerimi kıstım. ''Önce ben sordum.'' Burnundan güldüğünde karşı duvara sırtını yaslamıştı. ''Bir gün seni bu tabuta koymak istemem Hannah. Oldu mu?'' Kafamı hayır anlamında salladım. ''Yalan söyleme.''
Şimdi yüzünde hiç bir mimik oynamadan yüzünü dikmiş bana bakıyordu. ''Neden yalan söyleyeyim ki?'' Omuz silktim. ''Eminim buradaki diğer herkes gibi sende son kalan ve hayatta kalacak kişi olmak istiyorsundur. O yüzden kendin yerine beni tabuta koymak istersin, biliyorum.''
Thomas düşünür gibi nefes alıp gözlerini kapatmıştı. ''Herkes hayatta kalmak ister.'' Kafamı salladım. ''Bir hayatı olan herkes. Ben değil, emin ol ben hayatta kalmak istemiyorum.'' Dibime kadar geldiğinde ona dik dik bakmaya başlamıştım. ''O zaman neden kendini öldürmüyorsun?'' Bu ağır soru karşısında bir süre cevap verememiştim. Güçlükle yutkunduğumda düşündüm. Neden öldürmüyordum? Madem bir hayatım yoktu, madem artık gerisi önemli değildi , madem artık yaşayacak hiçbir şey bizi mutlu edemeyecekti.. Neden buna bir son vermiyordum?
''Ben , yapamam.'' Thomas biliyorum der gibi kafasını salladığında gözlerim dolmuştu. ''Neden?'' Ellerimle oynarken ona bakmıyordum bile. ''Etrafımda o kadar çok hayatı için mücadele eden , savaş veren insan varken ben kendi hayatımı hiçe sayamam. O kadar..'' Gözlerime baktığında yutkundu. ''O kadar ne?'' Nefesimi zorlukla verdiğimde gözlerimi kaçırdım. ''O kadar cesaretli değilim.''
Kafasını sallayıp elini bana uzattı. Yavaşça tuttuğumda kolumdan çekerek doğrultmuştu. Şimdi tabutun içinde dizlerimin üstünde oturuyordum. O ise hemen yanımda diz çökmüştü. Bir anda bana sarıldığında dondum kaldım. O kadar olaydan sonra bu ne kadar doğruydu bilmiyordum ama her şeyi hiçe sayıp bende ona sarıldım. Buna o kadar çok ihtiyacım vardı ki. Tüm kavgalarımızı, onun hakkında düşündüklerimi, yaşanan onca şeyi unutup sımsıkı sarıldım.
''Özür dilerim. Her şey için. Beni asla affetmeyeceksin biliyorum. Şu an onca derdin arasında benim umurunda bile olmadığımı biliyorum. Ben sadece gerçekten özür dilerim. Yanında olamadığım, sizi koruyamadığım için.'' Ayrıldığımızda kolumun tersiyle gözümdeki yaşları sildim. ''Hayır Thomas. Başından beri sen haklıydın. O gece söylediklerin çok doğruydu. Ben bir katilim. Ben acınası bir katilim ve hepinizi ölüme sürükledim.'' Thomas beni sakinleştirmek ister gibi eliyle yanağımı okşadığında tam hayır diyordu ki onu durdurdum. ''Bu doğru. Hayır deme , bu doğru. Kardeşimi öldürdüm. Hepinizi öldürebilirdim , hepinizi!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇIŞ (Tamamlandı)
Mystère / Thriller"Her şey sadece senin içindi. Seni üzmek için , senin canını acıtmak için. Seni görevine hazırlamak için. Senin bir ruhun vardı Hannah, ve biz onu almalıydık."