Bu bölüm sezon finali olmalı, olmamalı mı çok kararsız kaldım. Çünkü Part 11 ile Part 12 arasında pek bir bağ yok. Ve ne bileyim ya... Öyle işte. Part 12, eminim sizi çok şaşırtacak.
-Keyifli Okumalar...-
"Kıpırdama, canın acıyacak."
Beynimdeki uğultular yavaş yavaş bu sese odaklanırken gözkapaklarım aralandı. Hafif çıkmış sakallarıyla başımda duruyordu. Endişeli bakışları vücudumda gezip duruyordu. Kaşlarımı çattım. Onu en son gördüğümde Selin yüzünden bir ton kaya üstüne devrilmişti. Ama sonra endişeli ağbi tavırlarını fark edince hafifçe gülümsedim.
Şarkı söyler gibi "Can." diye seslendim. Hemen gözlerime baktım. Başımda endişeli bir şekilde duruyordu ve açıkçası içim erimişti. Can'ı ve ağır ağbi tavırlarını çok özlemiştim.
Doğrulmaya çalışınca karnımda hissettiğim sancıyla yüzümü ekşittim. Can, canımın acıdığını fark ettiği gibi beni yatağa geri yasladı.
"Sakin ol, acılar gayet doğal. Büyük bir çarpışma yaşamışsın."
Dediği şeyle dondum. Selin'le olanlar gerçekten yaşanmıştı. "Selin'i gerçekten öldürdüm mü?" dediğimde başını eğdi.
Buna cevap bulamamıştı. Can, 'Hayır, olanlar senin suçun değildi. Seni zorunda bıraktılar.' diyecek kadar salak biri değildi. O zeki biriydi ve neler olduğunun farkındaydı.
"Yaşlı Büyücüler Konseyi, sana Selin'i öldürdüğün için çok kızgın. Ama ihanetlerini öğrendikleri için ona da kızgınlar. Sana muhtemelen ceza verecekler. Çünkü Selin onlar için önemli ve güçlüydü. Bir de şimdi Patron dirilince..."
"Ona olan ihtiyaçları arttı."
Can onaylarcasına başını salladı. Ama sonra tam olarak yanıma oturdu ve konu omzuma attı.
"Olsun, canım. Bir katil olman seni sevmeme engel değil." dediğinde karnına hafifçe yumruk attım.
"Sen oradan nasıl kurtuldun? Bir sürü kaya üstüne düşmüştü."
"Geçitten geçmiştim. Ve bir yangın çıkışı vardı boyutun."
Kaşlarımı çattım. "Yangın çıkışı mı? Cidden mi?"
Can güldü. "Aslında ben böyle sesleniyorum. Gerçek adı yangın çıkışı değil." dediğinde onunla güldüm.
"Çıkıştan çıktım ve seni aramaya başladım."
"Bu kadar mı?" diye sordum.
Başını kararlıca salladı. "Bu kadar."
Kollarında iyice yayıldım ve kafamı omzuna yasladım. Koluma attığı elindeki parmaklarıyla oynamaya başladım.
Kafamı karıştıran bir konu vardı. Bora'yı gördüğüm zaman. Gerçek mi yoksa hayalgücümün ürünü müydü emin olamıyordum. Ama açıkçası Can'a söylemek rahatlatacağımı hissettiriyordu.
"Can, ben şeyi merak ettim."
"Neyi ettin?" diye gülerek sordu.
"Bora.. Ihm, o rüyana girdi mi?"
Bora'nın yüzü hafifçe solarken ona iyice sığındım. Omzumdaki kolumu sıklaştırınca cevabımı almıştım. Bora onunla da iletişime geçmişti. Ama ondan bahsetmek acı veriyordu.
17 yıldır beraber olduğu kardeşini yitirmişti. Boru değildi.
"Bak, toplantı birazdan başlayacak. hazırlansak iyi olur." dediğinde başımı salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Genç Büyücü -Ara Verildi-
FantasíaUnutulmuş bir zamanın, unutulmuş savaşı dönmek üzere. Büyücülerin bu savaşta şansı yok. Ellerinden gelen tek şey ölümlerini beklemek. Peki, bu karanlıkta bir umut ışığı doğarsa ne olur? Hafızasını kaybederek çevresindekilere acı çektiren bu kızın sa...