"Ayşe" dedi Ali.
"Hııh" dedi Ayşe dalgın dalgın.
"Geldik."
"Öyle mi?"
"İyi misin?"
"Gitmek istemiyorum, elini bırakmak istemiyorum."
Ali, arabayı birkaç sokak ilerde park etmiş, Yaseminlerin evine kadar el ele yürüyerek gelmişlerdi. Güneş batmak üzereydi, altın rengi bir aydınlık gökyüzüne yayılmıştı. Ali ve Ayşe evin olduğu sokağın başında durmuşlardı.
"Biliyorum Sevgilim, benim için de seni her seferinde bırakmak çok zor. Ama bir gün bu ayrılıklardan biri son ayrılık olacak. Sonra hep birlikte olacağız. Söz veriyorum."
Ayşe, Ali'ye büyük bir şefkatle baktı. 'Ne zaman Ali?' demek istedi, vazgeçti. Onu üzmek istemedi. Gülümsedi sadece.
Ali, Ayşe'nin yüzündeki acı ifadenin farkındaydı. Her ayrılıktan sonra başka bir ayrılık daha geliyordu. Ayşe'nin ona güvenmesini, bir çözüm bulacağına inanmasını istiyordu ama elinde ne vardı? Aklındakiler gerçekten işe yarayacak mıydı? Ayşe'nin yüzündeki hüznü görmek onu kahrediyordu. Yaklaştı, sarıldı sevgilisine. Öptü dudaklarından uzun uzun... Yüzünü ellerinin arasına aldı, kokusunu çekti içine derin derin.
"Şimdilik gidiyorsun sadece, unutma, tamam mı?"
"Tamam. Hoşça kal Sevgilim."
Ayşe, Ali'nin elini bırakıp eve doğru yürümeye başladı. Ali'nin orada durup onu izlediğini biliyordu ama arkasına dönmedi. Ali, ağladığını farkederse kızardı. Kalbinde bin parça cam kırılmış, tonlarca ağırlık oturmuştu. Aliyle geçirdiği güzel günün duyguları kalbinde bir köşeye sinmişlerdi. Ayrılık acısı tüm kalbine hakim olmuştu.
Ali, Ayşe içeri girene kadar gitmedi, çiçekli yeşil elbisesi, sarı dalgalı saçlarıyla süzülüp giden Ayşe'yi izledi. Ne kadar aşık olduğunu hissetti tekrar. "Ahh bu kadın bana neler yaptı böyle!" dedi kendi kendine. Ayşe son bir kez yüzünü döner mi diye bekledi, dönmedi. Ağladığını anladı. Ellerini cebine koydu, dönüp arabasının olduğu sokağa doğru yürümeye başladı.
***
Yasemin salonda oturmuş Ayşe'yi bekliyordu. Kapı çalınca koşup açtı. Bir anda Ayşe boynuna sarıldı.
"Haydaaaa. Noldu Ayşe? Dur bırak bakayım beni. Ayy ama kuzum ağlıyor musun sen? Tamam dur yukarı çıkalım. Hadi ama!"
Yasemin, Ayşe'nin kollarından kurtardı kendini, elinden tutup yukarı kata Yaseminin odasına çıktılar.
"İyi ki annemler yokmuş evde. N'oldu bakayım, niye ağlıyorsun?"
"Yasemin böyle ayrılmak artık o kadar zor geliyor ki. Ali'yle görüşeceğim saatleri iple çekiyorum. Ama onu gördüğüm andan itibaren içime ayrılacağımız anın acısı düşüyor. Birlikteyken dakikaları sayıyorum bildiğin."
"Tamam üzülme her şey bir gün yoluna girecek. Ben cidden inanıyorum."
"Yasemin Allah aşkına ne diyorsun? Sen yapma bari. Birbirimizi kandırmayalım."
Yasemin üzülerek baktı Ayşe'ye. Ne diyeceğini bilemedi. Sustu. Ayşe devam etti:
"Ali bugün, bu ayrılıklardan biri bir gün son ayrılık olacak sonra hep birlikte olacağız dedi. Aslında kısmen haklı. Bu ayrılıklardan biri bir gün son ayrılık olacak. Ama biz bir daha asla kavuşamayacağız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR ÖMRÜ BİR AŞKA ADAMAK
RomanceÇocukluğundan beri gizli ve büyük bir aşkla sevdiğin adamın yanlış bir kadınla evleneceğini öğrendiğinde ne yaparsın? Karşısına çıkıp konuşabilir misin? Yoksa sadece izler misin? Peki bir de aileleriniz yıllardır düşmansa? Büyük bir nefretin yangını...