Söz
''Belki de şu durumda birbirimize verebileceğimiz tek şey, ağzımızdan çıkan sözlerdi..''
Saatlerdir ; ranzada yatmış, boş tavanı izliyordum.. Artık ağlamamız kesilmişti. Herkes iki katta dağılmış oturuyordu. Üst kata benim dışımda kimse çıkmaya cesaret edememişti. Sanırım kapının açılmasından korkuyorlardı. Benim ise hiç bir şey umurumda değildi.
Kevin'i hiç birimiz çok iyi tanımıyorduk ama onunla yaptığımız konuşma bir türlü aklımdan çıkmıyordu. Kötü bir şey olması gerekiyor demişti.. Çok kötü bir şey.. Olmuştu işte. Kötüden de öte, artık o tabutların bizim için olduğundan emindik. Hepimiz teker teker ölecektik.
Saatin kaç olduğunu bilmiyorduk. Ne saat vardı ne de gün ışığı görebileceğimiz bir pencere. Uykumuz gelirse uyuyor, isteyince kalkıyorduk resmen. Buradan dışarı çıkmak için neler vermezdim.. Evet belki gelecek için güzel planlarım yoktu. Muhtemelen birkaç akrabamda daha kalıp sonra kendi evime geçerdim. Belki de kaybedecek çok fazla bir şeyim yoktu, Taylor dışında.. Şimdi kim bilir ne haldeydi... Halam..
Gözümden bir damla yaş düştüğünde silmedim bile. Ağlamak hiç bir şey değiştirmiyordu. Belki de sıradaki kişi benimdir diye düşündüm. O kadar da kötü bir fikir değildi. Tüm arkadaşlarımın ölümünü izlemektense, şimdi ölmeyi tercih ederdim.
Kapı gıcırtısı duyduğumda arkamı döndüm. Becky gelmişti.
''Saatlerdir çıkmadın. Seni merak ettim. ''onun da ağladığı şişmiş gözlerinden belli oluyordu. Becky çoğumuza göre daha güçlüydü. Olaylara bizim gibi ağır tepkiler vermiyordu. O bile sarsılmıştı.
''Otursana.'' yanıma gelip oturduğunda o da başını duvara yaslayıp tavanı izlemeye başladı. ''Sence biz nasıl öleceğiz Beck?''
''Biz ölmeyeceğiz Hannah. ''ağzımdan bir gülme sesi çıkmıştı.
''Bak burada fikir ayrılığı yaşıyoruz işte. ''bana baygın bir bakış attı. ''Erkekler nöbet tutacaklar. Yemeklerin geldiği kapıyı bulmaya çalışacağız. Sonra..''
''Sonra ne? Beck sen benden daha zekisin. Sence bizi izlerken bile bile çıkış kapısını açarlar mı? '' Becky iç çekmişti. O da çok iyi biliyordu bunu.
''Ben aslında başka bir şey düşünüyorum. ''ona dönüp baktım. O ise tavana bakıyordu.
''Bence yemeklere bir şey koydular, uyumamız için. Koyacaklar da. Aç kalmamak için zorunlu da olsa yemek yiyeceğimizi biliyorlar. Eğer yemezsek de , eminim ki o gece yenisi gelmez. '' umutsuzca kafamı salladım. Lanet olsun ki doğruydu.
''Buradan asla çıkamayacağız. Asla.''
''Umutsuz olma Hannah. ''sonra bana döndü. Gözünde acıklı bir ifade vardı. ''orada sadece 12 tabut vardı.'' doğrularak şaşkınca ona baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAÇIŞ (Tamamlandı)
Gizem / Gerilim"Her şey sadece senin içindi. Seni üzmek için , senin canını acıtmak için. Seni görevine hazırlamak için. Senin bir ruhun vardı Hannah, ve biz onu almalıydık."