Part 33 : Hilekârlar (Defne-Melis)

97 8 9
                                    

Selam, selam ve selam! Sizleri TEOG'a üç gün kala saçma bulabileceğiniz bir bölümle selamlıyorum. İyi dileklerinizi eksik etmeyin lütfen :)

Medya'daki kız Melis olarak düşünün. İşte genç hali. Ve eline de bir kelepçe yakıştırırsanız tam da hücredeki büyücümüz olur!

Bu arada TEOG'dan sonra öğretmenlerim beni Genç Kalemler diye bir yarışmaya almayı planlıyorlar. Umarım destek olursunuz :)

Hepinize iyi okumalar diliyorum ve iyi günler. Hayatta başarılar hepinize *-*

Bölümü GreenyJudgyEyes'a ithaf ediyorum :)

Bir sonraki bölüm ve 33.Bölüm'ün son partı olan, Part 33 : Hilekârlar(Eylem-Alp) de görüşmek dileğiyle :)

***

Kadın ağlamaktan şişmiş gözlerini silerken kocası alçıya alınmış kolunu tutarak salona girdi. Her ne kadar eskisi kadar sağlam olmasa da diğer koluna karşın daha iyi durumda olan sağ koluyla sandalyelerden birini kadının önüne çekti.

"Söyle bakalım Defne sultan, kızın gitti. Oğlun kocanı dövdü. Ailen dağılıyor. Şimdi ne yapacaksın, kızdan tüm gerçekleri saklamaya devam mı edeceksin?"

Sırıtarak başını hafifçe Defne'ye doğru uzattı. "Yani eğer abisi zaten bulduysa onu, neden geri dönmediği de anlaşılır böylece. Onu belki sevmemiş olabilirim, ama onu tanıyabildim sanırım. İhaneti kaldırabilir mi?"

Kadın inatla cevap vermeden başını başka yöne çevirince adam içinden sövdü. Onun bir tepki vermesini sağlamaya çalışıyordu ama işler iyice sarpa sarmıştı.

"Ya da belki de başka bir adamın çocuğuna hamile kalmıştır, tıpkı annesi gibi." diye tıslayarak konuşmayı sürdürdü.

Defne, oğlunun vurduğu yerlerden adama vurmamak için zor tutuyordu kendisini. Adam öyküyü hiçbir zaman duymamıştı. Ve eğer böyle davranmaya devam ederse duyamayacaktı da.

O asla Defne'nin kızı olmamıştı, tabii onu doğurduğunu varsayarsak olabilirdi de.

"Odama çıkıyorum. İyi geceler hepinize." diyerek koltuktan kalktı Defne. Salonun kapısından dışarıya çıkarken arkasında adamın varlığını sezdi önce, ürperdi. Sonra kaskatı kesilmesine neden olacak kollar belini sarmaladı.

Kadın nefesi kesilirken adamı ittirmek için elini ona saran kollara götürdü. "O adamın çocuğunu doğururken mutluydun, ben sana daha elimi bile sürmemiştim ama sen çok mutluydun başkasının çocuğunu taşımaktan. Çocuğumuz olsun istedim. O kız her ne kadar başkasından olsa da gözlerini parlatıyor, beni karanlığa sürüklüyordu. Ama bizim bir çocuğumuz olursa aynı şeyleri bana da hissedersin sandım. Belki beni de seversin sandım öyle. " Adam nefes almak için duraklarken kadın monotonlaşmış sesiyle başını kaldırıp adama baktı.

"Ata'nın senin çocuğun olduğu ne malum?" dediği anda adamın gözlerinden geçen kararsızlığı yakaladı. Hüznü, Eylem'i ilk öğrendiği andaki öfkeyi ve gerçekleşmemesi için geçen binbir dua...

Ve en sonunda yerini hepsi eski bakışlarına bıraktı. "Beni çıldırtmaya çalışıyorsun." dedi, güldü. "Pekala sanırım bunu hakkettim. Ama böyle espriler yapmazsak arayı daha da kolay yumuşatırmışız gibime geliyor. Ne dersin?" diye tek kaşını kaldırdı.

"Espri yapmıyorum, soruyorum." dediğinde aynı ciddiyetle kadın, Levent bu sefer kendisine hakim olamadığını hissetti. Kollarını kadına vurmak için hızla çekerken kadın özgür kaldığını hissedip hızla ileri atıldı ve adamı kollarından yakalayıp büktü.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 23, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Genç Büyücü -Ara Verildi-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin