Ali kafeden içeri girip gözleriyle Melis'i aradı. Köşedeki masada telefonuyla oynayan Melis'i gördü. Siyah iddialı elbisesi, bol makyajı, siyah gür saçları ve gösterişli vücuduyla işte oradaydı. Ayşe'yi düşündü; sadeliği ve zarif tavırlarıyla ne kadar asildi. Hem de böyle bir iddiası hiç yokken.
Melis yaklaşan Ali'yi görmüştü. Kalktı Ali'ye sarıldı. Dudaklarına bir öpücük konduracakken Ali atik davranıp yanağına küçük bir öpücük kondurdu. 'bu ne şimdi' diye düşündü Melis.
"Aşkım, görüşemiyoruz hiç. Beni çok ihmal ettin yine. Çok üzüyorsun beni."
"Melis, bilirsin konuyu uzatmayı hiç sevmem. Dolandırıp oyalamayı da. Direkt konuya gireceğim. Bir yara bandını hızlıca kaldırmak en iyisidir daima."
"Noluyorsun aşkım neler söylüyorsun? Ne bandı ne konusu?"
"Melis, ben seninle evlenemem. Bu tamamen benimle alakalı. Özür dilerim."
"Neden Ali?"
"Sana hiçbir zaman aşık olmadım Melis, biliyorsun. Bu ilişki hep tek taraflıydı. Ben sana eşlik ettim sadece."
"Ama yine de evlenmeyi kabul ettin. Benimle bu yola girdin. Çok emek verdim ben ilişkimize. Sana rağmen hem de, anlıyor musun? Ne değişti? Başka biri mi var yoksa?"
"Sana yalan söylemek istemiyorum Melis. Evet birine aşık oldum."
"Hıh, aşıkmış. Sen aşık olmayı ne bilirsin Ali! Senin bir kalbin mi var ki aşık olasın?
"Melis, lütfen sakin ol. Böyle olsun istemezdim. Sana bunu yaşattığım için çok üzgünüm"
"Üzgünsün ha! Vay be Ali Özbey gerçekten bir kadına aşık olmuş. Kimmiş o muhteşem kadın?"
Melis öfkeliydi. Gözleri dolu doluydu. Sesindeki öfke her cümlede daha da artıyordu. Yalvarıp yakarsa da Ali'nin fikrini değiştirmeyeceğini biliyordu. Bu onu daha da öfkelendiriyordu.
"Söyleyemem Melis. Daha fazla uzatmayalım. Lütfen. Özür dilerim."
"Özür diliyormuş! Kabul etmiyorum özrünüzü Ali Bey! Beni yarı yolda bıraktın. Senden nefret ediyorum. Dilerim hiç mutlu olmazsın."
Melis sinirle çantasını alıp gözyaşları içinde kalktı masadan. Hızlı adımlarla uzaklaştı. Öfkeyle uzun topuklarını sinirle yere bastıra bastıra yürüdü. Çıkan sese dönüp bakanlar, bir de Melis'in gözlerine baksalardı, bu güzel ve alımlı kadının gözlerindeki kini de görebilirlerdi.
Ali üzülmüştü Melis'in bu haline. Ama yapabileceği başka bir şey yoktu. Ayşe'ye bu kadar aşıkken Melis'le devam edemezdi. Bir türk kahvesi söyledi. Melis eve gidip bu haberi ailesine verecekti. Onlar da Ali'nin ailesine. Bu iletişim ağı için gereken sürede burada oturup bir kahve içmek en iyisiydi. Daha da iyisi bu kahveyi Ayşe'yle içmekti. Bir insanı bu kadar özlemek ne tuhaftı. Ahh bu kadın ona neler yaptırıyordu böyle.
"Ali Özbey! Afiyet olsun!"
Ali düşüncelere dalmış şekilde kahvesinden bir yudum alırken gelen bu sesle irkildi bir anda. Kafasını kaldırdığında karşısında Koray'ı gördü.
"Koray Demirkan! Ne işin var burada?"
Koray Ali'nin karşısındaki sandalyeyi çekip oturdu. Bacak bacak üstüne atıp kollarını birleştirdi.
"Ne oyunlar oynuyorsun öğrenmeye geldim."
"Ne demek istiyorsun? Açık konuş."
"Ayşe'yle olan ilişkini öğrendim. Amacın ne? Aklınca bir çeşit intikam oyunu mu oynuyorsun? Selim Ekinci'nin kızıyla gönül eğlendirip onu küçük mü düşürmeyi planlıyorsun?"
"Doğru konuş! Ayşe'den bahsederken de sözlerine dikkat et! Senin gibi hesaplarım yoktur Koray Demirkan, beni kendinle karıştırma. Ayşe'yi seviyorum, o kadar.
Koray kahkaha attı. Sonra ciddileşti birden.
"Seni yıllardır tanırım Ali. Kimi kandırıyorsun? Hıh, seviyormuş!"
"İnan ya da inanma. Ayşe'yle birbirimizi seviyoruz. Hem sen hala neyin peşindesin? Sana seni sevmediğini söylemedi mi?"
"Ayşe'den öylece vazgeçeceğimi mi sandın? Hele ki itiraf edemediği aşığını bulduktan sonra!"
"Ne demek istiyorsun?"
"Sen bana rakip bile olamazsın. Ailen belli. Ne bekliyorsun Ayşe'yle evlenmeyi falan mı?"
"Seni ilgilendirmez. Ayşe artık senin konun değil. Uzak dur ondan. Seni sevmiyor, biraz gururun varsa çekil kenara."
"Ayşe'ye ben de aşık oldum. Selim amcanın da ideal damat adayıyım. Her şey benim için bu kadar kolayken neden kenara çekileyim?"
"Çünkü seni sevmiyor anlamıyor musun?"
"Şimdi sevmiyor. Sizin ilişkiniz açığa çıktığında skandal olacak. İstemesen de ayrılacaksınız. Ayşe de teselliyi benim kollarımda bulacak."
Ali aniden kalkıp Koray'ın gömleğinin yakasına yapıştı bir eliyle. Diğer eliyle de yumruk yapıp yüzüne doğru çevirip bekledi.
"Bir daha onun hakkında böyle hayallere kapılmayacaksın. Biz ayrılmayacağız. Bir yol bulacağım. O yolu bulduğumda eğer o yolda karşıma çıkarsan seni ezer geçerim. Anlıyor musun?"
"Bırak yakamı, seninle burada köpekler gibi dalaşmayacağım. Ha şöyle. Sakin ol."
Ali Koray'ın yakasını bırakıp oturdu. Derin derin soluyordu. Koray üstünü düzeltti.
"Sen bizi nasıl öğrendin?
"Kendi yöntemlerimle. Noktaları birleştirdim diyelim.
"Kızı takip ettirdin değil mi aşağılık herif?"
"Kontrollü değilsin hiç. Aşk sana yaramamış. Bunu bir uyarı say. Devam ederseniz Ayşe'yi nelerin beklediğini düşün. Onu seviyorsan peşini asıl sen bırakırsın. Bırak benimle mutlu olsun."
"Uyarı değil, apaçık tehdit bu. Ancak farketmez. Seninle mutlu olamaz Ayşe. Senin nasıl bir adam olduğunu çok iyi biliyorum."
"Ben de seviyorum Ali. Ayşe beni de değiştirdi. Onunla evlenmek istiyorum."
"Kes sesini. Onun adını anmana bile tahammül edemiyorum!"
Koray ayağa kalktı. Gömleğini düzeltti.
"Seninle daha fazla konuşmanın anlamı yok. Mantıklı düşünemiyorsun. Bu da işlerimi daha da kolaylaştıracak. Hoşça kal Ali, yine görüşeceğiz."
Ali sinirliydi. Cevap vermedi. Yüzüne yumruk atmamak için zor tutmuştu kendini. Koray'ın gidişini izledi. Öğrenmişti aralarındaki ilişkiyi. Koray bir konuda haklıydı. Hiç kontrollü davranamamıştı. O buraya boşlukları doldurmaya gelmişti asıl. Karşılıklı bir aşk olduğunu öğrenmiş ve Ali'nin zayıf olduğunu görmüştü. Bunları öğrenmesine fırsat vermişti. Böyle bir durumda daha dikkatli olması gerekirdi! Kızdı kendine. Ayşe'yi korumak bu aşka sahip çıkmak onun göreviydi artık. 'Ayşe'nin peşini bırakmayacak aşağılık herif' diye söylendi. Ne yapacaktı şimdi? Aşk bu kadar kolayken niye diğer her şey bu kadar zordu?
Telefonu çaldı. Babası arıyordu. Melis'in ailesi aramış demek ki diye düşündü. Telefonu açtı.
"Efendim baba?"
"Ali, hemen eve gel. Bir açıklama bekliyoruz senden."
Ali hesabı ödeyip çıktı dışarı. Gökyüzüne baktı bu gece ay yoktu.
"Bu gece bitmeyecek hiç anlaşılan, dedi. Arabasına doğru yürüdü."
![](https://img.wattpad.com/cover/236970796-288-k528201.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ÖMRÜ BİR AŞKA ADAMAK
RomanceÇocukluğundan beri gizli ve büyük bir aşkla sevdiğin adamın yanlış bir kadınla evleneceğini öğrendiğinde ne yaparsın? Karşısına çıkıp konuşabilir misin? Yoksa sadece izler misin? Peki bir de aileleriniz yıllardır düşmansa? Büyük bir nefretin yangını...