Part 8 : Kırmızı Ve Mavi

496 29 0
                                    

Nasıl anladığımı bilmiyordum. Gözlerim kapalıydı. Hislerim donuklaşmıştı. Koku alamıyordum. Ağzımda metalik bir tat vardı. Acıydı. Ama boşluktaydım. Bunu anlamıştım.

"İğrenç bir tat değil mi?"

Gözlerim sesle birlikte açıldı. Önümde hiçbir şey yoktu. Bembeyaz boşluk vardı sadece.

"Arkandayım Eylem."

Bacaklarım çaprazlama döndü ve kendimi arkama bakarken buldum. Gözlerim irileşti ve şiddetli bir öksürükle sarsıldım. Ciğerlerim öksürüğün etkisinin bitip hava almak için yalvarmaya başladı.

O ölmüştü. Şimdi hortlamış olması imkansızdı.

Sırıtışı tüm yüzünü kapladı. "Gerçekten mi? Bulunduğun ortama birşey demiyorsun, ama benim hortlamamla ilgili binlerce teori kurdun bile."

Dediklerine karşılık gülümsedim. Ölmeden önce de ne düşündüğümü bilebiliyordu. Bu yüzden bunun ruhuna özgü birşey olduğunu düşünmedim.

Oturduğu kütükten kalkıp yanıma geldi. Elini, elime doğru uzattı. Karşı çıkmadım. Onun hayatımdaki yerini özlemiştim. Arkadaşlığını, dostluğunu, kardeşliğini her bir şeyiyle özlemiştim.

Eli elimin içinden geçince şaşkınlıkla hıçkırdım. Elimde hiçbir şey hissetmiyordum. "Gerçekten ölüsün değil mi?" dedim ağlamamın arasından.

Yüzü gölgelendi. "Sadece seni kormak istemiştim."

"Neyden?"

"Bak, fazla vaktim yok. Sana en çok kafa yorduğun soruların yanıtlarını verip gitmeliyim."

Sırıttım. "En azından bir işe yaramış olacaksın."

"Ölmeden önce 'Benimki kırmızı, sen neden mavisin?' demiştim. Ama devamını getirememiştim. İşe onu açıklayarak başlayacağım. Benim auram kırmızı. Kırmızının anlamı güç demek. Auralar sadece güçten ve ya kuvvetten ibaret değildir. Auraların aynı zamanda içinde bulunduğu her büyücünün anılarını taşır. Doğum yolu dışında birisine aktarılacağında da gücün yeni sahibinin anıları silinir. Ondan önceki büyücünün anıları kalır sadece. Ben, Dünya'yı aynı zamanda benim gözümle görmeni istemiştim. Bu yüzden sana güçlerimi verdiğim içinde senin yeni anılarınla bir kırmızı olman gerekirdi. Ama gariptir ki sen mavi oldun. Bu demek oluyor ki en güçlü sihre karşı bile korunan ama zihninden silinen anıların var. Ben korktum Eylem."

Konuşurken saydam ellerini sinirle saçlarından geçirdi.

"Niçin?"

"Çünkü sen maviydin. Benim gücümle kırmızı olman gerekiyordu. Mavi, mutlu değildir."

"Mavinin anlamı ne Bora?"

Üzgün gözlerle yüzüme baktı. "Acı, ömür boyu kolay kolay silinemeyen acılar. Gerçekten korkunç anılar yaşamış olmalısın. Ve birisi silinmesini istemediği için zihninde bir kafese tıkılılar."

Görüntüsü titredi. Gözyaşları yanağımdan bir yol çizerek aktılar.

"Vaktim doluyor. Can'ı yanına yollayacağım. Seni çok özleyeceğim."

Eğilip yanağımdan öptü. Hafif rüzgar dışında birşey hissetmemiştim. Ortadan kaybolunca hiçlikte tek başıma kaldım.

***

Uyduruk ve inatçı ses kulaklarımı doldurduğunda yüzümü buruşturdum. Uyumadan önce uyumaktan, uyuduktan sonra da uyanmaktan nefret eden birisiydim. Çünkü bu Dünya'da uyumak sizi pençesine aldığında kendinizi başka hiçbir yerde güvende hissedemedin. Bulutların üstündeymişçesine, yumulak bir histi bu. Ve en önemlisi, uyurken zaman hızlı geçerdi. Yolculuklarda beni araba tutmasının en büyük ilacıydı uyku. Belki de bu güven Bora'nın ölümünden de önce başlamıştı uykuma...

Genç Büyücü -Ara Verildi-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin